Her şey güzel olacak... Yetmez! Her şey çok daha güzel olacak... Teşekkürler Ekrem İmamoğlu, kalben teşekkürler sana... "Kapkaranlık!" denilen bir karardan sonra evlerde, sokaklarda, işyerlerinde, meydanlarda, sosyal medyada, kısacası havada, karada, denizde Türkiye birlikte "siyasal aerobik" yaparken, bir yandan da tempo tutuyor: "Her şey, çok daha güzel olacak"...
***
Biliyorum! Şimdi birileri karşıma çıkıp, bana "Sen Ekrem İmamoğlu'nun borazanını mı çalıyorsun?" ya da "Sen CHP'li misin" diyebilir! Yok be kardeşim; yok öyle bir takıntım! Üstelik ben borazan falan çalmasını bilmediğim gibi, iddia sahipleri gibi oyları, mazbataları, başkanlık sıfatlarını, altındaki hizmet aşkını da çalmasını hiç bilemem... Türkiye, iktidarı ve muhalefeti ile "hırsızlığı" kitabı olarak değil, görsel olarak "sahiplerinin sesinden" duyup öğrendi. Benim yazılarımı takip eden değerli okurlarım çok iyi bilir; Ben, bu köşeden yılda 3-4 defa yazıyorum. Gözleri kapalı, vicdanları satılık olanlara aşk ile bir daha sesleniyorum: Bakın, ben CHP'li falan değilim; kaydımı da bulamazsınız. AK Partili de değilim. Onu da araştırabilirsiniz. Ben, Atatürk'ün Cumhuriyet ilkeleri ışığında, demokratik hakkımı kullanıp, herkes gibi kutsal oyumu sandığa atmayı görev bilmişimdir. Yani "sandığı devirenlerden" değilim...
***
Ha! Yerel seçimler mi? Orada parti değil, benim her aklı başında olan ve "Kalbim Ege'nin Batı'ya açılan bu şehri, İzmir için atıyor!" diyebilenler gibi bu kenti yönetebilecek düzeydeki Belediye Başkan adayına oyumu güle oynaya atarım. Yine öyle yapmanın gururunu yaşıyorum. Anlayacağınız "mızıkçı" değilim... "Geçmişte Aziz Kocaoğlu'na, şimdi de Büyükşehir Başkanlığı için de Tunç Soyer ile Konak'ta Abdül Batur'u mu tercih ettin" diyenler var. Evet, aynen öyle yaptım... Sanıyorum ki, İstanbul'da AK Parti'nin "arka bahçesi" diye yazılıp çizilen YSK'nın verdiği ve muhalefetin "karanlık karar" diye adlandırılan davranışı, herkesin "Gülen yüzü"nü soldurmaya yönelikti! Ama, 23 Haziran'daki seçim için de Ekrem İmamoğlu tekrar çarşı-pazar ev gezmelerinde halkın moralini yüksek tutarak şu sloganı ile yine Türkiye'nin "Gülen yüzü" oldu: "Her şey daha güzel olacak"... Bu arada bana mesaj atan kafası karışık İstanbullu kardeşim acaba beni anlayabildi mi?
***
Sahi nerede kalmıştım? "Her şey yine güzel olacak"ta değil mi? "İstanbul'u kaybeden, genel seçimleri de kaybedebilir!" diyenlerin sayısı artıyor... Seçimden ders mi aldılar, nedir bilinmez; Ekrem İmamoğlu'nun tüm stratejilerini ve sloganlarını klonlayıp şimdi de bir eziklik ve kıskançlığın bariz göstergesi olarak karşımıza şöye çıktılar: "Her şey daha güzel olacak!" Partili-taraflı Cumhurbaşkanımız, partisinin "darphanesi" denilen İstanbul'un bu bulanık sudan çıkarılması için her türlü enstrümanı kullanıyor. Üstelik seçimin bariz mağlubu, "sessiz aday" Binali Yıldırım'ı tekrar "şarz" edip yarış alanına itti!. Ve tabii ki, "klonlanmış" olarak!.. Anlayacağınız, "Klonlanmış İmamoğlu" tiplemesindeki Binali Yıldırım, "metal yorgunu" olarak Erdoğan'ın suflörlüğünde "Her şey daha, daha, daha güzel olacak!" diyerek İstanbul sokaklarını arşınlayıp, İstanbul Valisi'nin haciz ettiği İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuğuna oturmaya çalışacak.
***
Pardon! "Yalanın günah" sayıldığı kutsal bir aydan geçiyoruz. Mazbatası elinden alınan kişi gülen yüzü ile insanları yatıştırmaya çalışırken, kaybedenin kazanana "hırsız" dediği bu ortamda sizler ne diyorsunuz? Galiba rahmetli Levent Kırca, bugünleri önceden görüp "Olacak, olacak o kadar!" diye bizlere gülerken düşündürmeyi öğretmişti...
***
Yalan, riya, hırsızlık ithamları ve de "küfürü bol siyasetimiz" içinde 37 gün sonra İstanbul'da Ekrem İmamoğlu halkın sevgilisi olarak bir seçim daha "Her şey güzel çıkacak" diye bir daha kazanmaya hazırlanıyor. Bu yazıyı kaleme alırken Erdoğan "Daha güzel, halkın gözünü boyayacak sözler bulun!" gibisinden ferman salmış. Amma velakin, "Oy vermezse cumhur, neylesin partili cumbaba!" Peki bu arada bizim ruh sağlımız ne olacak? Onu da İnsani Değerler ve Ruh Sağlığı Vakfı (İDER) başkanı ayrıca ASDER (Adaleti Savunanlar Derneği) Başkanı, Prof. Dr. Nevzat Tarhan'ın kitaplarını karıştırıp "Mutlu olmak için" neler yapabilir şu an için diye notlar aldım. Bazı sözlerini sizlere aktarmak istiyorum: "Hiç bir şeyi içinize atmayın... Hayatınızı başkalarınki ile karşılaştırmayın... Kontrol edemeyeceğiniz olumsuz düşüncelere sahip olmayın... Bunun yerine enerjinizi şu an için harcayın... Nefes aldığınız her anının kıymetini bilin, keyfine varın... Kıymetli enerjinizi başkaları hakkında konuşarak boşa harcamayın... Daha fazla gülümseyin ve pozatif olmaya çalışın... Maneviyatınız daima mutluluğunuzdur."