Afrin harekatı devam ederken bu güne kadar maalesef 41'i Türk Silahlı Kuvvetlerimizden,116 ÖSO mensubu toplam 157 şehidimiz var. Bütün şehitlerimize rahmet diliyorum.
Türkiye büyük bir satranç masasında. Çünkü karşımızda ne yapacağı belli olmayan bir ABD var. ABD ile Türkiye arasındaki en büyük gerilim olan Menbiç konusunda süpriz bir uzlaşma sağlandı. Ancak Afrin'deki başarılı harekat devam ederken ABD yine yapacağını yaptı ve Türkiye’nin BM ateşkes kararına uymasını istedi.
Oysa bir süre önce Türkiye ile Amerika müttefik ve stratejik ortak olmuştuk. Peki müttefik ve stratejik ortaklığa ne oldu?
Bununla bitmedi. ABD'nin her türlü desteği verdiği terör örgütü YPG, Kamışlı'da 3 bin 500 teröristi eğitti.
İşte bunun için bölgede ne Esad'a, ne Rusya'ya ne de ABD'ye güvenmediğimiz için kendi işini kendimiz görerek Türkiye'deki ve Suriye'deki Kürtleri birbirinden ayırabileceği bir sınır şeridi çizmeye çalışıyoruz.
Aslında bütün bu olanlar ABD emperyalizminin ne acımasız olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor.
Son örnek şeker fabrikalarının satılmasıyla ilgili ABD firması Cargill’in raporu ortaya çıktı.
Amerikan emperyalizmi ile ilgili çok yazdım.
Atatürk’ün emperyalizmle ilgili sözleri bu günlere ışık tutuyor adeta.
“Mühim olan memleketi temelinden yıkan milleti esir ettiren dahili cephenin düşmesidir. Bu hakikate bizden ziyade vakıf olan düşmanlar, bu cephemizi yıkmak için asırlarca çalışmışlar ve çalışmaktadırlar. Bu güne kadar muvaffak da olmuşlardır. Hakikaten kaleyi içinden almak, dışından zorlamaktan çok kolaydır.”
Kısacası, Atatürk için tek düşmanın kim olduğu bellidir:
“En büyük düşman,düşmanların düşmanı, ne falan ne de filan milletler. Bilakis bu, adeta her tarafı kaplamış ve saltanat halinde bütün dünyaya hakim olan kapitalizm afeti ve onun çocuğu olan emperyalizmdir. Sömürgecilik ve emperyalizm yeryüzünden yok olacak ve yerlerine milletler arasında hiçbir renk, din ve ırk farkı gözetmeyen yeni bir ahenk ve işbirliği çağı geçecektir. Mazlum milletler, zalimleri bir gün mahv ve yok edecektir. O zaman dünya yüzünden zalim ve mazlum kelimeleri kalkacak, insanlık kendisine yakışan bir toplumsal hale mazhar olacaktır. Ekonomik bağımsızlık olmadan tam bağımsızlık olmaz.”
Sözün özü; ekonomik bağımsızlık derken şeker fabrikalarını satmak isteyenlere tek sözüm Atatürk’ü okuyun!
Haftaya yeniden buluşmak üzere hoşça kalın dostlar.