İddia makamı; “eşini darp edip ölümüne neden oldu...” Savunma; “ Eşimi darp etmiş olsam hastane hastane gezdirir miydim...” Gelin olayları iki taraftan değerlendirelim...
Önce olayı anlatayım.
İzmir'de yaşayan 2 çocuk annesi Filiz Tekin, 10 Aralık 2019'da kaldırıldığı Ege Üniversitesi Hastanesi'nde yaşamını yitirdi. Ardından eşi İbrahim Tekin darp ve ölüme sebebiyet vermeyle suçlanarak gözaltına alındı. Hakkında 24 yıla kadar hapis cezası isteniyordu. Yani eksiksiz yatsa bir nevi müeebbet...
İlk duruşmadan sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
Ardından davalar devam etti ve geçen hafta son duruşmada mahkeme İbrahim Tekin'in beraatine karar verdi.
Şimdi önümüzde bolca yorum yapabileceğimiz, bolca anlam yükleyeceğimiz bir olay var.
Eğer adam eşini darp edip ölümüne neden olmuşsa ve sonuçta beraat etmişse... Bu bir hukuk faciası.
Kimse kabul edemez, kimse içine sindiremez.
Diğer taraftan...
Olay, İbrahim Tekin'in savunmada söylediği gibi, eşi menenjite bağlı yüksek ateşten hayatını kaybetmişse ve yine dediği gibi 'bir çare olur mu, kurtarabilir miyim?' diyerek hastane hastane dolaştırmışsa...
Suçlanması bile çok büyük ayıp, büyük bir facia...
Nasrettin Hoca'nın kadılığı gibi olmasın. Hani mahkeme başkanıyken davacıya da “haklısın” demiş, davalıya da “haklısın” demiş. Kendisini, “sen nasıl kadısın herkese haklısın dedin” diye eleştiren izleyiciye de “sen de haklısın” demiş.
Ben öyle bir şey demiyorum.
Diyorum ki;
Sağlam bir hukuk, sağlam bir adalet hepimize lazım.
Adam suçluyken beraat ettiyse yazık. Suçsuzken iftiraya uğradıysa insanlık ayıbı...
Çocukları da düşünmek lazım.