2019’da yapılacak seçimler yaklaşırken, AKP’nin hedefini CNN’de AKP Merkez Karar ve Yönetim Kurulu üyesi Ayhan Oğan açıkladı:
“Şimdi biz yeni bir devlet kuruyoruz; beğenin, beğenmeyin, bu yeni devletin kurucu lideri Tayyip Erdoğan’dır.”
Kurmayı düşündükleri devletin nasıl bir devlet olduğunu açıklamama gerek yok sanırım. Amaçlarına ulaştıkları taktirde bugünleri bile çok arayacağımız kesin.
GÜÇ BİZDE
“İyi ama ben ne yapabilirim?” diye düşünüyorsunuz, belki şimdi.
Çok şey…
Güç bizde aslında.
Ama yeterince farkında değiliz.
Kanıt mı?
‘İmparator’ geçinen, kasım kasım kasılan Fatih Terim’e ne oldu?
Alaçatı’daki olaya verdiğimiz tepkiler sonrasında, çok güvendiği kişiler, kendileri yıpranmasın diye kapının önüne koyuverdiler, sus payı vererek. Uzun süre iyi bir iş bulabileceğini, hatta tazminatının önemli bölümünü alabileceğini sanmıyorum.
AKP ve Erdoğan da, tıpkı Terim gibi çok yıprandı. ‘Metal yorgunluğu’ diyorlar ama ben metalden çok ‘mermer’e benzetiyorum; her an çatlayabilecek...
Akşener’in kuracağı yeni partiden ödleri patlıyor. AKP içindeki eski DP, AP, ANAP, DYP çizgisinden gelen, kemikleşmemiş en az yüzde 20’lik dilimin kayma olasılığı var, çünkü. Vikipedi’leri bile elinden alınmış gençlerin büyük bölümü de çok tepkili ve huzursuz.
Yeni partinin ikinci adamı Prof. Dr. Ümit Özdağ iyi bir stratejist... Meclis’te grup kurup, parti vitrinine CHP seçmenine hitap edecek kişiler de eklenirse (kesinlikle Feyzioğlu değil), başarı ve oy oranı artacaktır.
ADALETTEN ATALETE
Gelelim CHP’ye…
7 yılda yaptığı en başarılı etkinlik olan ‘Adalet’ yürüyüşü sonrası Kılıçdaroğlu, eski ‘Atalet’ine döndü.
2019’da CHP’nin adayı Kılıçdaroğlu olur mu?
Olabilir.
Olursa ne diyeceğiz?
“Bizim adayımız çok iyi yürür, ama 7 yılda bir” mi?
Bazen öğrencilerim bir araştırma önerir, ben de sorarım:
Daha önce kaç kez yapılmış, hangi sonuçlar alınmış? Yirmi kez aynı sonuç alınmışsa, aynı araştırmayı yirmi birinci kez yapmanın anlamı yoktur, çünkü.
Anlayana…
AHMET HAKAN’A
Çoktandır yazmıyordum kendisine; özlemişim.
Geçenlerde değerli gazeteci Mehmet Y. Yılmaz, ‘ekran yasaklısı’ olduğunu söylüyordu, Sözcü’deki röportajında.
Sahi, Ahmet Hakan aynı gazetede yazdığı Yılmaz’ı neden ‘Tarafsız Bölge’sine davet etmiyor? Sadece onu değil; Onur Öymen’i, Sabih Kanadoğlu’nu…
Yeterli mi bulmuyor?
Yoksa Ahmet Hakan kendini ‘Tarafsız’ olarak pazarlayan bir ‘Taraf’ mı?