Sevgili okurlarım, vatandaş soyguna dönüşen doğalgaz ve elektrik faturalarını ödeyemiyor ve çaresizlik içinde kıvranıp duruyor. Halkımız bugüne kadar hiç böyle insafsızca gelen bu haksızlık faturalarıyla karşılaşmadı. Bakın 100 liralık bir faturayı örnek alalım. Bu fatura vatandaşa şöyle yansıyor: Tüketim bedeli üzerine 30 lira dağıtım bedeli konuyor, bunun üzerine 20 lira vergi, bunun üzerine de 3-4 şirketin kârları eklenerek fatura bedeli hesaplanıyor. Doğalgaz ve elektrik fatura soygunu böyle bir hesap ile gerçekleşiyor. İşin özü ne biliyor musunuz? Türkiye'de enerji üretim, enerji dağıtım ve perakende satış süreçlerini özelleştirme adı altında eline geçirmiş olan bir avuç büyük sermayedarın hem vatandaşlardan aldığı fahiş fatura bedelleri hem de AKP iktidarından aldığı sübvansiyonlara rağmen gözleri doymuyor. Kim bunlar? O doğalgaza dayalı elektrik üretimindeki santraller Sabancı, Enerjisa, Limak, Cengiz, Aksa gibi büyük sermaye gruplarının elinde bulunuyor. Bir de bunların alt taşeron şirketleri var. Evlerimizde aydınlatma ve ısınma gibi temel ihtiyaçlarımız için kullandığımız enerji, devletleştirilmediği sürece vatandaş fatura soygunundan kurtulamaz. CHP Genel Sekreteri Doç. Dr. Selin Sayek Böke Tele 1 televizyon programında bunu açıkça söyledi. "Millet İttifakı iktidarında enerji kaynaklarının tümünü devletleştireceğiz. Vatandaşı bu soygundan kurtaracağız" dedi.
Sevgili okurlarım, bu ülkede adaletin terazisi çoktan bozuldu. Bir ülkede adaletin terazisi bozulursa, kuvvetler ayrılığı yok edilirse o ülkede her şey bozulur, devletin sistemi çöker, devletin bütün kurumları teker teker çürümeye başlar. Bu ülkede işsizlik, yoksulluk yetmiyormuş gibi, kurşun gibi yağan ağır zamlar vatandaşı perişan ediyor. Bugün evimin yakınındaki bir AVM'ye gittim, aklım ve hafsalam karıştı. Ürün etiketlerine bir göz gezdirdim sebze ve meyve fiyatları, baklagiller, temizlik ürünleri, et ve süt ürün fiyatları, velhasıl tüm ürünlerin üzerindeki etiket fiyatları insanı gerçekten ürkütüyor. Her gün zam, zam üstüne zamlar dinmek bilmiyor. Vatandaş "Yetti artık, durdurun bu zamları" diye bağırıp feryad ediyor. Duyan var mı? Yok. Başlık attım ya! Fatura soygunu diye... Evet, faturalar soyguna dönüştü. Devlet seyirci kalıyor ve bir türlü çare üretemiyor. Çünkü bu iktidar, devletin kasasını hesapsız harcamalarla boşalttı. Har vurup harman savurdu. Bu iktidar, ağzıyla kuş tutsa Türkiye'nin bu batık ekonomisini düzeltemez... Vatandaşların şahsi kanaati böyle. Şimdi soruyorum, yazık değil mi bu millete? Vatandaş, "Yarın neye zam gelecek?" korkusuyla yatıp kalkıyor. Vatandaş geçim derdine düşmüş. Evini geçindirmek için bankalardan sürekli kredi çekiyor, borçla borcunu ödemeye çalışarak iyice batıyor. Yaklaşık 1 milyondan fazla vatandaşın kullandığı krediler takibe düşmüş durumda.Yazık değil mi bu millete? İşin özeti ne biliyor musunuz? Ülkede adaletin terazisi çoktan bozuldu. Adil düzen çoktan sarsıldı. Eşitlik anlayışı, liyakat anlayışı gibi değerler bozulup gitti. İnsanın vazgeçemeyeceği demokrasi erdemi rafa kaldırıldı. İnsan hak ve özgürlükleri baskı altına alındı. Basın özgürlüğü yok edildi. İktidar, toplumu kutuplaştırdı. Bütün bu saydığımız değerler toplumda yok edilirse bu millet tabii ki düşer çaresiz her derde...