Hafta sonunda İzmir’de bir festival başladı: 6. İzmir Uluslararası Edebiyat Festivali. 7 Ekim’e dek devam edecek olan festival, İzmir Büyükşehir Belediyesi Ahmet Piriştina Kent Arşivi ve Müzesi (APİKAM) tarafından düzenleniyor. Festivalin yönetmenliğini önceki yıllarda olduğu gibi yazar Haydar Ergülen, koordinatörlüğünü şair Gülce Başer üstleniyor. Mottosu “Edebiyat Sakindir” olan festivalin Onur Konuğu Latife Tekin. İlk günlerde Aziz Vukolos Kilisesi, Kültürpark, Apikam, Havagazı, Karşıyaka ve Seferihisar’daki söyleşi ve şiir dinletilerine çok sayıda şair ve yazar katıldı; Barış İnce’nin yönettiği “Kabuğu Kırmak” belgeseli gösterildi. Pazar günü, Havagazı’nda Fırat Yücel ve Şükran Yücel’in ‘Annemin Daktilosu’ adlı söyleşisi, ‘Ustalara Saygı Şiir Kuşağı’ (Hüseyin Yurttaş, Hüseyin Peker, Veysel Çolak, Hidayet Karakuş); Karşıyaka Yaşayan Park’ta ve Urla’da söyleşiler yapıldı. 

Bu hafta, kentin farklı mekanlarında (Apikam’da, Fransız Kültür Merkezi’nde, Havagazı’nda, Şato Kütüphanesi’nde, Ayavukla’da, Çukur Han’da, Adnan Saygun’da) ‘Şair Eşref 75 Yaşında’, ‘Kent ve Kadın’, ‘Ahmet Büke Deli İbrahim’i Anlatıyor’, ‘Edebiyatta Sükunet ve Çılgınlık’, ‘Edebiyatlar/ Sakinlikler’, ‘Salih Bolat, Sina Akyol, İsmail Mert Başat Anması’ başlıklı söyleşiler, şiir atölyeleri ile yerli ve yabancı şairlerin (Mario Tiago Paixao, Eckhart Nickel) katılacağı şiir okumaları gerçekleştirilecek. Alsancak Kıbrıs Şehitleri’ndeki ‘Zarfsız Kuşlar’ etkinliği hafta sonuna dek sürecek. Festival, 7 Ekim Cuma günü Dario Moreno Sokağı ve Kültürpark’ta gerçekleşecek etkinliklerin ardından Karantina’daki müzikli şiir dinletisi ile sona erecek. İzmirlilerin bu güzel festivale kayıtsız kalmayacaklarına inanıyorum (Ayrıntılara Büyükşehir’in web sitesinden ulaşabilirsiniz).

İzmir Büyükşehir, pek çok kentimizin düştüğü ‘popülizm’ tuzağına düşmeden sanat etkinliklerini sürdürüyor. Eylül’ün son haftası gerçekleşen 16. Uluslararası Balkanlar Halk Dansları ve Kültür Festivali’ne Arnavutluk, Bosna-Hersek, Bulgaristan, Hırvatistan, Karadağ, Kosova, Kuzey Makedonya, Macaristan, Romanya, Sırbistan ve Yunanistan’dan folklor ekipleri ile Kosova Filarmoni Orkestrası katıldı. Başkan Tunç Soyer’in ‘Barış’ mesajlarına yakışan bir etkinlikti.    

Aynı günlerde bir başka festival yapılıyordu. Sanal ortamda gerçekleşen ‘sanal’ bir festival… Adı ‘Uluslararası İzmir Film Festivali’. Yıllar önce Dokuz Eylül Üniversitesi’nin düzenlediği festivalin simgesi ‘Altın Artemis’i kullanmakta bir mahsur görmeyen, ‘Ana akım vizyon filmleri festivali’ olarak kendini tanıtan, sinema ve televizyon yapımlarına halk oylaması ile ödül dağıtan festivalin web sitesinde 30 ilçede gösterim olduğu yazıyor, ama hangi ilçeler bunlar bu bilgiye ulaşamıyoruz. Görebildiğim kadarıyla, birkaç film Konak Belediyesi’nin ‘Sanathane’sinde gösterildi… Bu festivale destek verenler (mesela Bakanlık) şu gerçeğin farkında değil galiba: ticari filmler, ödülünü gişede alır, festivallerde ‘sanat filmleri’ yarışır… Bu festival yalnızca televizyon dizilerini ödüllendirseydi diyecek sözümüz olmazdı; halk oylamasının da bir mantığı olurdu.  Aday gösterdikleri filmlere eşit koşullarda gösterim olanağı yaratma zahmetini bile göstermeyen festivalde, Yılın En İyi Filmi olarak “Dayı: Bir Adamın Hikayesi” seçilmiş. Söyleyeceklerim bu kadar…

Biz ciddi festivallere bakalım… Festivallerin amacı, yurttaşların sanata ulaşımını kolaylaştırmak, kent kültürüne katkı sağlamak olduğuna göre, yerel yönetimlerin sorumluluğu tartışma götürmez. Adana Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği Adana Uluslararası Altın Koza Film Festivali’nin hemen ardından gerçekleşen, ‘Seyir Derneği’nin düzenlediği Ayvalık Film Festivali’ne Ayvalık Belediyesi’nin, ‘Başka Sinema’nın Eskişehir’de düzenlediği ‘Sinema Günleri’ne Eskişehir Tepebaşı Belediyesi’nin verdiği destekler önemli. Önceki gün başlayan 59. Antalya Altın Portakal Film Festivali’ni gerçekleştiren Antalya Büyükşehir Belediyesi de Belediye şirketi Anset’in sponsorluğunda festivale ciddi destek veriyor. Konuklarını en iyi koşullarda ağırlarken, Yeni Nesil Sinema Okulu, Altın Portakal Sinema Okulu, Ulusal Kısa Film ve Belgesel Yarışmaları ve Antalya Film Forum gibi projelerle genç yönetmen ve yapımcılara destek vermeyi ihmal etmiyor; film gösterimlerinde 5 Lira – öğrenciye 3 Lira gibi bilet fiyatları uygulayarak, yerel yönetimin sorumluluğunun bilincinde olduğunu gösteriyor. 

Festival festivale benzemez sözünü doğrulayan bir başka örnek de, Berlin’deki Türk Filmleri Festivali, daha doğrusu festivalleri… İlki bu hafta içinde sonuçlandı, diğeri Kasım ayında yapılacak. İlkinin programında son yılın önemli yapımları yer alıyor. Berlin Senatosu’nun desteğini alan festivalin açılışı Almanya’da yaşayan genç yönetmen Cem Kaya’nın yönettiği “Aşk, Mark ve Ölüm“ adlı çok başarılı belgeselle yaptığını, festivale katılan genç sinemacıların “Çiğdem Mater’e Özgürlük” çağrısı yayınladıklarını öğreniyoruz basından. Kasım’daki festivalin açılış filmi ise, Sinan Çetin’in yıllar önce yaptığı “Berlin in Berlin”. Festival konukları arasında Hülya Koçyiğit, Hülya Avşar gibi şöhretler yer alıyor. Bilin bakalım, bu iki festivalden hangisine destek veriyor Kültür ve Turizm Bakanlığımız…  “Çiğdem Mater’e Özgürlük!” sloganı, Kültür ve Turizm Bakanı’nın da katıldığı Antalya’nın açılışında sahneye çıkan sinemacıların ortak çağrısıydı. Onur Ödülünü alan Perihan Savaş’ın alkışlarla desteklenen sözleriyle bitirelim: “Daha özgür sanat, daha özgür sanatçı!”.