Kuşlarla akan ipeği/göllerde uçan çiniyi/ ve sevdayı umarsız kına çiçeği/ gibi bölüşen onlardı” ve Alsancak Stadı’nda şampiyonluk turu attıklarında başlarında Erol Baş vardı.
Ve 1970 yılının 4 Nisan’ında Karşıyaka bayrağını zirveye dikenler, kaptanları Erol Baş ile “Yumruk yumruğa görüp hayran oldu bize stadyumlar” dediler.

***

“Gülün kendini işlemek için / çırağı ya da ustası yoktur” diyor şair. 

Diyor ya yeşil dalında kırmızı gülün sevdasını yaşayanların çırağı da ustası da vardır.

Moto Özcan, Kalaycı Yılmaz, Ogün, Bulut, Erol Baş, Gode Cengiz Karşıyakalı ustalardır. Ekrem, Erdinç, Bedri, B. Uğur, K.Uğur, Atilla gibi çıraklar, bu ustaların yanında pişerek gülü ilerleyenler olur.

Bu gülü işleyenler Burhan, Saim, Doğan, Ceyhan, Hamdi, Erden ile çoğalır, Erol Baş kaptanlığında şampiyonluğu Karşıyaka’ya taşır.

***

“Dağların ve nehirlerin /Türküsünü söylemek istiyorum” diyor Ataol Behramoğlu. 

Ben de yüreğime yerleştirdiklerimden Erol Baş’ın türküsünü söylemek istiyorum.

Sadece Karşıyaka’da doğduğu için Karşıyakalı değildir Erol Baş, dağların ve nehirlerin türküsünü söyleyen bir Karşıyakalı gibi Karşıyakalıdır.

***

1940 yılının doğum tarihi olduğuna bakmayın Erol Baş’ın görünümüyle düşünsel yapısıyla, mert kişiliğiyle, 20’lik bir delikanlı, bir şövalye gibidir. 

Futbolda 1955’te Asım liginde 4 yıl şampiyon olan Aksoy takımında başlayan Erol Baş’ın futbol türküsü Cevat Gök ve Osman Aydemir’in ileri görüşlülüğüyle, ölümüne âşık olduğu yeşil kırmızılı renkleri kuşandığında, “yıldız türküleri, yıldızdan türküler” söyler gibi zirvelere ulaşmıştır.

***

9 yılı kaptanlık olmak üzere 15 yıl, "5" numaralı formayı kuşanan Erol Baş’ın yaşamında bir türkünün kekiğinde tütmüştür Karşıyaka sevdası…

Sürekli olarak Türkiye’nin en iyi üç liberosu arasında yer alma başarısı ile Beşiktaş, Galatasaray ve Göztepe’den aldığı parlak transfer tekliflerine rağmen Karşıyaka gemisindeki miçoluğundan kaptanlığına dek hiçbir görevi bırakıp ayrılmayı düşünmemiştir.

Yeteneğini fizik gücüyle besleyen, futbol alanlarında “gentleman” örneği olan, hayata umutla, sevgiyle bakan ve onu güzel eyleyen Erol Baş, futbolculuğunda da güzel oldu, yöneticiliğinde de.

***

“İlkyaz şarkısı”, “sevgilim/seni yüreğinden öperim” dizeleriyle biter. 

Ben de seni yüreğinden öpüyorum bin yıllık dost sevgili Erol Baş.

Seni yüreğimizde sakladık...