Türkiye’de kamu sektöründe çalışan 600 bine yakın işçinin üyesi olduğu Türk-İş, 2025 ve 2026 yılı Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü müzakerelerinde hükümetle anlaşmaya varılamaması üzerine etkin mücadele kararı aldı. Sürecin başından itibaren yoğun gündem yaratan ücret ve sosyal hak artışları taleplerinde hükümet kanadından gelen teklifler işçi kesimi tarafından yetersiz ve adaletsiz bulundu.
Pazarlık masasında olumlu sinyaller alınamaması, köklü bir gerilime neden oldu. 600 bini aşkın işçi ve sendika temsilcileri, Ankara’daki Türk-İş Genel Merkezi’nde bir araya gelerek son durumu değerlendirdi. Toplantı boyunca yükselen mücadele azmi ve kararlılığı, alınan grev kararının ilk sinyali oldu. İşçiler, “Şimşek elini cebimizden çek”, “İş, emek yoksa barış da yok” gibi sloganlarla taleplerini haykırdı.
500 kuruma grev ilanı: Geniş çaplı eylem planı
Türk-İş tarafından alınan kararla birlikte, Türkiye genelinde yaklaşık 500 kamu kuruluşu ve biriminde grev ilan edilmesi kararlaştırıldı. Bu grev ilanları, resmi prosedür gereği ilgili kuruluşlar ve Çalışma Bakanlığı’na gönderilecek ve ilan edilen yerlerde grev uygulamasına geçilecek.
Bu kapsamlı grev planı, toplu iş sözleşmelerinde işçilerin taleplerinin görmezden gelinmesi üzerine harekete geçilen güçlü bir eylem aracı olarak görülüyor. 500 kurumda iş bırakılması, kamu hizmetlerinde ciddi yavaşlamalar ve kesintilere yol açabilir. Bu durum, işçi-işveren ilişkilerini germekle kalmayacak, toplumsal ve ekonomik açıdan da geniş yankılar uyandıracak.
Protestolar sokaklara taştı, maden işçileri barikat kurdu
Grev kararının ardından Ankara’daki Türk-İş Genel Merkezi önünde toplanan işçiler, kararlılıklarını göstermek için coşkulu protestolar düzenledi. Özellikle maden işçileri, baretlerini yere vurarak seslerini duyurmaya çalıştı. Sloganların yükseldiği eylemde, işçiler “Birleşe birleşe kazanacağız”, “Gemileri yaktık, geri dönüş yok” mesajlarıyla örgütsel güçlerini pekiştirdi.
Bu sahneler, kamu işçilerinin taleplerini kararlı şekilde takip etmekten vazgeçmeyeceğinin simgesi oldu. Sendika yöneticileri ve işçiler, tüm kamuoyunu destek olmaya davet ederek, sürecin uzaması halinde eylemlerin dozunun artacağı sinyalini verdi.
Ergin Atalay’dan çarpıcı açıklamalar: İşçiler memnun değil
Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, basın açıklamasında Türkiye’de mevcut durumun işçi sınıfı açısından tatmin edici olmadığını vurguladı. “Bu ülkede memnun olan var mı?” sorusuyla başlayan konuşmasında, hükümet ve patronların tekliflerinden memnun olduklarını, ancak işçi ve emeklilerin bu durumdan uzak olduğunu dile getirdi.
Atalay, “Verilen teklifler işçilere hakaret niteliğinde” ifadeleriyle hükümetin adımlarını eleştirirken, “Devlet verdiği sözü tutacak” diyerek yetkililere çağrıda bulundu. Genel başkan, önümüzdeki süreçte işçilerin haklarına yönelik mücadelede geri adım atmayacaklarının altını çizdi.
"Güvenmiyoruz, TÜİK rakamlarına inanmıyoruz"
"Devletin verdiği sözden cayma şansı yok" diyen Türk-İş Başkanı Ergün Atalay da "Bugün Çalışma Bakanı Afrika'da G20 zirvesinde. Hak-İş Başkanı da orada. Bu ülkede emekli, asgari ücretli, işçilerin ekonomik durumu ortada. Ülkeyi mali yönden yönetenlere güven ortada. Biz güvenmiyoruz, TÜİK rakamlarına inanmıyoruz" diye konuştu.
"Devlet verdiği sözü tutmalı"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'a seslenen Atalay, "Bu çocuk oyuncağı değil. Devlet verdiği sözü yerine getirmek zorunda. Kamuoyuna çıkıp 50 bin, 60 bin lira alıyor diyor. Yerin altında ölüyoruz, denizin ortasında kaynak yapıyoruz, çoluk çocuğunuza hizmet ediyoruz. Bizi niye başkalarıyla mukayese ediyorsunuz. Biz bu ülkenin emekçileriyiz. Cumhurbaşkanım, bakanın açıklamalarını yerine getirmesi talimatı verin" ifadelerini kullandı.