Heyecanı, merakı, telaşı, yarışı, savaşımı, düşmanı çok olan meslek hangisi derseniz? Ben gazetecilik derim. Gerçek gazeteci özgürlükçüdür, muhaliftir; halktan, gerçekten, doğrudan yanadır. Olayların tanığıdır.

Kuşkusuz bu zorlu yolculukta gazetecilerin yaşadığı sansür, tehdit, saldırı, gözaltı, tutuklanma, hapsedilme, işten atılma, yaralanma, öldürülme… gibi olaylar da bize hiç yabancı gelmez.

***

TRT’nin haber biriminde 33 yıl görev yaptım. Ankara’da başlayan, Diyarbakır’da, doğunun nice kentinde süren, İzmir’de noktalanan habercilik yaşamımda tanık olduğum, izlediğim çok değişik olayları bugün de andıkça heyecanlanırım.

Korku, kaygı, şaşkınlık, acı, keder, sevinç… Öylesine değişken yaşanmışlıkları yazmayı, kitaplaştırmayı düşünmedim değil; sanata, edebiyata, şiire kendimi kaptırınca, anıları yazmaya yönlenemedim.

Genç yılların çıraklığı, acemiliğinden sonra deneyimli, olgun, usta, bilge gazetecilerin anılarla varsıllaşan anlatıları genç gazetecilere de ışık tutacak, ders çıkaracak bilgi kaynaklarıdır diye düşünürüm.

Bu bağlamda geçmişte de bugün de yıllarını bu meslekte özveriyle, tutkuyla, aşkla geçirmiş gazetecilerin anılarını yazmasını önemsemişimdir.

***

Gazeteci ağabeyimiz Attila Aşut’un dediği gibi “Çabuk unutuyoruz. Bu yüzden tarih bilincimiz oluşmuyor. Yıllar içinde akıp giden günlerin izdüşümü olan bu yazılar, aynı zamanda okura bellek tazeleme olanağı sağlıyor.”

Sayıları çok olmasa da anılarını kaleme alan gazeteci büyüklerimiz var elbette. Onlardan bir bölümünü anımsayacak olursak…

Sadun Tanju’nun “Eski Dostlar” (İnkilâp Kitabevi,1996), Oktay Akbal’ın “Kırmızı Tenteli Tramvay-Babıalide 50 Yıl” (Milliyet Y.1993), Nadir Nadi’nin “Perde Aralığından (Çağdaş Y.1991), Akın Simav’ın “Demir Paspas” (Servo Y.1987), Bülent Akkurt’un “Yerinde Yeller Esen Bab-ı Âli” (Myndos Y.2006), Tanju Cılızoğlu’nun “Güzel Yaşadım” (Tarihçi Kitabevi,2017), Hasan Pulur’un Olaylar ve İnsanlar ( Bilgi y.1985), Selim Esen’in Olayların İçinden (Kanguru Y. 2012) ve Ajans Haberleri (Ürün Y. 2016), Orhan Baykal’ın Donsuz Geceler Sayın Seyirciler (Etki Y.2010), Zeynel Kozanoğlu’nun İzmir Basınında İz Bırakanlar (İki cilt, Soyer Y.2006), Mahmut Yesari’ninBâbıâli Hatıraları” (Can Y. 2019), Attila Aşut’un Siyah Beyaz Yazılar (Kıyı Y.2014)… Basınımızın değerlerince yazılmış nice anı kitaplarını okurken hep duygulanırım.

***

Gazeteci dostumuz Yener Özkesen de bu düşünceden yola çıkarak, gazetecilik mesleğine uzun yıllar emek vermiş 50 gazetecinin başından geçen ilginç olaylardan bir seçki yapmış: Gazeteciler Anlatıyor.

Özkesen’in “Gülerken düşünecek ve düşündükçe okuduğunuz küçük bir haberin bile nasıl emeklerle sizlere sunulduğunu göreceksiniz. Bu kitabın devamını getirmek ve daha nice profesyonel gazeteci dostlarımın anılarını gün yüzüne çıkartmak arzusundayım” sözlerine de sevindim doğrusu.

TRT’de görev yapmış Şadan Gökovalı, Erol Akıncılar, Haluk Narbay, Misket Dikmen, Murat Ünlü, Ömer Pastırmacı dostların anılarıyla da duygulandım. Sevgili Özkesen’e bu yapıta beni de kattığı için teşekkürüm var elbette.

İki gazeteci-siyasetçi Mustafa Balbay, Hakan Tartan’ın; ayrıca İzmir basınının unutulmaz adları Erkin Usman, Öcal Uluç, Ünal Tümin, Levent Bimen, Öner Özçorlu, Çetin Gürel, Yaşar Aksoy, Ömür Olgundemir, Özden Ünver, Semra Saygı, İlker Güneş, Elvan Feyzioğlu’nun, köşemin sınırınca adlarını yazmadığım gazeteci dostların anılarıyla da varsıllaştım…

Bu gezegende namuslu, yalaka, yandaş olmayan, kirlenmeyen, dik duran, Okan Yüksel’in sesiyle “palto değil kafa tutan” gazeteciler iyi ki varsınız. Daha yaşanır bir dünya için var olun.