Bir Dünya Sanat Günü’nü daha geride bıraktık Perşembe günü. Leonardo da Vinci’nin doğum günü olan 15 Nisan, Uluslararası Plastik Sanatlar Derneği (UPSD) Başkanı Bedri Baykam’ın 2011 yılında Uluslararası Sanatçılar Birliği’nin (IAA) Meksika’daki Genel Kurulu’nda yaptığı öneri üzerine ‘Dünya Sanat Günü’ olarak belirlenmiş, 2019 yılındaki UNESCO Genel Konferansı’nda da bu günün UNESCO’nun resmi günlerinden biri olması kabul edilmişti. Ne yazık ki, şenliklerle kutlayamıyoruz bu günü. İki yıldır, pandemi nedeniyle, yalnızca sanal ortamdaki etkinliklerle kutlayabiliyoruz. Dünya Sanat Günü çerçevesinde verilen Onur Ödülleri, Amerikalı bir sanatçının adını taşıyor: Wallace Hartley. 15 Nisan, aynı zamanda Titanic’in battığı ve gemide müzik yapan Wallace ve tüm orkestra üyelerinin sulara gömüldüğü tarih olduğu için…

İzmir Büyükşehir Belediyesi, Dünya Sanat Günü’nde sanatçılara desteğini sürdürdü. Mural sanatçılarının kentin farklı köşelerinde yaptığı resim çalışmaları, İzmir’in genç müzisyenlerinin açık alanlardaki dinletileri, Ahmet Adnan Saygun Sanat Merkezi’nin düzenlediği, İzmir Tube üzerinden yayınlanan caz konseri ile… Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Dünya Sanat Günü nedeniyle yayınladığı mesajda “Sanatın ruhlarımıza merhem olan tarafına sığınıyor, bu zor zamanları atlatıp, sanatçılarımızla sahnelerde, sergilerde buluşacağımız anları özlemle bekliyorum” sözleriyle hepimizin beklentisine tercüman oluyordu.

Ahmet Adnan Saygun Sanat Merkezi’nin son aylardaki başarılı çalışmalarına geçen yazımda değinmiştim. Hafta içinde İzmir Tube’da yayınlanan ‘Muammer Sun’a Saygı’ Konseri de, bu başarıyı pekiştiren bir etkinlikti. Büyükşehir’in İzmirli sanatçılara destek olmak amacıyla oluşturduğu El Ele Müzik Orkestrası, bu kez de maestro Rengim Gökmen’in şefliğinde, bu yıl başında yitirdiğimiz, müziğimizin değerli ustasına yakışan bir dinleti sundu.

***

Ülkelerin saygınlığı, sanatçılarına verdikleri değerle orantılıdır. Hafta içinde yitirdiğimiz, halkbilimimizin değerli hocası Prof. Dr. İlhan Başgöz’ü ve ülkemizin en iyi tenorlarından Erol Uras’ı saygı ile anarken, hafta içinde ölüm yıldönümleri sessizce gelip geçen yazarlarımız Müzehher Va-Nu ve Alpay Kabacalı, karikatürist Yalçın Çetin’i, ölüm yıldönümleri önümüzdeki haftaya rastlayan karikatürist Tekin Aral, yontucu Gürdal Duyar, şair-mimar Cengiz Bektaş, ressamlar Erol Akyavaş, Şefik Bursalı, Yüksel Arslan, oyuncu Bülent Kayabaş, müzisyenler Atilla Özdemiroğlu, Ayten Alpman, yazarlar Oktay Rıfat, Kemal Tahir ve Sabahattin Kudret Aksal’ı saygıyla anıyorum. Sanatçılarımızı doğum ya da ölüm günlerinde anımsamanın onları genç kuşaklara tanıtmak adına önemli bir işlevi olduğuna inanıyorum.

“Kahvede Şenlik Var” oyunuyla tiyatro yazınımızda özgün bir konumun sahibi olan şair, yazar, felsefe ve estetik hocası Sabahattin Kudret Aksal’ı kaç gencimiz tanır acaba? “Önemli Adam”, “Bay Hiç”, “Kral Üşümesi” oyunlarını kaç kişi bilir? 1970 yılında yazdığı “Kral Üşümesi”nde güçlünün yalnızlığını konu alarak, tahtını bırakmaya karar veren kralın kendi koyduğu yasaların kurbanı olmasını anlatır usta.

Kralları yalnızlıkları ile baş başa bırakıp, bayramlarımızdan söz etmeye ne dersiniz? 20 Nisan, 1924 yılında Cumhuriyetin İlk Anayasasının kabul edildiği tarih. Bu tarihi Anayasa’nın defalarca çiğnendiği bir ortamda kutlayacağız. 23 Nisan 1920 yılında TBMM’nin açıldığı, günümüzde Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramı olarak kutlandığı gün. Bu günü, TBMM’nin neredeyse tüm yetkilerinin elinden alındığı bir siyasi rejimde kutlayacağız! Bir tarih daha var; 17 Nisan Köy Enstitüleri’nin Kuruluşu. Ne yazık ki, bu günü bayram olarak kutlama şansımız kalmadı, 1954 yılında Demokrat Parti’nin Enstitüleri kapatmasından sonra… Şenlik yapamasak da, dünya eğitim tarihine çok önemli bir deneyim sunan bu projenin mimarlarını, Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel’i ve Eğitim Genel Müdürü İsmail Hakkı Tonguç’u anmak, Köy Enstitüleri’nin anlam ve önemini bilmeyenlere anlatmak görevi düşüyor hepimize. Hafta içinde Orhan Baykal’ın gazetemizdeki köşesinde okumuşsunuzdur; Köy Enstitüleri’nde okumuş, eğitmenlik yapmış değerli sanatçılarımızın isimlerini. Ruhi Su’dan Adnan Binyazar’a, Aşık Veysel’den Fakir Baykurt’a, Ulvi Uraz’dan Ahmet Telli’ye yüzlerce usta… Ne onların emekleri unutulacak, ne de Köy Enstitüleri’ni kendilerine tehdit olarak gören toprak ağalarının ve siyasetçilerin ihaneti… Hiç kuşkunuz olmasın, bu ülkede Köy Enstitüleri deneyiminden yola çıkılarak oluşturulacak çağdaş bir eğitim anlayışının uygulanacağı günler yakındır… Sahi, 128 milyar dolar nerede?