“Bu tartışmaların dışında kalmak İzmirli olma sağduyumuzun bir sonucudur. Bu duruş güçsüzlük ya da zafiyetten değil, zerafettendir.”

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, bir süre önce ''Yeni Siyaset Belgesi, İzmir Duruşu'' başlıklı bir açıklama yaparak, İzmirlilerin ortak görüşünü gözler önüne serdi.
Cümlelerinin bir çoğunda 'Ne yazık ki' değerlendirmeleri vardı Tunç Soyer'in;
“Ülkemizde siyasetin, toplumun çok gerisinde kaldığı gerçeğini gözlemliyor ve endişe ediyoruz.
Yazık ki değerli partimiz CHP'nin birçok kişi tarafından kendi kariyeri ve popülaritesi için harcanabilir basit bir kurum olarak görüldüğünü gözlemliyoruz.
Ne yazık ki ittifakın selameti gerekçesiyle sol-sosyal demokrat söylemlerden uzaklaşmış olması CHP'nin gerçekten ne söylediğinin anlaşılamamasına yol açtı.
Her konuda liyakata dayalı, şeffaf ve hesap verebilir kadrolar için en uygun koşullar oluşturulmalıdır. CHP'nin eksik ve kusurları olduğundan ,bir değişime ihtiyaç duyulduğundan şüphemiz yok.”

***
Soyer, zerafetinden, parti disiplininden, ahde vefasından söyleyemediklerini satır aralarına bırakıyor. Niyet okuma değil ama satır aralarını tahmin etmeye çalışalım kısaca. Yeni üye yapılanmasından söz ediyor İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı. Yani 'Halkın partisini halka açın' diyor. 'Partili aidiyet duysun, elini taşın altına koysun' diyor. Parti tüzüğü değişsin, ön seçimler doğrudan parti üyeleriyle yapılmalı' diyor. Doğrudan söylemiyor, ama biz söyleyelim:
Partide 25 yıl, 30 yıl, 35 yıl aralıksız milletvekili olanlar var. Ne yapıyor bu adamlar? Partiye bunca yıldır ne vermişler? Bıktık bunların yıllarca kameraların karşısına geçip promptırlara bakarak 'Şiddetle kınıyoruz ', 'Kabul etmiyoruz' demelerinden. Kaç tanesini gördünüz Ergenekon sürecinde? Balyoz davalarında?

***
Bariyerleri yıkan Tarık Akan, Levent Kırca kadar olamadılar. Peki Gezi olaylarında kaçı eylemcilerin arasındaydı? Aralarında hiç polis şiddetiyle karşılaşan var mıydı? Gezi eylemlerinin yılmaz savunucusu Avukat Can Atalay, milletvekili seçilmesine karşın cezaevinde. Kanunsuz olarak tahliye edilmiyor. Ne yapıyorlar bu haksızlık karşısında? Etkili bir eylemlerini görmedik. Gören var mı?
Ne yapıyorlar şimdi iktidarın eğitimi dinselleştirmesi konusunda? 'ÇEDES' adlı ucube projenin bazı illerde yürürlüğe girmesi ile birlikte cami imamlarının okullarda değerler konusunda danışmanlık ve eğitim vermesi, eğitimin kuşatılmasıyla ilgili ne yapıyorlar? Okul yöneticileriyle, öğrenci velileriyle bir dayanışma içine giriyorlar mı? Protesto eylemleri düşünüyorlar mı?

***
Tele-1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ, kumpas montajlarla tutuklanırken neredeydiniz? Adliyeye 50 milletvekili gönderemezmiydiniz? Yayınladığımız uyduruk mesajlarla, tweetlerle mi basın özgürlüğünü savunacaksınız?
Her kafadan bir ses çıkıyor; değişim de değişim. Ama nasıl bir değişim? Adam 25 yıldır milletvekili. Partiye 25 paralık katkısı yok. Hep yönetim kadrolarında yer almış. Partinin durumu ortada. Çıkmış 'değişim' diyor. Önce kendini değiştir. Partiden bir uza. Ama gönlünden genel başkanlık geçiyor. Selden kütük kapacak. Değişimden beklentisi bu...

***
İl başkanlarının vurguladığı gibi önemli olan kişilerin değil, fikirlerin ve ilkelerin değişmesi. Fikir ve ilke sahibi kişilere ihtiyaç var. CHP'yi bugünkü görünümünden uzaklaştıracak, kuruluş ilkelerine getirecek kadrolar iş başına gelmek zorunda. Devletçilik ve halkçılık temelinde, planlı karma ekonomi ile ulusal çıkarlara ve tam bağımsızlık ilkelerine dayanan dış politikayı amaçlayan kadroları görmek istiyor seçmenler.
Seçmen sol-sosyal demokrat CHP'yi özlüyor. Seçimlerde yüzde 43 oy alan Bülent Ecevit'in 'Toprak işleyenin su kullananın', 'Ne ezen, ne ezilen, insanca hakça düzen', 'Bizim iki gücümüz var; halk ve hak', 'Laiklik ilkesi Türkiye'nin Aşil topuğudur' şeklindeki sözlerini hiç unutmuyor.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'in açıklamalarını bu gelişmeler ışığında değerlendirmek yararlı olacak .