Ülkelerin sanayide, tarımda, teknolojide gelmiş oldukları seviye, o ülkenin işgücü ihtiyacının temel belirleyecisidir. Bu anlamda, bir ülkede işgücünün tamamının üniversite mezunu olması gibi bir şart olamayacağı gibi, üniversite mezunu olmak da her şey demek değildir.
Pek çok ülkede, belirli bir alanda becerisini geliştirmiş, o işi herkesten iyi yapan ustaların, birçok üniversite mezunundan daha kolay iş bulup, daha fazla kazanmasının nedeni işte budur. Sektörlerin ihtiyaçları. Diğer bir açıdan baktığımızda, bir ülkede herkesin üniversite mezunu olmaya çabalamasının ya da herkesi üniversite mezunu yapmaya çabalamanın da bir taraftan çocuk okutan aileler ve diğer taraftan devlet için ciddi bir kaynak israfı olarak nitelendirilebileceği de açıkça ortadadır.
***
Öyle değil mi ya; oğlunuz veya kızınız, daha kısa yoldan ve hem de ciddi bir talebi olan konuda fazla vakit kaybetmeden eğitim alabiliyor ve diplomasını alır almaz iyi sayılabilecek bir ücretle iş bulabiliyorsa, hele, hele bu işte ileriye dönük kariyer olanağı da varsa daha fazla para ve zaman harcamanın bir anamı yoktur.
Anladınız tabii. Meslek liseleri ve bundan da bir ileri nokta olan endüstri meslek liselerinden söz ediyorum. Çınarlı’daki Motor Meslek Lisesi’nden, Mithatpaşa Meslek Lisesi’nden mezun olup eğitimini orada noktalayarak alanında çalışmaya başlamış ve bugün tanınmış birer sanayici, işadamı, işletme sahibi olmuş onlarca kişi tanıyorum. Herkesin o noktaları yakalayabilmesi tabii ki mümkün değil. Yine bu liselerden mezun olup, yaşamını mesleğini icra ederek son derece rahat şartlarda sürdüren yüzlerce insan biliyorum. Bunlar üniversite mezunu değil.
Uzun yıllar, İZSİAD, İzmir Sanayici ve İşadamları Derneği’nin Yüksek İstişare Konseyi Üyesi olarak görev yaptım. Bu süreler içinde yüzlerce sanayici ve işadamı ile temasım oldu. Hepsinin ortak şikayeti teoriyle yüklenmiş, pratikten anlamayan insanlarla çalışmaktan bıktıkları idi ve çözüm olarak da bunlar yerine ciddi bir pratik eğitimden geçerek gelen meslek lisesi, endüstri meslek lisesi mezunları ile meslek yüksekokullarından gelenleri tercih ettiklerini söylüyorlardı.
***
Şimdilerde de durum aynen böyle. Geçenlerde bir sohbet sırasında söylediler. Bir kule vinç operatörünün maaşı ayda 80 ila 150 bin lira arasında değişiyormuş. Ha keza iyi bir klima ustası yaptığı klima montajı veya verdiği servis adedine bağlı olarak ayda 100 bin lira civarında kazanıyor, dediler. İyi bir elektrikçi, CMS operatörü vb. meslek sahibi teknik elemanların kazancı da onlardan aşağı kalmıyormuş. Bu sütunlardandan önce hükümete bir çağrıda bulunarak, teknik liselerinin ve endüstri meslek liselerinin adedinin hızla arttırılması konusunda bir kararlılık göstermelerini önermek istiyorum.
İkinci çağrım da aileleredir. Ekonomik durumunuzu gözden geçirerek, şayet evlatlarınızı üniversitede okutmak sizin için ciddi bir fedakarlık oluyorsa hiç düşünmeden endüstri meslek liselerine gönderin derim. Daha kısa bir süreçte, daha ekonomik şartlarla, daha fazla gelir elde edebilecekleri bir eğitim alsınlar. Emin olun iyi teknisyenler üniversite mezunlarından daha fazla rağbet görüyor.
Bazı branşlarda üniversite eğitimi almanın iş bulma açısından hiçbir etkisi kalmamıştır. Diğer taraftan, ülke ihtiyaçları gözetilmeksizin popülaritesini ve çalışma alanlarını kaybetmiş bölümlerde çok miktarda öğrenci yetiştirmenin de bir anlamı yoktur.
Türkiye için bence en önemli konu teknik meslek liseleri ve endüstri meslek liselerinin sayısını arttırarak şu anda sanayinin ihtiyaç duyduğu nitelikli teknisyenlerin yetişmesini hızlandırmaktır.