Herkes yılın sonuna gelmemiz ve aşı uygulamalarının birçok ülkede başlaması ile birlikte gerçekten derin bir nefes alıp, umutlarını giderek artırmıştı ki, İngiltere’den SARS-CoVid-2 için endişe verici bir mutasyon haberi geldi. Bu hafta, biliyorsunuz en uzun geceyi yaşadık. Kış gündönümü olan 21 Aralık’ta, güneş ışınları Oğlak dönencesine dik olarak düşer ve Kuzey Yarım Küre'de artık günler uzamaya başlar. Böylece bilimsel bağlamda kış mevsimine girilmiş olur. Tabii ki Güney Yarım Küre'de de yazın başlangıcı söz konusudur. 21 Aralık gecesi yılın en uzun gecesi yaşanır. Tam da insanlık, 2020 yılı ile birlikte en uzun ve karanlık geceyi de pandemi ile birlikte geride bıraktığı düşüncesi içerisinde bir miktar avuntu içerisinde iken İngiltere orijinli haberler moralleri ve ekonomiyi yeniden tersyüz etti!
İlk önce İngiltere Başbakanı Boris Johnson ‘Ülkede yeni mutatif bir virüs tespit edildi, önceki virüse göre yaklaşık yüzde 70 daha bulaşıcı olduğu görülüyor’’ açıklamasını yaptı ve kabinesinin acil durum komitesini toplantıya çağırdı. Sağlık Bakanı Matt Hancock, daha vahim şeyler söyledi: “Mutatif virüs kontrolden çıktı” dedi ve ekledi, “Adeta vaka sayısında patlama yaşandı. VUI-202012/01 ismi verilen bu virüsün hesaplarımızda yoktu.”
İngiltere şu an yoğun bir şekilde Pfizer/BioNTech aşısını vatandaşlarına uygulamaya başladı. 150 binden fazla kişi, ilk doz aşılarını aldı. İlk etapta, bu aşıların yeni mutasyon ile artık işe yaramayacağı akla gelse bile bu yanlış bir ön yargı olacaktır çünkü yeni tespit edilen VUI-202012/01 mutasyonu korona virüsün "spike proteini" denilen, virüsün hücreye yapışarak içine girmesini sağlayan diken benzeri çıkıntılarda meydana geldi, yani tam da uygulanan yeni m-RNA aşıların etkisini gösterdiği spike proteini yapısı içinde. Dolayısı ile aşılar için bir etkinlik problemi ortaya çıkmayacaktır. BioNTech CEO’su Prof. Dr. Uğur Şahin de zaten aşıyı yaklaşık 20 virüs varyasyonu üzerinde test ettiklerini, mutasyon sonucu ortaya çıkan yeni virüs türlerine karşı da aşının koruma sağlayacağını teyit etti.
Doğrusu, şimdilerde tüm dünyada pandemik yayılım halinde görülen korona virüs, ilk çıkan Çin'in Wuhan şehrinde görülen virüsle aynı değil. Hatırlarsınız D614G diye anılan mutasyonundan daha önceki yazılarımda bahsetmiştim. Önce Avrupa'da görülmüştü, geçen şubatta. Şimdilerde küresel boyutta en sık tespit edilen virüs mutasyonu halinde. Ardından İspanya orijinli A222V mutasyonu gündeme geldi. Bu ay itibari ile SARS-Cov-2 virüsünün 4000'den fazla mutasyonu, dünyanın değişik ülkelerinde saptanmış durumda.
Bilindiği gibi her hücrede bulunan ve o canlının genetik bilgisini içeren ve aynı zamanda o canlıdaki yaşamsal olayları yöneten DNA ve RNA dediğimiz yapılar söz konusu. Bunlar farklı nükleobazın çeşitli kombinasyonları şeklinde sıralanırlar ve yaşam süreleri boyunca dış etkenlere bağlı olarak rastlantısal değişimlere uğradıklarında mutasyon oluşumları ile karşı karşıya kalınır. İşte bu mutasyonlarla ortaya çıkan yeni türler, daha bulaşıcı ve zararlı hale gelebilir. Bu aşamada bilim çevrelerinin asıl endişesi bu. Şimdilik salgına karşı alınan önlemlerin önceliği önemini korumakta. İngiliz Hükümeti'nin başdanışmanı Whitty ile King’s College virologlarından Prof. Stuart Neil de korona virüsün yeni mutasyonunun bulaştırma katsayısı olan R değerini 0.4 oranında artırabileceğinden bahsetmekle birlikte, şimdiye kadar toplanan verilerin değişime uğrayan virüsün daha bulaşıcı olduğu tespitiyle tutarlılık gösteren bir laboratuvar araştırmasının ortaya konamadığını belirtiyorlar. Ama bir gerçek var o da virüsün birkaç hafta önce görülen vakaların %10 ila %15'ini oluştururken daha bir hafta geçmeden bu oranının Londra'da %60'a yükseldiği..
Sonuç olarak Kovid Pandemisi küresel bir tehdit olarak varlığını devam ettirdiği sürece bu tür mutasyon haberleri hiç eksik olmayacak. O zaman hepimiz maske, fizik mesafe ve kişisel hijyen önlemlerimize tehlike geçinceye kadar devam edip, aşı uygulamalarının yeterli antikorları oluşturması için zaman kazanmak dışında elimizden bir şey gelmeyecek maalesef!