Küllerinden doğan şehir İzmir…

Ve tabii ki, Batıya açılan penceremiz, Ege’nin incisi İzmir…

Ne kadar övsek ve de övünsek azdır… Bu şehirde dünyaya gözlerini açan herkes çok şanslı.

Üstat Cahit Külebi, “Atatürk’e Ağıt” ında  “ Sel olur İzmir’e akar . İzmir’in denizi kız, kızı deniz. Sokakları hem kız, hem deniz  kokar. Bu toprak bizim yolumuzdur. Deli gönül yücesine çıkar “ diyor…

Evet bu övgüler uzayıp gider…

İnanın bu övgüleri yapanlar hep “dilimi ısırdım, aman nazar değmesin!” der.

Maalesef güzel İzmir’imiz geçtiğimiz günlerde dört bir yanında çıkan orman ve çeşitli yangınlarla halk deyimi ile nazara geldi! Menderes, Selçuk, Kuşadası, çeşme, Urla’da bu yangınlar havadan ve karadan kontrol altına alındı. Açılan alanlara inşallah, şimdiye kadar gördüklerimize göre, otel ve lüks siteler yapılmaz…

Yine İzmir’in Torbalı ilçesinde bir restoranda sanayi tüpü patlamasıyla çevredeki 11 bina hasar gördü. Maalesef 5 kişi hayatını kaybetti. Yaralılarda tedavi altına alındı.

Güzel İzmir’imiz inşallah bir daha nazara gelmez!

* * *

Başta İzmir olmak üzere Ege’nin dağlarından yağ, ovalarından bal akar…

Bu da Ege’nin incisi İzmir’imiz için bir başka olumlu değerlendirme …

Dünyanın her yerinde insanlar kazanmak için doğar. Murıel James & Dorothy Jongeward ‘ın yazdıkları 4 milyondan fazla okura ulaşan “Kazanmak için doğarız” adlı kitap bu gerçeği çok iyi dile getiriyor. Bu kitap, popüler kitaplar arasında Gestalt deneyleri ile kişiler arası ilişkiler analizi, (Transaksiyonel analiz)   gerçekten “ilişkilerin analizinde en açık ve en güncel düşüncelerin  yansıtıldığı kitaplar arasında belki de en iyisi olarak yerini aldı…

Evet, dünyanın her yerinde insanlar kazanmak için doğar. İzmir’ de de bu böyledir…

             * * *

Evet bu böyledir; amma velakin, ülkemizde enflasyonist politikalar bunun tam tersini söylüyor!

Günlük gazetelerimizin sayfalarını açıp bakın; ilk güncel haberin başlığı “Zam” diyor ve sıralıyor…

Kısacası “Zam’ a da zam” yapan bir yönetim politikası ve bunu savunan yöneticiler sanırım baka bir yerde yoktur.

Her şeye zam  var, ama emekliye yok!

Dolayısı ile emekli iş arıyor! Örnek olsun diye rakamların diline göre yazıyorum: İstanbul’ da 2,4 milyon emeklinin %60’ı geçinemediği için iş arıyor.

Türkiye turiste de pahalı; 3 yılda fiyatlar Dolar bazında % 200- 400 turistte bundan şikayetçi.

Yüksek fiyatlar dolayısı ile başta emekliler olmak üzere yerli turist evinden çıkamazken, yabancı turistlerde gezeceği yerden kısıyor!

10 bin lira alan emekli açlık sınırının 18 bin 978 lira olduğu bir ortamda ne yapabilir ki?

Sağlık hizmetlerindeki aksamalar, vatandaşın hastane kuyruklarında çile çekmesini artık “sağır Sultan” bile duydu!

Cumhurbaşkanı Erdoğan artan muhalefet baskıları, halkın sokaklara çıkması üzerine televizyonlara çıkıp tedbir olarak başta Sağlık Bakanı ve Şehircilik ve çevre Bakanını görevden aldığını yerine atadığı yeni Bakanları açıkladı…

* * *

Değerli okurlarım, bendenize de kitaplar arasında gezinip Ergün DUR’un yenilediği eserinin adını “Hepsi Hikaye Geç Bunları Demeyin!” i  sizlere iletmek kalıyor.

Evet, bunca iyi, güzel ve çirkin konular ve vatandaşın sokağa ve Bakanlıkların kapılarına dayanmasından sonra aynı şeyi üstüne basa basa söylüyorum:

Sakın, sakın ha! “Hepsi Hikaye Geç Bunları” demeyin…

Gelecek hafta yine bu sütunda sizlerle olumlu konularda buluşmayı diliyorum.

Saygılarımla…