Bir filmi en fazla kaç kez izlersiniz? Mesela ben, çok sevdiğim filmlerden biri olan 1999 yılı yapımı olan Matrix'in ilk bölümünü en az 5 kez izlemişimdir. Ancak bize sürekli izletilen bir film var ki, bir türlü içinden çıkamıyoruz. Aynı olaylara son 40 yıldır bakıyoruz. Bizi bölmeye çalışanlara kızıyor, onlarla ölümüne mücadele ediyoruz, şehitlerimize üzülüp lanetler okuyoruz ve ne acı ki birkaç gün sonra unutulanlar listesine onları da ekliyoruz. Ta ki bir sonraki şehide kadar. Peki yeni bir yol ya da yöntem öneren var mı? Önerilenleri hayata geçiren var mı? 'Neden artık bakış açımızı değiştirmiyoruz' diye soran var mı?

Matrix'te Morpheus (bu arada Morpheus Latince'de düş tanrısı demektir) filmde Neo'ya der ki: “Gerçekleri görmemen için gözlerinin önüne çekilen bir dünya var.”

Bizim gibi ülkelerde de sahte bir hayat yaşarsınız. Kıt kaynak olduğu için çok çalışmalı, fazlaca fedakarlık etmeli, ayı maddi olarak fazla açılmadan kapatmalısınız. Felaketlerden kurtulur, kaçırılma, patlayan bomba gibi olaylardan uzakta kalır, bir magandanın kaza kurşununa ya da bir kazaya karışmadan günlerinizi tamamlasanız da bir 'pil' olmaktan kurtulamazsınız.

***

Matrix'i hatırlayanlarınız varsa, dünyayı ele geçiren makineler insanları pil olarak kullanırlar. Yani insan vücudundaki enerjiden faydalanırlar. Süper güçteki ülkelerin ya da bizi yönetenlerin de yaptığı bu değil midir? İşe yaramaz hale gelinceye kadar sizin enerjinizi, yaratıcılığınızı ve hatta hayallerinizi bile sömürürler.

Ruhu şad olsun Doğan Cüceloğlu gibi "İyi insanlar yetiştirin" demiyorlar da neden daha fazla çocuk yapın diyorlar? Daha fazla çocuk; daha fazla borçlanma, daha fazla vergi, daha fazla insan kaynağı... Kahve makinelerinden cep telefonlarına, arabalardan makyaj malzemelerine kadar ürettikleri ürünleri kime satacaklar? Ve siz, eskiyen telefonunuzu yenisiyle değiştirmek için düş kurarken, onların sizden daha fazlasını almaya çalışmayacağınızı mı düşünüyorsunuz?

Geçmişe çok fazla bakmadığınızı ve okumadığınızı biliyorum ama o zaman en azından son birkaç güne bir bakın derim... Son 15 günde ABD Başkanı'nın ve Dışişleri Bakanı'nın açıklamalarına, ABD'deki hangi lobilerin nasıl mektuplar yazdıklarına, Kuzey Irak'ta kimlerle pazarlık için masaya oturduklarına, Yunanlıların toplarını nereye çevirmiş olduğuna ve Gara'da yaşanan acı olaya bir bakın... Verilen mesajlara... Daha fazlasını almak isteyenleri orada göreceksiniz.

***

Matrix'te Neo'ya, "Beyninin içi bir hapishane" diyen Morpheus, gerçeği görmesi için önüne bir seçenek koyar. Mavi hapı alırsa evinde uyanacak ve istediğine inanarak hayatına devam edecektir. Eğer kırmızı hapı içerse Matrix'in ne olduğunu kendisi yaşayarak görecektir.

Pek çoğumuzun yaşadığımız dünyada gerçeği görmek için yeterince cesareti yok. O yüzden bir takım şeylere inanmayı seçiyoruz. Kimisi bir futbol takımına, kimisi paraya, kimisi de duaya inanıyor. Bir şeyleri değiştirmek için adım atan yok. Şimdilik aynı filmi, filmin içinden izlemeye devam ediyoruz.

Değiştirmek isteyenler

Bir de bazı şeyleri değiştirmek isteyenler var. Şimdi size müthiş 3 kadından bahsedeceğim. 3 kadın bir araya geldi, ortaya seyrine doyulmayan öyküler çıktı. "Hikayelerle Yaşlılık Halleri" adlı 13 videonun hikayelerini Şadiye Dönümcü yazdı. Görmezden gelinen, pandemi döneminde bir köşe itilen, üzerlerinde baskı kurulan yaşlıları anlatan Şadiye Dönümcü, insanın içine işleyen sıcacık öyküler kaleme almış. Tiyatro sanatçısı Hülya Savaş onlara can vermiş ve yönetmen Ebru Baran tarafından klipleştirilmiş. Videolar, Dönümcü'nün, hayata geçirdiği "yaşlıyımhaklıyım" web sitesinde yayımlanıyor. Aynı zamanda bir rehber niteliğindeki 13 müthiş öyküyü izlemenizi isterim. İyi seyirler.