Kimi gittikçe kalır,
Kimi kaldıkça gider...(Özdemir ASAF)
İncecik otlar vardır, toprakları yarar da çıkar gün yüzüne.
Toprağından ve saldığı köklerinden alır kayaları bile çatlatan gücünü.
İnsanlar vardır, ölümsüzlüğü sırtlamış sevgiden, iyilikten, umuttan alır gücünü...
"Ölmek nedir/ Yaşadım diyebilmektir/ Ya yaşamak/ Ölebilmektir çırılçıplak orta yerinde yaşamın..."
Ne soylu yüce bir ölümdür, öldüğü yere bir kök ve usulca sevdalar bırakmak...
***
Ziynet...
Ziynet Sertel...
Meslektaşım, Kardeşim...
"Bin Yıllık Dostum" Atilâ Sertel'in 41 Yıllık "kıymetlisi"...
"Ellerimizde yüreklerimiz vurulmuş kumrular gibi" bıraktı gitti onu, sevdiklerini, sevenlerini.
Hepimizi; hüzün içinde...
"Yaşlılar ölüme gider ama ölüm gençlere gelir" derler...
O "paslanmaz yüreği"nde iyilik, doğruluk güzellik meşalesi sönmeyen Ziynet'e ölüm erken geldi...
***
Mine G.Kırıkkanat'ın "kalıcılık ve ölümsüzlük üzerine" bir yazısını anımsadım;
"Kalıcılık; ölümden sonra birilerinin sizi sevgi ve saygıyla anmasına yol açan izdir.
Eğer olumlu bir iz bırakmak için çıkarsanız yaşam yoluna, siz kalıcı olamasanız bile kalıcı olana el uzatarak, omuz vererek yakalarsınız ölümsüzlüğü.
Ölümsüzlük, kalan insanların gidenleri düşünmesi, yazması, anmasından ibarettir.
Unutulmamaktır, ölümsüzlük... "
Ziynet asla unutulmayacak, ismi gibi bir nadidedir, iz bırakanlardan olmuştur!
***
Sımsıcak gülüşlü, güzel yürekli, gerçek gazeteciyi, seçkin bir dostu, hatırası büyük, çok sevgili Ziynet Sertel'i kalplerimize gönüllerimize uğurladık.
Hayatı -gerçekten- yaşanmaya değer kılan...
Kalplerin asla silemeyeceği ender bir insandı o.
Nice güzel yürekteydi Ziynet.
Seni saklayacağız Ziynet Sertel seni saklayacağız.
Seni yüreğimizin sıcağında saklayacağız.
***
Onun "hoşça kalın"ını işitmek!
Ahh. Ahh...
Bizi bu gidenler, Ziynet'ler öldürür...
Yıldızlar yoldaşın olsun.
Toprağında güneş çiçekleri açsın Ziynet...