AH KARŞIYAKA “Şehirler, gülüm, caddeleriyle değil. Anıtını diktiği şairleriyle büyük oluyor.” Nazım Hikmet

Belki karşıdan bakınca daha gizemli görünüyor. Benim gibi İzmir’in Hatay’ında yaşayanlar Karşıyaka’yı eski belediye başkanı Ahmet Sarışın ın deyimiyle ‘janti’ buluruz. O, öyle derdi, beğendiği her şey onun gözünde jantiydi çünkü. Daha da ötesi Karşıyaka bizim gözümüzde ailenin en güzel ve en asi kızıdır da...

Salim Çetin
Fotoğraflar: Lütfü DAĞTAŞ

Körfez’in öteki yakasıdır, dolayısıyla denizle irtibatı fazladır. Öyle ki Karşıyaka’nın iskelesi, en çok uğranılan yerlerin başında gelebilir, oradan İzmir’e gidilir ya da vapurdan inince Karşıyaka Çarşısı’na en yakın yer orasıdır... Biz Konak tarafındakiler denize daha uzağız; vapura ancak Karşıyaka için bineriz. Dolayısıyla dinlediğimiz vapur öyküleri karşı tarafa aitti.

Mesela her gün 9:15 vapuruyla Pasaport’a giden Attilâ İlhan, bu öykülerin başında gelirdi.
Sonra Karşıyakalı yazar ve şairler; Salâh Birsel, Samim Kocagöz, Tarık Dursun, Şükran Kurakul... Sonraki kuşaktan; Hüseyin Yurttaş, Hidayet Karakuş, Efdal Sevinçli, Aydoğan Yavaşlı, Ahmet Günbaş, Veysel Çolak, Yaşar Aksoy... Hep o vapurla Körfez’i geçtiler, martılar onlarla kanatlarını çırptı. Belki de ilk dizeleri ya da yazacakları romanların ilk satırları bu vapurda akıllarına düştü.

Whatsapp Image 2024 06 05 At 10.46.07

HAVA TAHMİNİ YAPARDI

Vapur Pasaport’a doğru nazlı nazlı süzülürken Karşıyaka’dan İzmir’in öbür yarısı gözükür.
Kadifekale, Eşrefpaşa, Hatay, Karataş ve Körfez’e paralel uzayan Güzelyalı, Balçova ve Narlıde semtleri... Narlıdere, yarısı ovada yarısı sırtını dağa yaslayan bir ilçedir. En tepesindeki Çatalkaya sanki buraların Ağrı Dağı’dır. Başı dumanlı bir zirvedir. Hüseyin Yurttaş’tan çok duymuşluğum vardır; Çatalkaya pusluysa yağmur gelir, diye. Tıpkı dedem gibi o da bakardı köyün üstündeki dağa, oradan hava tahmini yapardı. Gelgelelim o köy öyle çok yakın değil, bir arpa boyu yol olan Erzurum’daydı. Hüseyin Yurttaş da galiba böyle yapıyor, Karşıyaka’da oturduğu evinden gökyüzüne çeviriyor yüzünü, sonra Çatalkaya görüş mesafesine düşüyor. Oranın puslu, bulutlara değen havası... Sonrası içinde sitem, kırgınlık, hayıflanmanın olduğu şiirler dökülüyor dizeler halinde.
“Kırgındı ömürlerimiz hiçbir şeyi değiştiremediğimizden/ İçten içe yaşadığımız pişmanlıklarla/ Kaç baharın gülü solmuştu/ Yüreklerimizde/ Saat İzmir sularıydı, öpüldünüz efendim” 

Foçalı olan ama ben bildim bileli Karşıyaka’da oturan Yurttaş’ın bu dizeleri hangimizin diline pelesenk olmamıştır ki! Karşıyaka sanatçısı, şairleriyle olduğu kadar Körfez’i boydan boya çevreleyen şehir yapısıyla da güzellikleri barındırır. Alaybey’den başlayıp taa Mavişehir’ in sonlarına kadar giden bir kıyı şeridi. Kıyıda gemiler, tekneler, balıkçılar, sevgililer ve sağlıklarını korumaya çalışan emekliler; kimi sevgisinin peşinde koşar, kimi de ekmeğinin...
Denizin mavisiyle çimlerle kaplı kıyıdaki yeşilinin tonları dalga boylarında oynaşır durur...
Ya kıyı boyu Karşıyaka’ya yakışan palmiyeler... Bir Akdeniz kentinden kesitler sunar seyredene....
Erdoğan Çokduru, boşa mı demişti bir şiirinde; “Güzelyalı’da bir okaliptus/ Bir palmiyeye vurulmuş/ Gelgelelim arada koskoca deniz/ Ah palmiye/Ah Okaliptus!” 
Böylece şehrin iki kıyısı arasındaki aşkı, kıskançlığı, bir araya gelememenin ızdırabını da görüyoruz. Gerçek hayatta da öyle değil midir? Biri diğerini asla çekemez, hep buçuklu konuşulmaz mı 35?

Whatsapp Image 2024 06 05 At 10.46.07 (3)

SOKAĞA ADI VERİLDİ

2014 yılları olmalı, bu kez ben Karşıyaka vapuruna Konak’tan binmiş, Lütfü Dağtaş’la buluştuktan sonra Tarık Dursun’u da alarak onun Bostanlı deresine yakın bir yerde bulunan sokağına gitmiştik. Sokağına derken tabii ki sokak onun değildi ama belediye kadirbilirlik yapmış bu sokağa Tarık Dursun’un adını vermişti. Mayısın çiçeklerini her yana saldığı bir günde orada bizimle olmak Tarık Dursun’na da sanırım iyi gelmişti. Neşeliydi, sokağın mülkiyeti konusunda espriler yapıp, bizimle şakalaşıyordu. Kısaca, Tarık Dursun mutluydu, sağlığı da 2015’de kaybettiğimize göre, daha iyiydi demek ki. O çekimden sonra Basmane’ye, oradan Kadifekale’ye gitmiş, ‘kopuk takımı’ dediği arkadaşlarıyla yaşadığı yerleri görmüştük. Bu ayrı bir bahis, biz gene Karşıyaka’ya dönüp, sokaklardan söz edelim.
Nâzım ne güzel demiş: “Şehirler, gülüm, caddeleriyle değil./ Anıtını diktiği şairleriyle büyük oluyor.”
Karşıyaka, sokaklarında gördüğümüz sanatçı isimlerinin çokluğuyla bunu en çok hak eden şehirdir. Şöyle bir yürürseniz karşınıza; Attllâ İlhan, Şükran Kurdakul, Salâh Birsel, daha gençlerden Hüseyin Yurttaş, Veysel Çolak’ın adlarını görebilirsiniz. Hülya Deniz Ünal, Karşıyaka Hatırası kitabında, sokaklara verilen sanatçıları ve onların hikâyelerine yer veriyor.
Ünal’ın kitabından bir anekdot aktaralım:

MUTLULUK TABLOSU

“Foçalı olan ama Karşıyaka’da oturan Yurttaş, bir gün kiraya çıkacaktır. Tutacağı evin, kendi isminin verildiği sokakta olması tercihidir tabii ki. Ancak iş olmaz, o sokağa taşınamaz. Yurttaş’la bildiğim, Tarık Dursun yakın otururlardı ve iyi dosttular. Tarık Dursun, onca yapıtında hüzünlü bir hayatın yanında durur, oysa gündelik yaşamında vurdumduymaz bir tip gibidir. Şakalarıyla ortalığı kırar geçirir. Yurtaş’a takılır bir gün; “Bu sokakları satsak para kazanır mıyız?” diye. Aslında takıldığına bakmayın Tarık Dursun’un, adına verilmiş sokak onda öylesine güzel bir mutluluk tablosu çizmişti ki, değmeyin gitsin! Fotoğraf çektirirken yüzündeki mutluluk görülmeye değerdi. Aslında her kent sanatçısının değerini bilmeli, onu yaşadığı kente ortak etmelidir. Bu da onların isimlerinin yollara, parklara, önemli binalara verilmesiyle olabilir ki, bu durum Karşıyaka’da görülmektedir. Karşıyaka başka çağrışımlara da kolayca kapı aralamaktadır; yazar Ayşe Kilimci, Karşıyaka’ yı asi bir kıza benzetir. “...ne özgürlükten, ne kavgadan, ne ufkunun ötesine yürümekten ne de ayrılıktan korkar. (...)) Belki de tek korkusu sevgisizlikten(dir).”

Whatsapp Image 2024 06 05 At 10.46.07 (1)

YANAN KORDAN BİR PARÇA

İktidarın suyundan akmak bu şehrin genetiğinde yoktur. Attilâ İlhan, Şükran Kurdakul, Samim Kocagöz ve daha onlarca aydın iktidarın haksızlıklarında hep karşı durmuştur. Bu muhalif damar daha sonra Sivas katliamı olarak bilinen kıyımda da kendini göstermiş, bu şehirden üç aydın Metin Altıok, Hidayet Karakuş, Aydoğan Yavaşlı bu anaforun içinde kalmış olmanın bahtsızlığını yaşamıştır. Bu yürek sızısını arkada bırakıp biz gene şehre dönelim. Şehri soluduğunuzda, sokakları süsleyen ağaçları, balkonlardaki çiçekleri gördüğünüzde aklınıza yaşamanın estetiği ile buluşmuş bir şehir imgesi biçimlenir. Buna yaşayan insan kalitesini de eklediğinizde Karşıyaka’nın görece üstünlüğü ortaya çıkmış olur. Ancak böyle de olsa her şehir keşfedilmeyi bekler. Görünmez Kentler’de Calvino, “Yolcu sahip olduğu tenhayı tanır, sahip olmadığı ve olamayacağı kalabalığı keşfeder” diyor. Biz size tenhanın altındaki yanan kordan bir parça gösterdik, gerisi sizin bileceğiniz iş! İster tanıyın, ister keşfedin, seçenek sizin.