Her yazımda söyledim, bıkmadan söyleyeceğim. Bu ülkede kadını, çocuğu ve hayvanları koruyamıyoruz. Ve koruyamadığımız gibi her geçen gün daha da tehlikeye atıyoruz.

Cezalar yetersiz hatta bazen ödül gibi, katiller serbest, suçlular pişkin. 

Şimdi de gündeme bomba gibi düşen ‘’hayvan hakları yasa teklifinde’’ bulunan maddelerle kalan aklımızı kaçırmak üzereyiz. Akıl alır gibi değil. Tüm sivil toplum kuruluşları, hayvan hakları dernekleri ayakta. Aslında hepimizin ayakta olması gereken günler bunlar. Fakat bu çabamız bir işe yarar mı göreceğiz. 

Bahsettiğim taslak teklifin detaylarını şöyle:
•    Her belediye, barınaklarındaki kapasite kadar köpeğin fotoğraflarını çekerek internet sitesinde sahiplendirme ilanı yayınlayacak.
•    Her bir köpeğin sahiplenilmesi için 30 gün beklenecek.
•    30 gün sonunda sahiplenilmeyen köpekler enjeksiyon ile uyutulacak.
•    Uyutulan köpeklerden boşalan barınaklara sokaktan toplanan yeni köpekler gelecek ve süreç aynı şekilde işletilecek.

Bu koşullarda, sahiplenilmeyen hayvanların ise uyutulması için “Merhamet koşulları içinde, acısız, iğne kullanılan bir yöntem olacak" dendi. 
Aklım almıyor, insanlığımdan utanıyorum. Yasa ile ilgili teklif verenlerin hepsi İslam dininin ‘’şefkat’’ kavramına çok önem verdiğini ve Allah’ın verdiği canı Allah’tan başka kimsenin alamayacağını savunanlardan oluşuyor. Hatta kadının saçının gözükmesinin bile günah olabileceğini yıllardır nefesleri kesilene kadar savunan insanlar bunlar.
Teklifin gerekçesi ise, sokak hayvanlarının yaptığı saldırıların her geçen gün daha fazla insana zarar verdiği ve can güvenliklerini tehlikeye atması. 
Her biriniz, maaşlarınızdan ufak bir kısmı bağışlasanız o hayvanların hem sağlıklı kısırlaştırma hem de barınaklarda ‘güvenli temiz’’ bir hayat sürmelerini sağlarsınız. Ama bulduğunuz şahane çözüm ne? Merhametle öldürmek! 

Peki o canlar? Sokak hayvanı oldukları için ve bir ay gibi bir sürede sahiplendirilemediği için öldürülecek öyle mi? En merhametli yöntem ile bir de.
Öncelikle bir canı almanın herhangi bir merhamet kavramıyla yan yana gelmesi mümkün değil. Bu bir katliam. Bu katliama yol açılmaya çalışılıyor. Yasal olarak öldürmeyi cezasız bırakmak için çabalıyorlar. 

Öncelikle sizler bu ülkede hayvan üreten, satan, buna aracılık eden herkesi bulup gerekli cezaları verin. Sonra peluş oyuncak alır gibi çocuklarına, sevgililerine canlı hayvan satın alanları tespit edin cezalandırın, o hayvanları sokağa atanları bulun cezalandırın. 

Sistemde kullanılan canı yanan, suistimal edilen, işkence gören hayvanları ‘uyutma’ adı altında katletmeyin...

Ülkece lanetlenmiş gibiyiz. Bir coğrafyada her kötülük yaşanabilir mi? 
Bir ülkede yaşayan herkesin ve her şeyin can güvenliği tehlikede olabilir mi? 
Aklımın, kalbimin böyle bir şeyi kabul etmesi mümkün değil. 
İyi bir insan olmaya çalışmak bu kadar acı vermemeli. Bir ağacı, sokakta yaşayan bir kediyi koruyabilmek bir lüks olmamalı. 
Umarım aklı başında birileri çıkıp bu olanlara dur der, umarım bu kötülüğü düşünen herkes karmadan, ilahi adaletten, her neye inanıyorsa ondan karşılığını alır. Ve umarım ki bir gün bu ülkede güvenle uyanıp, huzurla uyuyabiliriz.