1998 yılının başında Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürüydüm. Sağlık Bakanı rahmetli Halil İbrahim Özsoy telefonda, “Hoca, hemen gel!” diyerek beni çağırdı.
Yanına gittiğimde gözlerinin içi parlıyordu; “Bir milyon yeter mi?” diye sordu. “Eğer yeterse hemen çalışmalara başlayabilirsin!”
Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü olarak atamamı yapan Sağlık Bakanı rahmetli Halil İbrahim Özsoy’dan istediğim en önemli şey, çocuklara Hepatit B aşılamasını ülkemizin takvimine sokmaktı. Bakan parayı bulamıyordu. Bir mucize oldu! Sağlık Bakanlığı’nın bütçesindeki “Tanıtım Harcamaları” kaleminde tam bir milyon liralık bir para dokunulmadan duruyordu.
ÇİLLER İLE AKTUNA KAPIŞIYOR
Tansu Çiller’in başbakanlığı döneminde bütçe harcamalarının eşi Özer Çiller tarafından denetlendiği ve yönlendirildiği söylenir dururdu. Kendisi, İstanbul Bankası’nı batıran bir genel müdür olarak tanımlanırdı.
Gittiğimde, Sağlık Bakanı rahmetli Halil İbrahim Özsoy, şunları söyledi:
“Bizden önceki hükümetin bütçesi hazırlanırken, Sağlık Bakanı olan Yıldırım Aktuna ‘tanıtım’ başlığıyla bir milyon liralık bir bütçe kalemi belirlemiş. Ancak Özer Çiller bu paranın harcanmasına engel olarak bütçedeki bu bir milyon lirayı kendisinin kullanacağını söylemiş. Ama Yıldırım Aktuna’nın da kendi planları varmış!
Ne kadar sürdüğünü bilmediğimiz tartışma süresinde para harcanamamış. Bu sırada koalisyon hükümetinde oluşan çatlak nedeniyle Tansu Çiller hükümeti yıkılmış. Bütçedeki bir milyon, ne Sağlık Bakanı Yıldırım Aktuna tarafından kullanılabilmiş, ne de Özer Uçuran Çiller tarafından!”
GÜNEY KORE’DEN UCUZ AŞI
O zaman için yeterli olan parayı bulunca hemen çalışmaları hızlandırarak dünyada aşı üreten ülkelerle ilişkiye geçtik. İki büyük aday vardı; Küba ve Güney Kore.
Yıl 1998’di ve Güney Kore ekonomisi batmak üzereydi. Ellerinde önemli miktarda aşı bulunduğunu öğrenince pazarlığa başladık. Anımsadığıma göre, aşı dozu başına 36 sent ödeyerek ilk Hepatit B aşısını çocuklarımızın aşı takvimine ekledik.
Çok sevinçliydim ama sayın bakan huzursuz görünüyordu. Nedenini sorduğumda sıkıntısını şöyle anlatmıştı;
“Tamam aşıyı bu parayla satın alıyoruz ama sonrasını nasıl getireceğiz? Bu aşının devamını nasıl satın alacağız?”
Ben rahattım;
“Sayın bakanım, siz bunu düşünmeyin!” demiştim rahmetli Özsoy’a. “Aşılama bir kez başladıktan sonra, hiçbir partinin gücü bu aşılamayı durdurmaya yetmez! Göreceksiniz, kimseden olumsuz bir ses çıkmayacaktır!”