Oynanan büyük oyunu görebilmek için olaylardan çok, ardından gelenlere bakmak; yani yarattığı sonuçlara odaklanmak gerek.
Pirincin içindeki siyah değil, beyaz taşlardır, asıl tehlikeli olan… Bazı insanlar da hiç farkında olmadan yıllarca kullanılmış olabilirler.
O gün için olumlu görünen bazı olayların olumsuzluğu, yıllar sonra ortaya çıkabilir.
28 Şubat’ı düşünelim…
Bizim laik kesimi o günlerde mutlu eden ‘sözde Atatürkçü’ bu post-modern darbe, hangi sonuçları yarattı?
Kesintisiz 8 yıl eğitimle asıl bitirilen imam hatip ortaokulları değil, Anadolu ve fen liseleri oldu.
Önceden bu okullara yönelen zeki çocuklar, FETÖ’nün okullarına kaydırıldı. Devletin yeterli yurt açmayışı sonucu, birçok öğrenci cemaat yurtlarına yollandı.
Köylerdeki aydın öğretmenler uzaklaşınca, meydan imamlara kaldı.
Antikapitalist Erbakan’dan kurtulundu; Gül ve Erdoğan'ın önleri açıldı.
Hüsamettin Özkan'ın uyarısı ile Fethullah Gülen’in ABD’ye kaçmasına sevinmiştik. Ama orada CIA işbirliği ile örgütünü çok daha büyüttü.
Bizlere yakın olan Ahmet Necdet Sezer’in cumhurbaşkanı olmasıyla da mutlu olduk; ama onun döneminde AKP/FETÖ çok yol aldı.
Sezer’in, Hüsamettin Özkan'ın bir ABD gezisinin hemen ardından görüştüğü, Gülen'e yakın Afyon milletvekili Gaffar Yakın’ın önerisi ile seçilmiş olması çok düşündürücü… Hüsamettin Özkan’a kızarak fırlattığı Anayasa kitapçığının nedense ekonomiyi altüst ettiğini hatırlamakta da fayda var.
Devlet Bahçeli, Hüsamettin Özkan ve Kemal Derviş’in ayak oyunları ile DSP-ANAP-MHP koalisyonu bozulduğunda da mutluyduk. Bu koalisyonun bozulması ile yeni kurulmuş AKP’nin iktidara gelmesi sağlandı. AKP-FETÖ işbirliği ile hazırlanan Ergenekon komplosu ile Ordu ağır hasar gördü.
‘Gül’ gibi geçinen AKP ve FETÖ’nün 17-25 Aralık’ta karşı karşıya gelmeleri ve birçok yolsuzluğun ortaya çıkması ile de umutlanmıştık, ama bu yolsuzlukların üzeri bir bir örtüldü.
FETÖ ile mücadele sürecinde “Geliyorum” diyen darbeye karşı önlem alınmadı ve darbe girişimini son referandum izledi.
Neden mi anımsattım bunları?
Tüm bu senaryoyu yazanların temel amacı, Türkiye'nin geleceğinin tek bir kişinin iki dudağı arasına teslim edilmesi miydi yoksa?
Erdoğan mı, yoksa sonrasındaki lider mi hedefleniyordu, istekleri yaptırtmak için?
Adalet Yürüyüşü’ne de çok sevindik ve umutlandık.
Ama tıpkı Gezi Olayları’nda olduğu gibi gazımız mı alındı acaba?
Ardından ne/neler gelecek?
En önemlisi:
“Yazılan bu kötü senaryoyu nasıl değiştirebiliriz?”