10 Mart 2020: Coronavirüsün (Covid-19) dünyadaki tüm insanların hayatını esir aldığı

günün ilanı… 10 Mayıs bu esaretin ikinci ayı idi..15 Mayıs; yani bugün, hala bu esaret zincirini kırmış değiliz… Ne acımasız, ne gaddar bir virüsmüş bu böyle? Rakamlar korkunç! Hala dünya, asrın bu belasını başından atamadı, atmaya çalışıyor. Hepimiz birer 'cadı avcısı'na döndük!

Sosyal, siyasal, ekonomik, eğitim, üretim ve de spor hayatımız, hala ipotek altında…

Sadece ölüm ve iyileşme oranları deşifre edilip bu canavarı yok etmenin peşindeyiz…

Dünya tarihinde üç büyük salgınından biri olan COVİD-19 “en acımasızı, en gaddarı” ta-

biri kullanıyoruz! Bunu tarihin en acımaz, en gaddar liderine benzetmekte (!) mümkün…

Hani bu acımasız virüs Çin’den çıktığı için, Çin imparatoru olan Qin Shi Huang benzettim!

Hükümdarlığı süresinde (M.Ö. 247-210) Çin Seddi'ni inşa ettirirken 6 bin askerini çeşitli

nedenlerle öldürttüğü için ona 'Tarihin acımasız lideri' deniliyor.… Kont Drakula (Kazıklı Voyvoda), Benita Mousolini, Asolf Hitler ve İdi Amin ve daha nice acımasız liderleri saymak mümkün… Dikkat ederseniz bunların arasına hain ve sapıkları eklemedim!

***

Dünya Sağlık Örgütü, bizde de Sağlık Bilim Kurlu bu gaddar virüsün belini kırdığını açıkladı;

ama “tamamen yok ettik” diyemediler. Bu yüzden hala evimizde 'Mutlu son'u bekliyoruz. Gerçekten mutlu muyuz? Pek sanmıyorum! Öyle ya; hala evdeyiz… İş, güç, sosyal hayat sıfır! İnsanları peşinden sürükleyen tüm spor müsabakaları ücretsiz tatilde. Okullar kapalı. Çünkü gelecek nesil için tehlike geçmiş değil.

* * *

TÜFAD ve TÜRFAD'ın İzmir Şube Başkanları Dr. Şaban Acarbay ve Bahri Vreskala ile tabiri

caizse gün boyu irtibattayım. Bunu bilen dostlarım beni sık sık arayıp liglerin kaderini soruyor. Pınar Et ve Pınar Süt camiasının sevilen isimlerinden ve de emekli olduktan sonra Kemalpaşa’da inzivaya çekilen değerli Mustafa Derici dostum da “mini çiftliğinden” beni aradı “Liglerin kaderi ne olacak?” dedi. Tek cevabım şu oldu: “Basketbol-voleybol tamam, futbol devam!”… Cumhurbaşkanı Erdoğan da “Bayramdan sonra” dedi. Ardından TFF de 12 Haziran’ı dillendirdi. Anlayacağınız, kafalar bulanık!

***

Mustafa Derici ile “Çağımızın oyunu Futbol” üzerine “Ah’lı, Vah’lı” uzun uzun görüştük…

Basket “sepet” anlamına geliyor ya, Derici “Sepeti koluna, herkes kendi yoluna” dedi ve ekledi “Deseniz ya, virüsten sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak!”…

Derici, eskiden “X,Y,Z” kuşakları kavramlarını ve çatışmalarını hatırlatarak konuşmasını “Evde

kalanlar” üzerine yoğunlaştırdı. Koyu bir Altaylı olduğu için midir, bilemiyorum; bundan sonraki benzetmelerini “Siyah- beyaz” üzerinden inşa etti... Hele, bu Coronalı günlerde Çin’de 2 çocuğun siyah renkli doğmasını pek hayra yormadığı şeklinde konuştu. Son söylediği de şöyleydi:

“Şimdi gelelim Covid-19 sonrası siyah- beyaza. Beyaz yakalılar sizin de bildiğiniz üzere evden

çalışma, ücretli/ ücretsiz izinle uzaktan çalışmaktalar. Ama mavi yakalılar için üzerlerinde aşı

denenmiş olmalı ki, her gün işe gidiyorlar. Sizin doktor tanıdıklarınız çok olduğu için bu konularda bizi aydınlatmanızı diliyorum.” Soma’da 301 madencimizin yası tutulurken, Ankara dan “güneşli günler göreceğiz” şarkıları geliyor… İnşallah…