Şiir bir başkaldırı sanatı, bir direniş, bir soylu karşı çıkış, yaşamın her alanına uzanış.

Kökünü aldığı topraklardan fışkırarak evrenin dört bir yanına yayılış...
Ülkesindeki KIz Kulesi'nden kanguruya niçin kanguru dendiğine, Navajo kızılderilisinin astronotlar aracılığıyla aya göndermek istediği mesaja kadar çok değişik türdeki konuları işleyen Sunay Akın'ın anlattıkları muziplik gibi görünse de kırgınlıklar içerir.
Sömürgeciliğin evrensel boyutu sürekli gündemindedir Sunay Akın'ın şiirlerinde...
Toplum için soran, sorgulayan bir şairdir.
Kağıt gemilerden emekli kaptandır Sunay Akın.
Türk Şairleri Enstitüsü'nden  "Şu şair, bu değil' şeklinde gevezelik üretenleri sevmez. Özgürlüğü sever...Barışı sever...
Şiirin bir araç mı, yoksa amaç mı olduğu tartışmalarını saçma bulur.
Çünkü Sunay Akın'a göre; araç ve amaç, şiirde bir kuşun kanadı gibidir.
Sunay Akın , "Şiir üzerine düşündükçe, kitaplar okuyup araştırmalar yaptıkça okyanusta bir dalga kırılması olduğunu da çok iyi anlar. Anlar ve çok iyi anlatır.
Şiir alanındaki ustalığı, gazete sayfalarındaki düz yazılarına, söyleşilerdeki konuşmalarına da yansır.
Sunay Akın'ın şairlik ormanında tek sözcük okunur: Onur...
Dizeleri ateş gibi yakıcıdır, 'Kız Kulesi'ndeki Kızılderili ateşi gibi' namuslu bir şiir işçisis Sunay Akın, 'Vesaire...Vesaire' başlıklı radyo sohbetleriyle de soylu bir basın emekçisidir.