'' Ölenler döğüşerek öldüler; Güneşe gömüldüler.
Vaktimiz yok onların matemini tutmaya!
Akın var.
Güneşe akın.
Güneşi zapt edeceğiz.
Güneşin zaptı yakın!...''
Nazım'ın dizeleryle çıkmıştık bir kuşak yollara...
''Tam bağımsız Türkiye'', ''Kahrolsun emperyalizm'', ''Yaşasın Mustafa Kemal '' sloganlarımız yol göstericimizdi...
Yarım yüzyıl geçti aradan.Üç fidan; Deniz,Yusuf,Hüseyin, yaşamlarının en güzel çağında faşist yönetimlerce katledildiler,darağacına gönderildiler. Zaten 12 Mart faşist yönetiminin misyonu 68 kuşağı olarak bilinen gençlik hareketini yok etmeyi amaçlamaktaydı.
Faşist cunta mahkemesinin başkanı Ali Elverdi hukuçu bile değildi.İlahi adalet gerçekleşti; Boğazına ilmik geçirilerek değil,gırtlağına takılan bir lokmayı yutamama sonucu boğularak göçüp gitti.
Deniz Gezmiş'in sorgudaki ifadesi 68 kuşağının manifestosu gibidir;
''İddia makamı bizim vermekte olduğumuz bağımsızlık savaşına karşıdır.Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'na karşı,reformlara karşıdır...Onlar 36 milyonluk ülkenin bütün yükünü 20 gencin üzerine ykmaya çalışmışlardır.Bizi bağımsız bir ülkenin çocukları olmaktan mahrum eden hepiniz dahil,sizlersiniz.Çünkü Amerika sizin döneminiz sırasında Türkiye'ye girdi ve hiçbiriniz sesinizi çıkarmadınız...Meydanlarda bunlara karşı bizler dövüşmek zorunda kaldık, bizler kurşunlandık...Türkiye'nin bağımsızlığından başka hiçbir şey istemedik ve hayatımızı bu yola koyduk,varlığımızı Türkiye halkına emanet ettik.''
Savunmalar boşunaydı.İnfaz kararı çok önceden verilmişti.Hüseyin İnan infazını kendisi yapmış ve sehpada şöyle haykırmıştı;
''Ben şahsi hiçbir çıkar gözetmeden halkımın mutluluğu ve bağımsızlığı için savaştım.Bu bayrağı bu ana kadar şerefle taşıdım.Bundan sonra bu bayrağı Türk halkına emanet ediyorum.Yaşasın işçiler ve köylüler ve yaşasın devrimciler! Kahrolsun faşizm !.''
Ve Deniz Gezmiş'in infazdan önce babasına yazdığı mektup da bir ibret belgesidir;
''Düşün baba,bugün hükümet işini gücünü bırakmış bizimle uğraşıyor.Çünü bizden başka gerçek muhalefet kalmamış durumda.Ve hepsi Kemalist çizgiden sapmışlar.
Ve tarih önünde hüküm giymiş durumdadırlar.Biz çoktan onları tarihi çöplüğüne atmış durumdayız.Baba, mektubuma son verirken seni, annemi,Bora'yı, Hamdi'yi devrimciliğimin olanca ateşiyle kucaklarım.Ya vatan, ya ölüm...''
Böyle veda etti yaşama 68 kuşağının sembol devrimcisi.
Hürriyet Meydanı'nda,Cağaloğlu' nda, Sultanahmet Meydanı'da,Dolmabahçe'de, Taksim'de omuz omuza mücadele etme onurunu taşıdığım bu sembol devrimciyi vedasının 50.ci yılında rahmetle anıyorum.
Nazım'la başlamıştık.Can Yücel'le bitirelim.
''Aşk olsun sana çocuk,aşk olsun.
Acıyorsam anam avradım olsun.
Elbette Türkiye'de en uzun koşuysa devrim,
O, onun en güzel yüz metresini koştu.
İlk o fırladı lüverden en sekmez mermisiynen
En hızlısıydı hepimizin,ilk o göğüsledi ipi...
Acıyorsam sana anam avradım olsun.
Ama aşk olsun sana çocuk, aşk olsun...''
Adı Bayram ama bayram mutluluğunu yaşatmıyorlar.Mutlu bayramların umuduyla Şeker Bayramı'nızı kutlarım....
Aşk olsun çocuk
Orhan Baykal
Yorumlar (2)