Dün “önemli bir gün”dü… 23 Nisan…
Evet önemliydi, hem de çok önemliydi…
Çünkü 100 yıl önce tam bugün Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) kuruldu… Çünkü o Meclis, Mustafa Kemal’in önderliğinde Milli Mücadelemize önderlik yaptı… Çünkü o Meclis, emperyalizme karşı mücadele verdi… Çünkü o Meclis, tutsaklığımızı kaldırıp CUMHURİYET’i ilan etti... Çünkü o Meclis, dünyada “Çocuklarına bayram armağan eden ilk Meclis” oldu…
Onun içindir ki, bir asırdır bu ülkenin çocukları, dünya çocuklarını o Meclis’te ağırlayıp gururla “mutluluk şarkıları” söylüyordu…
Çünkü o Meclis’te cumhurbaşkanları, başbakanlar, meclis başkanları makamlarını, koltuklarını, sembolik de olsa çocuklara devredip Türkiye’nin gelecek yüzyıllarını planlayacaklarına, hatta kendilerinden de daha üstlere taşıyacaklarına inanıyorlardı…
Onun içindir ki, her 23 Nisan’ da okullarına sığamaz, meydanlara çıkıp hep birlikte, “Sevinin küçükler/ Övünün büyükler/ Bugün 23 Nisan/ En büyük bayram, bu bayram” diye yeri göğü inletirlerdi…
Maalesef bizim çocuklarımız, diğer çocuklar gibi dünyayı kasıp kavuran COVİD- 19’un tutsağı olup evlerinden, okullarına gidemediler; Gazi Meclis gibi 23 Nisan’dan uzak daha doğrusu “uzaktan eğitim” yapıp, balkonlarından dünyaya seslerini duyurmaya çalıştılar… Uzaktan eğitim gören ve bu önemli bayramı da balkonlarından kutlayan torunlarım gibi ben de dün sabahtan ve de gece 21.00’ de 1.5x 2 m’lik balkonuma çıkıp Ay-Yıldızlı Bayrağımı da dalgalandırıp, İstiklâl Marşımızı kana kana Türkiye Korosu ile birlikte okudum…
Bu balkon kutlamamı sakın siyasetçilerin “Balkon konuşmaları” ile mukayese etmeyin!
Çünkü bu çok özeldi…
***
83 milyon kişi yaşlısı ve genci ile Sadettin Kaynak’ın “Bir rüzgardır gelir geçer sanmıştım/ Meğer başımda esen kasırgaymış- Koronaymış” şarkısındaki gibi ses verdi… İşte 100 yıllık Meclisimiz, asrın bu ölüm meleğine karşı 600 vekilini virüsten siyaseten koruma eğiliminde idi! Yani meclis Başkanı Şentop, korona virüse “evde kal, Meclis’e uğrama; uğrarsan da 1 metre, 2 dakika kuralına uy!” diye emir saldı! Uyan uydu, uymayan da TV ekranlarına bakıp iktidara ver yansın etti!
***
Bildiğiniz gibi ben de, 17 Mart’ tan buyana eşimle birlikte evden dışarıya çıkamayanlardanım. Çünkü dışarıda ölüm korkusu ve güvenlik güçleri devriye geziyor… Bu ahval ve şartlar altında kapımdan dışarıya bir adım atmayan bana 9 Nisan saat 14.30 da Sağlık Bakanlığı'ndan şu mesaj geldi: “İzolasyon bölgenizin dışına çıktığınız tespit edilmiştir.”
Buyurun cenaze namazına!
Bakanlığın yayınladığı ciddi ve güzel tedbirleri takdir ederken bu gayri ciddi mesajını (!) görünce de inancım sarsıldı desem yalan olmaz! Tüm alışverişimizi yapan apartman görevlimize anlatınca birbirimize bakıp sadece kahkahayı bastık! Sanıyorum, bakanlık benim gibi evde kalan ileri yaştakilere moral dopingi yerine “gülme, güldürme terapilerine” başlatmışa benziyor bu “Çakar al-maz hafiyeleği” ile!
Sonunda şu karara vardım; Sağlık Bakanlığı beni değil, çocuklarıma maaşımı çektirdiğim, banka kartımı takibe almış! 100. yıl guruyla kutlayacağımız nice Ramazanlarımız olsun…