II. Meşrutiyet’in (24 Temmuz 1908) özgürlük rüzgârı, etkisini en çok basın dünyamızda gösterir. Alınan yayın izinleriyle ardı ardına yayımlanan gazetelerin, dergilerin çokluğu toplumda bir şaşkınlık yaratır. İzmir’de yaşayan farklı milletlerin, Türklerin (Müslüman), Rumların, Ermenilerin, Musevilerin, Levanten grupların büyük bir coşkuyla, kısa süre de olsa, yasaklardan uzak, özgürce yayın yapmanın heyecanıyla gazeteler, dergiler çıkardıklarını görürüz

II. Meşrutiyet’in (24 Temmuz 1908) hemen ardından İzmir’de yayımlanan ilk dergimiz Kokorok’tur. Bugün 5 sayısını gördüğümüz Kokorok’un başlığında, çok acemice çizilmiş, tavuğu andıran (!) bir horoz resmi vardır. Ayrıca, Kokorokadının solunda, Rumca “Kokopok”, sağında da Fransızca yazımla “Cocorok” dikey olarak yazılmıştır. “Haftada bir defa cumartesi günleri neşrolunur eğlence gazetesi” olarak kendisini tanıtan Kokorok’un “sahib-i imtiyâzı ve yazan ile çizeni”(!) Kadızâde Hüseyin Rıfat (Işıl) Bey (1878 - 1953), İzmir basınının, siyaset ve kültür dünyasının önemli bir temsilcisi oluşunun yanında İzmir’in de ilk Türk “eczacısı”, Şifa Eczahanesi’nin de sahibidir. Çok renkli kişiliğiyle İzmir basınında sevilen, “Üzüm Kızı” rakısını üretecek denli 'mey ile neye düşkün' Hüseyin Rıfat Bey, Ömer Hayyam ile Mevlana’dan yaptığı şiir çevirilerini, hicivlerini, gülmece yazılarını da kitaplaştırmış, yakın arkadaşı şair Eşref’in de şiirlerini, Eşref’in Külliyâtı (1928) adıyla yayımlatmıştır. 

07-Kokorok - No.3, 3 Ağustos 1324 [12 Eylül 1908] , s.4.

Kokorok’tan sonra İlham dergisiyle Dellâl (Eylül 1909) adlı bir “mizâhî gazete” çıkardığı biliniyorsa da bu gazetenin hiçbir sayısı bulunamamıştır. Mütarekeden sonra İstanbul’a yerleşen Hüseyin Rıfat’ın, Deccal adında bir gülmece gazetesi daha yayımladığını biliyoruz. Ayrıca Aydın Vilayeti 1330 Sene-i Mâliyyesi Ticaret Rehberi, İzmir 1914 [Haz.: Erkan Serçe, Akademi Kitabevi, İzmir, 1997], çalışması,  bugün de İzmir için önemli bir kaynak araştırmadır.  

UMUTLAR VE COŞKU

Meşrutiyet’in basınımızda yarattığı umutları, coşkuyu yansıtması bakımından basın tarihimiz açısından benzersiz olduğuna inandığım, Hüseyin Rıfat Bey’in dergisi Kokorok’ta yazdığı, İzmir basınının fotoğrafını yansıtan'Mukaddime'yi şimdi birlikte okuyalım: “Varda… Çekilin… Açılın… Savulun… Yol verin; ”Hizmet”çi ne duruyorsun! Yol aç!… Sen şöyle gel telli büzük! Keçi kıyafetli “Amaltiya” yüksekten uçma, “Proodos” musun, nesin; ağzını bozma, her duyduğunu “yangın var”  suretinde heyecanlı heyecanlı haykırma; ”İmerisya” az daha aşağıdan al; yaygara etme Meserretçi; sen de çığırtkan gibi zırlama Nuvelista. Hele hele ”El Kommersiyal”e bak! İflas etmiş kıyafetli, fâtin ”[…] zır zırı ” çeneli herif; ”Serbest İzmir” mademki serbest imişsin, ne yavanlıklar yumurtlar isen yumurtla. Yâhû! Kör boğazına dikkat et de biraz ensen kalınlaşsın “Hıfz-üs-sıhha” cenapları; fakat öyle sivrisinek gibi de vızlama! “Armoniya” siz dahi başka telden çalar mısınız?... Köylü arkadaş pabuçlarını çıkar da gel. Mösyö… Mösyö “La Reform”, siz şöyle buyurunuz… Şu koltuk sandalyesine efendim… İstirahat ediniz. Koğulan terbiyesiz “Temmuz” def ol oradan diyorlar sana! Senin de ne olduğun belli değil! Adam arasına karışmış! Şuna bak be!... Şımarık !…

İşte… İşte… Geliyor… Geliyor…Açılın dedik a… Bum.. Bum.. Bum.. İşte toplar atılıyor.

Buyurunuz efendim, buyurunuz… Şöyle geçiniz “La Reform” cenaplarının yanına:

- Kokorok… Kokorok… Kokorok… Afv edersiniz sizi beklettim; […] İstanbul’dan telgraf emrim gelirken hava gayet sakin, gemimizin yelkenleri de sönüktü. Bugünlerde öyle her kusura bakılmaz. Hem havalarda ıtrâd yok…[…] Dört cihetten yirmidört rüzgâr […] âliyyeye bugün teşrif […]

Artık meydan bizim… Oh ne alâ… Beynimizin üstüne örtülen kefenleri yırttık; gözümüze çekilen perdeleri attık; ağzımıza vurulan kilitleri kırdık! Göreceğiz; ne görürsek söyleyeceğiz! Fakat dikkat edelim, bizi başkaları aldatıp da yalan, basit şeyler söyletmesin! Birbirimize ihbar edelim;  kardeşçe geçinelim! Yoksa, yoksa sizi gazeteme yazarım ha!..”

Üzüm Kızı Rakısı Fabrikası

'ARTIK MEYDAN BİZİM'

24 Temmuz 1908, II. Meşrutiyet’in  duyurumundan 35 gün sonra, Kokorok’a yayın izni verilmiş ve 29 Ağustos 1908’de, derginin ilk sayısı çıkmış!… Önceki yıllarda bir gazetenin, derginin yayın izni için aylarca, yıllarca beklenirken yaşanan özgürlük fırtınası içinde İstanbul’da, İzmir’de, Selanik’te, Trabzon’da, Bağdat’ta, Beyrut’ta, Kudüs’te vb. kentlerde, Türkçe’den Fransızca’ya, Rumca’dan Ermenice’ye, İbranice’den Arapça’ya onlarca dilde, 700 kadar süreli yayına izin verildiğini, bu yayınların 400 kadarının da Türkçe olduğunu unutmayalım! Elbette bu yayınların çoğunun birkaç sayı sonra yayınlanamadığını bilerek sözü Kokorok’a getirelim: Kadızâde Hüseyin Rıfat, Kokorok’un ilk sayısına yazdığı “Mukaddime”de, İzmir’de, Ağustos 1908’de yayımlanan gazetelerinden birkaçının adlarını sayarken onlara ilişkin duygularını, düşüncelerini dile getirip Kokorok’un İzmir basın dünyasına girişini top atışlarıyla müjdeliyor! “Mukaddime”nin son paragrafı, dönemin aydınlarının, gazetecilerinin yaşadıkları bunalımları, acıları çok güzel özetlerken, İzmir basınına da sesleniyor: “Artık meydan bizim…”

ABDÜLHAMİT'LE HESAPLAŞMA

Meşrutiyet’in coşkusu içinde Kokorok’un çok kısa süren yayın yaşamında, görünüşte çok acemice çizilmiş karikatürlerin, resimlerin altlarında, Türkçe ve bazen de Rumca açıklamalara yer verilmiştir. Dönemin bütün yayınlarında, 33 yıl süren iktidarıyla “Abdülhamit ile hesaplaşma”, Kokorok’taki karikatürlerde de çok belirgin bir biçimde açığa çıkıyor. Yönetimde sorumluluk üstlenen, yönetici konumundaki askerler ile siviller, derginin çizeni olarak Hüseyin Rıfat Bey’in eleştiri oklarının hedefindedirler.

7. İzmir Mizah Festivali’nde (11-16 Aralık 2023), kentimizde, 1908-1928 yıllarında Osmanlıca yayımlanmış mizah dergilerinden seçtiğimiz “İzmirli Karikatürler” sergisine, siz değerli okurlarımızı, Fuar’daki İzmir Sanat Merkezi'ne bekliyoruz.