“Atatürk'ün bir sözü vardı
Yediveren gül gibi açardı
Atatürk'ün bir atı vardı
Etilerden beri koşardı
Atatürk'ün bir resmi vardı
Buğday tarlası gibi ağardı
Atatürk'ün bir saatı vardı
Durmadı”
(Melih Cevdet Anday)


Arkadaşlar; aslında her gün sizin ama Yüce Atatürk, 23 Nisan'ı özel ve güzel olarak sizlere bayram etti. Hep bayram sevinci yaşayın.
“Anı”, sözlük anlamıyla “yaşanan olaylardan belleğin sakladığı iz”dir ya; bugün, Atatürk'le ilgili yaşanmış birkaç olayı aktaracağım.

ARAP SÖYLEMİŞTİ
Eskiler “Fala inanma, falsız da kalma” demişler. Fal dediğimiz “geleceğe değin umut yeşertiyor” ise, neyse ne. Ben yine de böyle bir anıyı paylaşayım sizinle:
Mustafa Kemal, Trablusgarp savaşına katılmak üzere, arkadaşlarıyla birlikte Bingazi'ye gidiyordu (o zaman daha 20'li yaşlarda). Yolda bir Bedevi'ye rastladı. Arap, genç subayların hepsinin el falına baktı. M.Kemal fala inanmıyordu ama, yine de elini uzattı. Bedevi, sarışın subayın avucuna bakar bakmaz, yerinden fırlayarak:
-Sen padişah olacaksın, 15 yıl hüküm süreceksin, dedi.
(Ne diyelim: “Allah söyletti” diyelim.)

BİS, BİS!
M. Kemal Paşa, arkadaşlarıyla Antalya'ya giderken yolda mola verdikleri sırada yakınlarda bir çocuğun “Demirciler demir döver tunç olur” türküsünü çığırdığı duyuldu. Atamız bunu pek beğenip ellerini çırparak:
-Bis, bis! dedi.
Çocuğa bunun “beğendim, bir daha söyle” demek olduğunu açıklayıp, bir miktar para verince Türk çocuğu, ellerini çırpıp Ata'ya:
-Bis, bis!.. diye bağırdı...

SPORCULARA MESLEK İLKESİ
Atamız, “Ben her güreşte arkamda Türk milleti olduğunu ve Türk'ün şerefini düşünürüm” diyen Cihan Pehlivanı Kurtdereli Mehmet'e ödül göndermiş ve ona yazdığı mektupta:
-Senin bu sözünü, bütün Türk sporcularına meslek düsturu (ilkesi) olarak gösteriyorum” diye yazmıştı.
(Atatürk'ün bu mektubunun tamamı, Balıkesir'in Kurtdere köyünde, dünyaca ünlü güreşçimiz Mehmet'in mezarında yazılıdır.)

MİLLET O KADAR ZENGİN DEĞİL
Atatürkümüz trenle, vapurla, arabayla olsun, yurdu gezmeyi ve Türk halkıyla kaynaşmayı pek severdi.
1933 yılı Ocak ayı sonlarında Ege vapuruyla Mersin'e yaptığı seyahatten dönerken Fethiye'ye uğradı. Halkın sevinç gösterilerine karşılık, gemiden torpil (havada patlayan mermi) atılması istenince, bunun çok pahalı olduğunu öğrenince:
“Vazgeçin, bu millet o kadar zengin değil,” demişti.

BİR GÜN YANILMIŞIM
Bütün dünyanın kabul ettiği gibi, Atatürk gerçek bir hesap adamıydı. Bir işe başlarken, onun sonucunu da bilirdi. Bunun sayısız örneklerinden biri:
1922 yılı Ağustos ayı ortalarında arkadaşlarına “Taarruz” (saldırı) emri verdikten 15 gün sonra İzmir'deyiz demişti. Ama biliyorsunuz; Atatürk'ün ön gördüğünden bir gün önce ordumuz İzmir'i geri aldı. Ata:
-Bir gün yanılmışım, dedi. “Düşman hızlı kaçıyordu, kovalamak gerekti.”

NEDEN KASTAMONU?
Bilirsiniz, aziz Atamız, şapka devrimini Kastamonu'da başlattı. Çoğu kişi, bunun nedenini merak eder. Kendisi bunu şöyle açıklamıştı:
-O güne kadar Kastamonu'ya hiç gidememiştim; oranın halkı beni ilk defa ve şapkalı görünce hiç yadırgamadı...

BİR ŞİİR ÇEVİRİSİ
Hemen her dünya lideri gibi aziz atamız da, Türkçe'den başka dört-beş dili iyi bilir, başka dillerde kitaplar okurdu. Fransızca'dan çevirdiği bir şiir:
“Hayat kısadır: Biraz hayal/biraz aşk/ ve sonra Allahaısmarladık.
Biraz kin / biraz umut / ve sonra Allahaısmarladık.”

“BAŞKA İŞLERİMİZE BAKARIZ”
Düşünce genç, yaşta genç okurum. Övünmek olsun: bu satırların yazarı Atatürkümüz hakkında kitap, birçok belgesel, röportaj metni yazmış; radyo programları yapmış, konferanslar vermiş bir kişi. En çok etkilendiğim anlardan birisi, 1922 yılı Eylül ayının 9. günü, cumartesi öğle üzeri yaşanan olaydır.
O gün, o saatlerde Muzaffer Başkomutan ve yakın komuta arkadaşları ordularımızın öncü birlikleriyle birlikte, Belkahve'ye ulaştı. Mustafa Kemal Paşa, kuş uçuşu 10 km batıda, kendi adını taşıyan körfezin kıyısında serpilen İzmir'i görünce, “Hitamühülmisk” (mis gibi bitti) diye mırıldandı. Yanındakiler, onun şu sözlerini işittiler: “Bir rüya görmüş gibiyim”, “Bu güzel şehre bir şey yapılsaydı yanardım...”
Yine olayın görgü tanıklarından öğreniyoruz ki; tarihin yazdığı en büyük komutanlardan biri olan Mareşal Mustafa Kemal, o gün, daha çizmelerinde savaş alanlarının tozu silinmeden, yanındaki Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa'ya (İnönü) şunu söyledi:
“Paşam, Anadolu seferi yüz aklığıyla sona erdi; bundan sonra başka işlerimize bakarız...”
“Başka işler”, Türkiye'nin ekonomik ve kültürel kalkınmasıydı. 17 Şubat 1923 günü, daha Cumhuriyet ilan edilmeden, İzmir'de topladığı İktisat Kongresi'nden başlayarak, hemen tüm ömrü, ülke ve ulusu bu amaca ulaştırmaya çalışmakla geçti.