Geride bıraktığımız hafta sonu İzmir’e gelen konuklar, kentteki kültür ve sanat etkinliklerinin zenginliği karşısında şaşkınlıklarını gizleyemediler. Cuma günü üç etkinlik vardı, birbiri ardına gerçekleşen. Saat 14’te Kültürpark’ta İZKİTAPFest’in açılışı vardı. 16.30’da Fransız Kültür Merkezi’nde İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin İzelman ve Kültürlerarası Sanat Derneği işbirliği ile düzenlediği 2. İzmir Uluslararası Edebiyat-Sinema Buluşması’nın ilk gösterimi ile aynı saatlerde Ahmed Adnan Saygun’da Büyükşehir’inYeni Kuşak Köy Enstitüleri Derneği işbirliği ile düzenlediği Köy Enstitüleri’nin kuruluşunun 84. yıldönümü töreni gerçekleşti. AASSM galerisinde, değerli dostum Prof. Oğuz Makal’ın köy enstitülü annesini anmak amacıyla düzenlediği ve bu muhteşem projeyi belgeleyen fotoğraflara yer verdiği bir sergi açıldı.  Akşam programında, Edebiyat-Sinema Buluşması’nda “Merhaba Güzel Vatanım” filmi öncesi Ahmet Ümit ile yaptığımız söyleşi vardı.

***

İzmir’de Kitap Fuarlarının uzun bir geçmişi var. 25 yıl boyunca İzmir Büyükşehir Belediyesi desteğinde TÜYAP Fuarcılık–Yayıncılar Birliği işbirliği ile Kültürpark’taki pavyonlarda gerçekleştirilen fuar, geçen yıl Gaziemir’deki Fuar İzmir alanına taşınmış ve İZFAŞ - SNS Fuarcılık işbirliği ile gerçekleşmişti. Bu kez fuarın yıllar sonra yeniden Kültürpark’ta gerçekleşmesi İzmirliler tarafından memnuniyetle karşılandı. Fuarın açılış konuşmasını yapan Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, “Bir kitap, bir deniz feneri gibi karanlıkta yol gösterir ve içimize ışık saçar. Kapılarınız kitaba her daim açık olsun, deniz fenerleriniz kitaplar olsun” derken, bu yılın Onur Ödülü’nü alan Ahmet Ümit, “Sanatı, edebiyatı zorunlu tüketim maddesi haline getirmek gerekir. Empati duygusunu geliştiren bu alışkanlık aileden ve okuldan başlamalı” diyordu.

Ahmet Ümit, aynı günün akşamı ‘İzmir Edebiyat-Sinema Buluşması”nda yaptığımız söyleşide, sanatın, özellikle edebiyat ve sinemanın önemini vurgulayarak, kendi sanat serüvenindeki dönüm noktalarını anlatırken salonda tek bir boş yer bile kalmamıştı. İzmirliler Cumartesi günü  de İtalyan Kültür Merkezi’ni tıka basa doldurdu. Metin Celal’in Füruzan’ı anlattığı konuşmasının ardından gösterilen “Benim Sinemalarım” ve İtalyan filmi “Commandante” gösterildi. Pazar günü programında “Sabahattin Ali: Sabah Yıldızı” ve “Dili Esaretinden Kurtarmak” filmleri vardı. İzmirli sinemaseverleri bekleyen daha pek çok yapıt var, hafta boyunca Fransız Kültür’de, İtalyan Kültür’de ve İzmir Sanat’ta… Bugün Aydın Orak, yarın Biket İlhan’la söyleşilerimiz olacak; Yaşar Kemal ve Nazım Hikmet hakkındaki filmleri üstüne… Perşembe günü ise Nedim Atilla bu yıl yitirdiğimiz değerli yazar Yılmaz Karakoyunlu’yu anlatacak.    

***

Kültürel gelişmenin bir ayağı sanatsa, diğer ayağı bilim. ‘Köy Enstitüleri’ bu iki ayağa eşit değer veren, toplumsal gelişmemiz adına çok önemli bir projeydi. Cumhuriyet’in ilk döneminde sanata ve bilimeverilen önemin en somut örneğini oluşturan bu deneyim ne yazık ki uzun ömürlü olamadı; 1954 yılında DP iktidarı tarafından durduruldu. Bilimle sanatı, insanla doğayı buluşturan, eğitim alanında dünya çapında saygınlık kazanmış bir deneyim olan Köy Enstitülerinin 84. kuruluş yıldönümü, Cuma akşamı Ahmed Adnan Saygun’da düzenlenen bir törenle kutlandı. Törende konuşan Başkan Tugay, Köy Enstitülerinin Cumhuriyet dönemi aydınlanma hareketinin temel taşlarından biri olduğunu vurgulayarak, “Yurdun dört bir yanındaki Enstitüler, eğitimde fırsat eşitliğini sağlamanın, Cumhuriyet öğretmenleri yetiştirmenin yolunu açtılar” diyordu…

23 Nisan Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramınızı kutluyor, önümüzdeki dönemin yeni bir aydınlanma sürecinin başlangıcı olmasını diliyorum.