Başlamışken devam edelim...
Başbakan Binali Yıldırım partisinin Afyon'daki toplantısında ne demişti?
Hangi başbakan, hangi cumhurbaşkanı AKP iktidarı kadar mücadele etti?”
Kimi işaret ettiği pek anlaşılmasa da Başbakan'ın sözlerinden “en çok biz mücadele ettik” sonucu çıkarılabilir.
Zaten bir sonraki tümcesinde de bunu açıklıyor:
Partimize sızanları tespit ettik, gereğini yaptık. Bu örgütlerle amansız mücadeleyi ve bu tehlikeyi gören parti AKP'dir ve gereğini yapmıştır...”

***

Yer: İzmir Atatürk Stadyumu...
11. Türkçe Olimpiyatları'nın İzmir bölümü yapılıyor. Dönemin Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım çıkıyor kürsüye, alıyor mikrofonu eline ve başlıyor konuşmaya...
İlk tümcesi, “Hocaefendinin İzmir Kestane Pazarı'nda başlattığı hizmetin bugün dünyanın dört bir yanına yayılmış olmasını görmekten büyük bir mutluluk duyuyorum” oluyor.
İzmirliler'e övgüler sıraladıktan sonra devam ediyor:
Bu çilekeş ama kutlu yolculukta o gün hoca efendiye sahip çıkmasaydınız, evlerinizi, gönüllerinizi açmasaydınız bu güzellikler yaşanmayacaktı...”
Hızını alamıyor Binali Bey, notları arasındaki bir şiiri okuyor.
Aç açabildiğin kadar sineni ummanlar gibi olsun/ İnançla geril, insana sevgi duy/ Kalmasın el açmadığın bir mahzun gönül diyen hoca efendinin dili Türkçeye selam olsun...”
Konuşmadan anlaşıldığı gibi şiirin yazarı Fethullah Gülen...
Ve finali yapıyor...
Yarım asır önce İzmir'den başlayan yolculuğunu bugün küresel bir harekete döndüren, buradan on binler muhterem hocaefendiye selamlarını saygılarını gönderiyor, başkoyduğu hizmet yolunda, hak yolunda başarılarının artarak devam etmesini diliyoruz, yüce Allah'tan sağlık ve uzun ömürler diliyoruz. Bu hizmet buralara kolay gelmedi. Zor şartlar altında zor imkanlarla bin bir fedakarlıkla dünyanın dört bir yanına yayılan Türk okullarında ay yıldızlı bayrağımızı dalgalandıran o hizmet erlerine buradan selam gönderiyorum...”

***

Dönemin Ulaştırma Bakanı Binalı Yıldırım, bu konuşmadan sonra İzmir'den Büyükşehir Belediye Başkan adayı oldu, kaybetti seçimleri.
Hani o sözünü ettiği “Ben canlı şahidiyim. 2014 yerel seçimlerinde, İzmir'de kampanyayı yürütürken, FETO örgütünün nasıl CHP ile beraber çalıştıklarına şahidim” derken, bu konuşmayı unuttu herhalde...
Yeniden vekil seçildikten sonra, bir dönem partisinin tüzüğü gereği ara veren Yıldırım'ın sonrası zaten malum. İki ay içinde yenilenen seçimlerden sonra yeniden vekillik ve bakanlık, ardından da hem parti genel başkanlığı hem de başbakanlık...

***

Ve geldik filmin yaşanan son bölümüne...
15 Temmuz kalkışmasının ardından, Binali Yıldırım'ın başbakanlığındaki iktidar, övgüler dizdiği o okulların tamamını kapattı. Mallarını hazineye devretti. Kürsüsünde konuşma yaptığı olimpiyatları yasaklattı. Ama hepsinden önemlisi “Allah'tan uzun ve sağlıklı ömürler” dilediği Fetullah Gülen için söylemedik söz bırakmadı...

***

Bütün bunlarını unuttuk sanıyor.
Yaşadıklarımızı “rüya” olarak yorumladığımızı ve uyandığımızda hafızamızda tek bir film karesi bile kalmadığını düşünüyor.
Yanılıyor...
İnsan beyni “unutuyor” gibi yapsa da, hani Başbakan'ın o beğenmediği teknoloji unutmamazı engelliyor. Açıyorsunuz interneti, yazıyorsunuz kelimeleri, aynen karşınızda.
Söz ile karşınızda, yazı ile karşınızda, görüntü ile karşınızda.
İşte o yüzden Başbakan'ın “Hangi başbakan, hangi cumhurbaşkanı AKP iktidarı kadar mücadele etti?” sözleri pek de inandırıcı olmuyor.
Akıllarda kalan “Hocaefendinin İzmir Kestane Pazarı'nda başlattığı hizmetin bugün dünyanın dört bir yanına yayılmış olmasını görmekten büyük bir mutluluk duyuyorum” sözleri oluyor.
İki söz, bir Başbakan...
Hangisine inanalım?