Hiç düşündünüz mü? 20 yıldır iktidarda bulunan AKP'de kimler var? Altyapıları nasıl? Kariyerleri ne? Nasıl bir liyakata sahipler?
Araştırırsanız hayal kırıklığına uğrarsınız.
Aslında fazla bir araştırmaya gerek yok. 20 yıllık söylemlerine bakın, kimler tarafından yönetildiğimizi kolaylıkla anlarsınız.
İroni yapıyorlar deseniz değil, o kadar zekaya sahip değiller. Halkı aptal yerine koyuyorlar deseniz onun da olmaması lazım. Belirli yerlerde üstelik de seçimle geldikleri için kendilerinin aptal olması lazım.
Anlaşılıyor ki artık söyleyecek sözleri kalmadı. Çaresizlik içinde kıvranıyorlar. Kendilerinin de inanmadığı söylemler yaratıyorlar. Dünyaya ölmemek üzere geldiklerini,gitmemek üzere de iktidar olduklarını zannediyorlar.
Söylemlerinden küçük bir demet sunarak hafızalarımızı tazeleyelim; Karaman'da Ensar öğrenci yurdunda öğrencilere tecavüz edilmiştir. Dönemin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı hanımefendi rahatsız olmaz; ''Bir kere rastlanmış olması, hizmetleriyle ön plana çıkmış bir kurumumuzu karalamak için gerekçe olamaz” der. Ardından 10 çocuk ailesi tecavüz şikayetinde bulunur. Tecavüze uğrayan çocuk sayısının 45 olduğu iddia edilir.
Bu Aile ve sosyal Politikalar Bakanlığı ilginç bir makam. Adı Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı olur. Bu kez başına gelen Hanımefendi başka bir konuya değinir.
''2003'de 2 buçuk milyon aşırı yoksul varken bu rakam şimdi sıfıra indi'' der. Başarıyı görüyor musunuz?
AKP'nin diğer bakanları bakın ülkemizi nasıl görüyorlar;
Çalışma Bakanı, ''Aslında gençlerimiz ülkeden kaçmıyor, dünyayı tanımak için gidiyorlar'' diyor. Tarım Orman Bakanı ne ilgisi varsa ''Türkiye eskiye göre çok daha iyi durumda. Eskiden İngiltere milli futbol takımı gelir 8 tane gol atar giderdi'' diyor. İlave ediyor, “Artık barajın, havalimanının en büyüğü, köprünün en uzunu bizlerde.”
Enerji Bakanı da halkın sorunlarıyla yakında ilgili; “Kombiyi kısın, tasarruf edersiniz” buyuruyor.
Yılların politikacısı Binali Yıldırım ekonomide çığır açıyor; “Amerika'da enflasyon sıfırdan yediye çıkmış. Bu ne demektir? 7 kat artmış. Bizde 10'dan 20'ye çıktı. İki kat artmış demektir.”
Ekonomi işte böylesine iyi durumda. Bakmayın siz saraydan yükselen 'porsiyonlarınızı küçültün' seslerine.
“İki kuyruk var. Biri yokluklar kuyruğu. Şimdiki kuyruk yokluk değil, bereket, varlık kuyruğu” sesleri de saraydan yükselmedi mi?
Atanmış Bakan Yardımcıları da Saray'la aynı görüşte. Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı “Türkiye büyüyor ve zenginleşiyor” derken, Turizm Bakan Yardımcısı'nın söyledikleri iyi mi kötü mü anlayamadık; “Türkiye dünyada yepyeni bir şeyi deniyor” diyor. İyi demek istiyor herhalde. Baksanıza bir milletvekilinin söylediklerine; “20 yıl önce havada kuşlar, böcekler uçuyordu. Şimdi ise THY var.”
AKP yöneticilerinin hepsi ekonomist. Uçan Türkiye'nin sırrı burada. Sedat Peker'in çok sevdiği (!) AKP MKYK üyesi diyor ki; “Enflasyon aşılır. Faizsiz düzen lazım. Bu süreçte en güçlü çıkacak devlet ve milletiz.”
Bir İl Başkanı da ''Bizi dolarla yıkamazsınız. İman ettik” demiş.
Mevcut durumu kavrayan yöneticiler de yok değil. Elazığ millevekili ekonomik krizden kurtuluşun reçetesini veriyor; ''Nomal şartlarda ayda 2 kilo et yiyorsak, yarım kilo yeriz. Domatesi iki kilo yerine 2 tane alırız. Kış günü turfanda sebzeler kullanmak zaten sağlığa zararlı.'' Ne kadar düşünceli değil mi? Ejder meyveli Smoothie'yi, Efuli'yi de mevsiminde yiyin diyerek bir yerlere mesaj veriyor.
Daha neler neler; ''Kuru ekmek yiyorlarsa aç değillerdir”, “Zam yapılıyor ama mini mini yapılıyor” Peygamber Efendimiz midesinin üçte birini boş bırakırdı”, “Ülkede yokluk denen bir şey yok. Her şey bolluk ortada”, “Herkesin evinde 3-5 araba var. İktidarımız döneminde vatandaş çok zenginleşmiş ki bu yollara sığamaz olmuş.”
AKP yöneticileri cevherleri yumurtlar da yandaş-yalaka medya durur mu? Bir tanesini söyleyelim, gerisini siz düşünün; ''Buğday ithal ediyoruz. Çünkü o kadar çok turist geliyor ki, her gün 3 ekmek yediklerini düşünün.''
Rahmetli Aziz Nesin, Levent Kırca çok erken ayrıldılar aramızdan. Bu günleri görselerdi ne kitaplar yazılır, ne oyunlar sahnelenirdi kim bilir?