Sepicilik, tabaklık, göncülük, debagât adlarıyla da bilinen deri işleme zanaatı tabaklık, Anadolu’nun en eski zanaatlarındandır.
Ahilik geleneğinin de çıkış noktasını oluşturan zanaat, teknolojideki gelişmeler ve pazarın büyümesi sonucu üretimin de büyük rakamlara ulaşması zorunluluğuyla günümüzde tarihin sayfaları arasındaki yerini çoktan almış durumda. Bir zamanlar insanların üst ve ayak giyimlerinden binek hayvanlarının koşum takımlarına değin ana malzeme olarak değerlendirilen derinin üretimi bugün artık sanayi yapılanması içerisinde gerçekleştiriliyor.
Tabaklık zanaatının son temsilcilerinden birisi halen Bergama’da yaşayan ve eski yöntemlere dayalı olarak deri işlemeyi sürdüren ‘Anadolu’nun Son Karatabağı’ unvanlı 90 yaşındaki İsmail Araç, mesleğinin inceliklerini öğrettiği çırağı Harika Geldi’yi, zanaatın geleneğine uygun olarak ustalığa terfi ettirirken; geleneksel peştamal kuşatma töreniyle peştamalını bağladı. Bergama Belediyesi’nin Bergama’nın ünlü arastasındaki ulu çınar ağacının gölgesi altında düzenlediği Peştamal Kuşatma Töreni, ilçenin protokolü ve Bergamalılar tarafından ilgiyle izlendi.
Parşömenin çıktığı nokta Bergama
Parşömen, üzerine yazı yazılabilen inceltilmiş deriye verilen ad. İlk bulunduğu yer Bergama olmasa da adını İlkçağ Bergama’sından alıyor. İnceltilmiş deriye ‘parşömen’ adını verenler Romalılar. Adını Antik Dönem Bergama’sından alan parşömen, söz konusu coğrafyada 2 bin yılı aşkın süredir işleniyor. Bunun dışında 2014 yılında dünyanın 999’uncu , Türkiye’nin 13’üncü Dünya mirası olarak UNESCO tarafından tescillenen Bergama, yine Antik Dönemde kütüphanesiyle ünlüydü ve kütüphanesindeki binlerce kitap parşömenden oluşmaktaydı. Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir Kabaağaçlı’nın, “Bergama kağıdının icadı Gutenberg’in basımevini icadı kadar, belki de daha önemlidir. Zaten papirüs ile basımevi icat edilemezdi. Parşömen sadece bir kağıt değildir. Aslına bakarsanız kitabın, cildin, yaprakla sayfanın icadıdır.” biçimindeki söyleyişi pergamentin yani parşömenin ne denli önemli olduğunu vurgulayan bir tümce.
Zamanında, Mısır krallarının; yine üzerine yazı yazılan papirusun dışarıya satış amaçlı gönderilmesini yasaklamaları üzerine, Bergama’da yaşayan Krates, Bergama Kralı’na, dişi keçi derisinden özel olarak hazırlanmış deri getirir ve bunun papirüs yerine kullanılabileceğini belirtir. O tarihten sonra da adını yerleşim yeri Pergoman’dan alan pergament, yani parşömen, üzerine yazı yazma amaçlı kullanılır ve yukarıda sözünü ettiğim döneminin ünlü Bergama kütüphanesinin raflarını dolduran ciltler dolusu kitaplar böyle oluşur. Kaynaklar, o dönem, kütüphanede, 200 binin üzerinde kitap bulunduğunu aktarmaktadır.
Anadolu’nun Son Karatabağı İsmail Araç ve parşömen
Hayvandan bir biçimde yüzülmüş deriyi elektriğin ve kimya sanayinin olmadığı bin yıllar boyu kol ve beden gücüne dayalı biçimde işleyen zanaatkârlara karatabak adı verilir. Buradaki ‘kara’, işleme yönteminin ilkel olma özelliğinin aktarımıdır bir yerde. Dolayısıyla karatabaklar, elektrik kullanmadıkları için beden gücüyle çalışırlar. Kimyasal maddeleri de olmadığından doğadan elde ettikleri bitkisel tanenlerle işlentilerini yaparlar.
Anadolu’nun Son Karatabağı unvanlı İsmail Araç, 1933 Bergama doğumlu. Tabaklık zanaatına girdiği yer o yıllar tabakların yan yana çalıştıkları, yerleşim yeri dışındaki Tekkeboğazı ve yıl 1955. İlk yıllar tabakhanesinde ayakkabı yüzlük, astarlık deri işleyen, meslik deri üreten İsmail Araç, zamanla ayakkabı üretiminin sanayileşmesi sonucu pösteki, davulluk deri ve parşömen işlemeye yönelir. Bergama’nın son yıllarda turizm merkezi olması karşısında da hediyelik eşya satan dükkânların taleplerini karşılamak üzere parşömen işlemeye ağırlık verir.
Kadınların karatabak olmaları dünyada bir ilk
İş ağır olmasının ötesinde üretimden gelen kötü kokusuyla da ayrı ünlüdür. Dolayısıyla kadın işi değildir. Ancak İki binli yılların başlarında Bergamalı iki genç kadın İsmail Araç’ı tanırlar, zanaatı benimser ve “biz çırağın olalım, bizi yetiştir” derler. İsmail Araç, kadınların bu isteğine gelir geçer heves, diye baksa da kadınlar dayanıklı çıkar ve ustalığı hak ederler.
Sonunda, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden, 2015 yılında ‘Yaşayan İnsan Hazinesi’ ve Cumhurbaşkanlığı’ndan da 2022 yılında yine Yaşayan İnsan Hazinesi Ödülleriyle taçlandırılmış olan İsmail Araç, aynı Arasta’da, 7 Temmuz 2017 günü düzenlenen, Bergama’da en son 1910 yılında gerçekleştirilmiş olan Ahilik geleneğine uygun Peştamal Kuşatma Töreni ile Demet Sağlam Tokbay ve Nesrin Ermiş’e, peştemallarını bağlar. Karatabaklığa hevesli iki kadını, ardından iki kadın tabak adayı daha izler. Bunlardan Meltem Demirel‘in ardından en son çıraklıktan kalfalığa, ardından ustalığa terfi eden diğer bir kadın Harika Geldi olur.
Anadolu’nun Son Karatabağı İsmail Araç, süreci şöyle özetliyor:
“Bu iş, ağır olması ve yaydığı kötü koku nedeniyle kadın zanaatı olarak asla düşünülemezdi ama Bergama’nın gözü kara bayanları bunun üstesinden geldiler, sebat gösterdiler ve ustalığı hak ettiler. Bugün 90 yaşımda, tabakhanemde hâlâ deri işlerken yanımda bir kadının benimle aynı işi yapıyor olması dünyada bir ilk ve bunun haklı gururunu duyuyorum. Eski çıraklarımdan Demet, bugün Londra’da, Nesrin ise yerleşik olduğu Midilli Adası’ndaki evlerinin bahçesinde oluşturdukları tabakhanelerde deri işliyorlar. Meltem ile Harika ise Bergama’da parşömen işleyerek hem geleneksel zanaatımızı sürdürüyorlar hem de geçimlerini sağlıyorlar. Son derece gururluyum.”
Karatabaklık ustalığı onaylanan Harika Geldi: “Karatabaklık zanaatına vurgunum!”
“İsmail Ustayı, Yaşayan İnsan Hazinesi Ödüllü olduktan sonra tanıdık. Aslında Bergama’nın yerlisi Karatabak İsmail Araç’ı, bu ödülün ardından tanıdı, değerini gördü. İsmail Ustam aracılığıyla parşömenin de ne olduğunu öğrenince, ben de deriyi parşömen olarak işleyeceğim, diyerek yola çıktım, Ustamın kapısını çaldım. Bu arada hemen belirtmem gerekiyor: Karatabaklık zanaatına el atmam konusunda, ilçede turizmcilik yapan babamla, ağabeyim, ayrıca resim yapmaya meraklı annem ve küçüklüğünde tabakhanede çıraklık yapan dayım bana çok destek oldular, beni hep teşvik ettiler. Ayrıca annem, babasının da bir zamanlar davulluk deri işlediğini bana anlattı. Kapısını çaldığımda İsmail Usta, biraz gönülsüz de olsa, yanında çıraklığımı kabul etti. Süreç içerisinde baba kız gibi olduk. Onun gösterdiklerinden mesleğin inceliklerini olabildiğince öğrenmeye çalıştım. Sonunda Ustam, elde ettiğim parşömenlerin uygun kalitede olduğuna karar verince, ‘tamam, sen olgunlaştın’ dedi, kalfalık sürecimin ardından da sıranın ustalığıma geldiğini söyledi. Bergama Belediyemize de çok teşekkür ediyorum. Geleneksel Peştamal Kuşatma Törenini düzenleyerek beni onurlandırdılar. Bundan böyle tüm çabam, adını Bergama’dan alan parşömenin tanınması yönünde olacak.”