Mahallenin değil, ülkenin her yeri cayır cayır yanıyor, yandaş medya saçlarını taramakla meşgul.
Yaklaşık iki hafta oldu korkunç yangınlar başlayalı. İlk günlerde olaylara öylesine değinen yalaka basın, iktidarın beceriksizlikleri ortaya çıkınca ,yön değiştirip sorumluluğu muhalefete yüklemeye başladı.
Bakın utanmaz basının son iki haftadaki manşetlerine;
"Afetin yaralarını hızla saracağız."
"Yanan her şeyi yerine koyabiliriz."
"Yanan evler küllerinden doğacak"
"Hem yangınla, hem yalanla boğuşuyoruz."
"Devlet nerede dedirtmediler"
"Yalanda sınırları aştılar."
"Yangınlar kesinlikle planlı"
"Devlet millet seferber, zillet şov peşinde."
"İktidara çatan da, yakan da aynı kafa."
Daha ne utanmazlıklar. Ar damarları çatlamış.Bir tanesi çıkıp 'Aşırı sıcakların geleceği belliydi,ne önlemler aldınız? Yangın başladı niye geç müdahale ettiniz? Türk Hava Kurumu'nu nasıl bu hale getirirsiniz? 2016 da yabancı ülkelerde yangın söndüren uçaklarımızı kim antika hale getirdi? Ormanlarımız yalnızca ağaç toplamından mı oluşuyor? Samanın, koyunun , ineğin parasını ödeyince iş bitiyor mu? Orada yok olan ekosistem ne olacak? Yok olan sincaplar,geyikler,kuşlar, kaplumbağalar, karıncalar hiç mi umurunuzda değil?" diye sorabiliyor mu?
Ne yapıyor militanları? Gerçek haber yapan medyayı susturmak istiyor. Marmaris'te canlı yayını basmaya kalkıyorlar. Koskoca Marmaris'te beş kişi toplayabilmişler. Zoru görünce tabanları yağlıyorlar.
Anlı şanlı RTÜK ne yapıyor? "Yangın haberlerini vermeyin, söndürme haberlerini verin yoksa cezalandırırız" diyor.
Tarım ve Orman Bakanına tek laf edebiliyorlar mı? Yangından iki hafta önce;
"Orman yangınlarıyla ilgili çok haber olmuyor. Neden? Çünkü yangınlara büyümeden müdahale ediyoruz. Şu anda çakmak çaksalar yakalıyoruz" demedi mi?
Marmaris yangınında "Yerleşim yerleri tehdit altında değil " dedikten hemen sonra Hisarönü Mahallesi boşaltılmadı mı?
"Bizim yaptığımız ciddi bir iş. Çocuk oyuncağı değil.Bize sahada her ekipmanın en iyisi gerekir.Hava Kurumunun uçakları yerine çok daha iyi ve modernlerini koyduk "dedikten sonra Hırvatistan ve İspanya'dan aynı tip uçaklar gelip yangınları söndürmedi mi?...
Osmanlı'nın Maarif Nazırı, "Şu mektepler olmasa, Maarifi ne güzel idare ederdim" demiş. Şu ülkede tarım ve ormanlar olmasa Sayın Bakan, 'Asrın Bakanı' olmaya aday gösterilebilirdi. Ya da tarım alanı ve ormanı bulunmayan Kuzey Kutbunda inanılmaz başarılara (!) imza atabilirdi.
Aslında ironi yapacak halde değiliz. İçimiz kan ağlıyor. Sosyal medyada paylaşılan şu görüşe nasıl katılmayalım;
"Ülke son yirmi yıldır yanıyor, yalnızca son iki haftasında alevler var!"
Nazım'ın unutulmaz dizeleriyle kapatalım;
"...Onlar ümidin düşmanıdır sevgilim,
Akar suyun,
Meyve çağında ağacın,
Serip gelişen hayatın düşmanı..."