Dünyadaki iklim değişikliği, Türkiye deki siyaset anlayışı ve uygulamasında da “İklimi” değiştirdi.

Büyük beklentiler içinde iktidar olanlar, ”Vesayetleri” yıkacağız yaklaşımı ile Cumhurıyet ve ilkelerine karşı savaş açan iktidar, Ordu,ekonomi, diplomasi, sosyal yaşantıda öngördüğü vesayeti kaldırmak için başta FETÖ olmak üzere çeşitli tarikat ve kendine yakın gördüğü ekonomik ve sosyal güç odakları ile kurduğu ittifaklar, Ergenekon, Balyoz gibi girişimlerle orduyu, TOB, MÜSİAD gibi kuruluşlarla ekonomiyi, MEM-DER, HAK-İş gibi kuruluşlarla sosyal yaşamı etkilemeye çalışmış,üst düzey yargı organlarına yaptığı atamalarla kendisine destek verenlerin görüşlerine uygun bir yargı yapılanmasına giden yolu açmıştır. Sonuç,15 Temmuz darbe girişimi
olmuştur.

Sahiplendiği anlayışın TBMM nin engellememesi için Türkiye ye özgün bir partili başkanlık uygulaması siyasi “İklim”değişikliğinin başlangıç noktası olmuştur.
Anayasa ve yasalar göz ardı edilerek özellikle Milli Eğitim, sağlık, çevre, can güvenliği ve kadınlar,adalet gibi konularda yapılan uygulamalar,liyakata dayanmayan atamaların yarattığı “KORKU İKLİMİ”nin bugün AKP’ni de sardığı görülüyor.

 “Lale devri bitti”, “Reis, Keçiören de otururken halkın içindeydi. Halk adamıydı.Şimdi o da biz de (Saraylı) olduk. Halktan koptuk.” “İktidardan düşersek ne olacak.” “DEVR-İ SABIK” yaratılmayacak mı.” “Hesap sorulacağını düşünen bürokratlar talimatlari ve işlemleri kopyalıyorlar” AKP kulislerinde duyulan bu ve benzeri konuşmalar iklim değişikliğinin parti içersindeki göstergesi olarak görülmelidir.AKP ni sancılı günler bekliyor.