Sevgili okurlarım, devlet üretimi desteklemezse, sanayi yatırımlarına ağırlık vermezse, ihracat hacmini artırmazsa işsizlik patlar, enflasyon azgınlaşır, hayat şartları ağırlaşır, işsizlik patlar,  yoksulluk toplumu derinden sarsar. Devlet, tasarruf etmezse har vurup harman savurursa ekonomi çöker ve devlet güç kaybına uğrar. Şu hale bakın. Diyanet'e Türkiye dar geldi, ABD'ye açıldı. Diyanet'in lüks ve şatafatı kıtaları aştı. Devlet böyle bol keseden savurursa  emekliye para kalır mı? Asgari ücret günün koşullarına göre ayarlanabilir mi? Diyanet, 2025'te131 milyar harcamaya hazırlanıyor. Bu devasa bir para. Millete yazık olmuyor mu? Milletin parasını böyle çarçur etmeye hakkınız var mı? Şimdi asgari ücreti belirlemek için  kıvranıp duruyorsunuz.

Konumuz şu : Bakın gelişmiş toplumlarda asgari ücret nasıl belirleniyor?  Köşemizin konuğu Prof. Dr. Halil Çivi. Halil Çivi, entelektüel bir bilim adamı. Onun engin tecrübesi ve araştırıcı kimliği çok değerli. Asgari ücretin nasıl belirlenmesi gerektiğini detaylarıyla okurlarımızla paylaşıyor. İşte onun asgari ücretle ilgili  görüşleri :  Türkiye' deki   Asgari Ücret Tespit Komisyonu,   11 Aralık 2024 Salı günü, 2025 yılında ödenecek  asgari ücret miktarını belirleyebilmek için toplandı. Fakat hiçbir karar almadan dağıldı. Açıklanan haberlere göre iki kez daha toplanacakmış. Ülkemizdeki toplam nüfusun en az yarısını, ücret geliri ile geçinenlerin de % 60'ını ilgilendiren asgari ücret miktarının aralık ayının sonuna kadar mutlaka belirlenmesi gerekiyor. 

Yeri gelmişken bir dil yanlışını düzeltmekte de yarar vardır. Asgari, en az, minimum, demektir. Halbuki nüfusun belli bir oranı hatta bazı eğitimliler bile "asgari ücret" yerine "askerî ücret" terimini kullanmaktadır. Askeri sözcüğü askerlerle ilgili demektir.  Doğrusu, askeri değil asgari ücrettir.

Avrupa'da, sanayi devrimi ile birlikte fabrikalar çoğalmış, kentlerdeki bu fabrikalarda sadece emek geliri ile geçinenlerin sayıları hızla yükselmiş, fakat işçi kesiminin eline geçen ücretler sefalet ücreti düzeyine inmiştir. İşçilerin ailece barınma, beslenme, eğitim, giyim, kuşam, sağlık ve hijyen koşulları katlanılamaz düzeylere inmiştir. Gecekondulaşma, çarpık kentleşme,  kent yoksulluğu ve kırsaldan kentlere yönelen nüfus hareketleri sanayileşmenin istenmeyen yan ürünü olmuştur.

İşçiler ve işci ailelerinin  içine düştükleri  sefaletten kurtulabilmeleri  için; sosyalist ya da komünist ideolojilerden ve çözümlerden  farklı olarak  kapitalist sanayi ülkeleri; Mevcut hukuk  sistemini işçiler lehine düzenleme, işçilere koperatifleşme, mesleki dayanışma, sendika kurma,  toplu pazarlık yapma, siyasi parti ( işçi partisi) kurma  ya da kendilerine yakın gördükleri siyasi partileri destekleme gibi  ekonomik, mesleki ve siyasi haklar tanıma yollarını kabul etmişlerdir.

Ekonomik ve sosyal açıdan, işçi sınıfını, acımasız, otistik kapitalist piyasa ekonomisinin yarattığı sefalet koşullarını ortadan kaldırabilmek için "sosyal devlet", ya da devletin sosyal sorumluluklar yüklenmesi dönemi başlamıştır. Giderek, işsizlik, sağlık, emeklilik ve benzeri alanlarda sosyal güvenlik şemsiyesi geliştirilmiştir.

 Yukarıda çok kısa olarak belirtilen nedenlere bağlı olarak devletler tarafından asgari ücret belirlenmesini çağdaş bir devletin kamusal görev ve sorumluluk bilincinin zorunlu bir sonucu olarak ele almak gerekir.

Eldeki verilere göre;  Türkiye'deki Asgari Ücret Komisyonu, işveren, işçi ve hükümet temsilcilerinden oluşmaktadır. Genellikle de taraflardan birinin, iktidara katılması, çoğu kez de ışveren ve hükümet temsilcisinin uzlaşması ile belirlenmektedir.

İşçi tarafı ise çoğunlukla karşı oy kullanmakla yetinmektedir.

Asgari ücreti nasıl anlamak gerekir?

Her şeyden önce kuramsal olarak, asgari ücreti; hukuki, ahlaki, ekonomik ve sosyal açılardan birlikte değerlendirmek gerekir. Asgarı ücret  evrensel temel insan haklarına dayanır. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'ne göre; ırk, renk, dil, din, mezhep, cinsiyet...ayrımı olmaksızın herkes yaşama hakkına sahiptir. Yaşama hakkına sahip olabilmek içinde  bu hakkın başta can güvenlığı olmak üzere, beslenme, barınma, sağlık ve eğitim açısından  hukuki güvence altına alınmış olması lazımdır.

Asgari ücret aynı zamanda  ahlaki ve vicdani bir ücrettir. Çünkü ahlaki ve vicdani olarak hiçbir kimse, hiç bir aile derin yoksulluğa, sefalete, çaresizliğe ve sahipsizliğe terk edilemez. Asgari ücretin düzeyi bir bakıma hükümetlerin adalet anlayışını yansıtır.  Asgari ücret ekonomik bir ücrettir. Çünkü bireyleri ve aileleri asgari düzeyde de olsa  yeterli bir gelire kavuşturmak, onları gelir eksikliği  ya da gelir yokluğu ile başbaşa bırakmamak,  sefalete terk etmemek  gerekir.

Asgari ücret aynı zamanda sosyal bir ücrettir. Çalışanın ve ailesinin, biyolojik ve fiziksel  gereksinmelerinin karşılanması kadar, asgari koşullarda da olsa, tatil, kitap, gazete, sinema, tiyatro hatta gezi   gibi  sosyal gereksinmelerinin de karşılanması gerekir. Çağımızın sosyal devletleri bu anlayıştadır.

Asgari ücreti nasıl hesaplamak  gerekir?

 Fransa 'daki asgari ücret hesaplamalarından esinlenerek konuyu   kısaca anlatmak gerekir. Asgari ücretin üç ana bileşeni vardır. Asgari ücret, bu üç ana bileşenin toplamı olarak hesaplanır.

1.Yaşamsal Asgari Ücret:

Çalışan tek kişinin çağın gereklerine ve insani koşullarına göre; barınma,  beslenme, enerji, iletişim,  giyim  ulaşım...gibi temel gereksinmelerini içerir.

2.Aile Asgari Ücreti:

Çalışanın aile üyeleri, örneğin ülkeki ortalama aile büyüklüğü dikkate alınarak, tek kişi için düzenlenen yaşamsal asgari ücrete aile bireyleri için gerekli olan asgari gelirin eklenmesi ile bulunur.           3. Sosyal Asgari Ücret:

 Aile içindeki tüm bireylerin gazete, kitap, sinema tiyatro, eğitim ve kültür faaliyetleri , gezi, ev dışında yemek için hesaplanan asgari payları içerir.

4.Toplam ( net ele geçen, güvenceli) Asgari ücret:

Toplam asgari ücret, net ele geçen ücrettir. Yukarıdaki üç başlıkta toplanan üç ücretin toplamıdır.

Toplam asgari ücret= yaşamsal asgari ücret + aile asgari ücreti + sosyal asgari ücret.

Asgari ücret miktarı ve enflasyon ilişkisi nasıl. yorumlanmalı?

Kuramsal olarak, asgari ücreti indirip eflasyonu  düşürmek ya da enlasyonla asgari ücret arasında bir bağ kurmak yanlıştır. Çünkü  asgari ücret, yaşamsal özelliği nedeniyle, hukuki, ahlaki vicdani,  ekonom³ik ve sosyal olarak zaten minimum düzeyde olduğu için dokunulmaz bir ücretir. Asgari ücreti kısmak bireyi ve aileyi sefalet bataklığına itmek anlamına gelir. Emekliler dahil, sosyal bir devlette hiçbir kimsenin, ailenin geliri asgari ücretten daha aşağı olamaz. Ayrıca asgari ücretten vergi alınmaması gerekir.

Enflasyonla mücadele, arz yönü ile bir üretim politikasıdır. Orta ve uzun vadede talebi yükselen alanlarda üretim miktarını ve ithalatı artırmaya dayanır. Talep yönü ile enflasyonla mücadele ise bir harcama ve tasarruf ilişkisidir. Faizleri gerekli oranda yüksek tutup gelir fazlası olanı harcamadan caydırıp tasarrufa yöneltme, tasarrufların reel getirisini artırma  politikasıdır.

Asgarı ücretli demek, kıt kanaat geçinen adam demektir. Asgari ücretlinin her alamadığı ürün kendisinin ve ailesinin yaşamsal gereksinmelerinden kestiği ya da keseceği  zorunlu bir üründür.Asgari ücretli tasarruf yapamaz, anca Boğazından keser. Enflasyonla birlikte daha da yoksullaşır.

Son söz: Asgarı ücretli; ülkedeki  üretim ve verim düşüklüğünün, kaynak israfının, tarımsal ihmallerin, verimsız projelerin, yüksek maliyetlerin, geri teknolojilerin, montaj sanayisinin, irrasyonel itibar ( gösteriş) yatırımlarının, indirilemeyen, hatta azdırılan eflasyonun, işsizliğin,  gelir dağılımı bozukluğunun, iç ve dış kaynak- harcama dengesizliğinin... sorumlusu ve günah keçisi değildir.

Enflasyonun nedenleri ve sorumluları başka yerden aranmamalıdır. Baş sorumlular her zaman siyasi iktidarlardır.

Asgari ücret, hukuki, ahlaki, sosyal, insani, vicdani bir gelir ücretidir. Hesaplar buna göre yapılmalıdır.