Kansız, savaşsız tek bir günümüz geçmiyor.
Sivili, askeri, polisi ölüyor, her gün ölüyor...
Tüm toplum şiddetin içinde doğmuş kurtulmak için umutsuzca çırpınıyoruz.
En çok ihtiyacımız olan şey barış...
Huzur arıyoruz, sakin bir hayatı özlüyoruz.
Bulamıyor ve bulacak gibi de görünmüyoruz.
Sağ olsun Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon ve ekibi de bu kavga ve kandan yılmış toplumun kafasını bir günlüğüne bile dağıtmak için dahiyane bir çözüm buluyor: Boğa güreşi!
Bodrum'da ilk kez bir Boğa güreşi festivali düzenleniyor.O yörenin eski bir geleneği imiş. Artık resmileşmesinin zamanı gelmiş.
Şöyle diyor Kocadon Başkan: "Gerçekten ülkemizin şu zor günlerinde güzel bir atmosferi yakaladık. Bu birlik beraberliği sağlayan ekibime teşekkür ederim."
Vallahi biz de ederiz.
İnsanların birbirini kırması yetmiyor çünkü, daha da kan görelim istiyoruz. Daha da kavga dövüş izleyelim.
İnsanlar yetmedi bir de hayvanları dövüştürelim.
Şimdi diğer il ve ilçelerimizden de aynı birlik beraberlik yakalatacak atmosferler yaratmalarını bekliyoruz.
Köpekti, deveydi, horozdu, hepsi için her hafta başka bir beldede dövüş yapılsın.
Boş verin sanatı kültürü...
O festivaller bizlik değil.
Biz kim medeni insan gibi yaşamak kim?
İşimiz gücümüz kaba kuvvet.
Kendimizi ifade etme şeklimiz de kanlı, eğlencelerimiz de.
***
Hadi oradan siz de!
Böyle gelenekleriniz de görenekleriniz de batsın artık batsın!
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Kan görmeye alıştırmak
Boğa güreşlerini yaklaşık 5 bin kişi izlemiş. Herhalde yarısı da çocuktur.
Şiddeti normalleştirmek, çocukların küçük yaşta hayvanlarla ilişkisine doğrudan bağlı.
Bunları bıkmadan usanmadan yazalım:
Hayvanlara şiddet ve işkence uygulamak basit bir kişilik problemi değil son derece ciddi zihinsel, ruhsal problemlerin işareti.
Çocuklarınızın önünde herhangi bir hayvana acı çektirmeyin.
Kana, dövüşe, doğramaya, kesmeye alıştırmayın.
Psikoloji alanında yapılan çalışmalar, hayvanlara işkence eden çocukların daha sonra insanlara da şiddet uygulamaya başladıklarını gösteriyor.
Tecavüzcülerin ve katillerin en büyük ortak özelliği, düzenli olarak hayvanlara karşı şiddet uygulamış olmaları.
Ayrıca çocuğun doğrudan evdeki kediye işkence etmesi kadar, iki hayvanın birbirine fiziksel zarar verişini izlemeyi keyif alınacak bir aktivite olarak algılaması da aynı tahribatı yapıyor.
Arkadaş, nedir bu şiddetin her türüne olan aşırı merakınız, gerçekten anlamak mümkün değil.
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Bunlar iyi günler
Dün Hürriyet gazetesinde yayınlanan haberle Alaçatı'nın içine pisletiliş tekrar gündeme geldi.
Alaçatı'yı Alaçatı yapan sörf merkezlerinin birer birer betona teslim oluşu, denizin çamur ve betona dönüşmesi tekrar konuşulur oldu.
Burada yaşayanlar olarak bu konu artık bizim gündemimizden düştü.
Çünkü bu gidişat önceden belliydi.
Çok yazıldı, konuşuldu ama elden bir şey gelmedi.
Kazanan beton fetişistleri oldu.
Sadece Alaçatı değil, Çeşme'nin her köşesi büyük çirkin beton ucubelerle çevrilir oldu.
Daha da kötüye gidecek. Durun bakalım daha bu güzelim Yarımada'da bozulacak çok koy, işgal edilecek çok tepe var.
Alt yapı falan hak getire... Hiç önemli değil.
Çekirge sürüsü tarlaya dadandı bir kere...
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------
