Yarın, 17 Nisan Köy Enstitüleri’nin 82. kuruluş yıldönümü. Bu vesile ile Cumhuriyetimizin ilk yıllarındaki eğitim seferberliğinin temel taşlarından biri olan bu kurumu tüm yönleri ile araştırmak ve tanıtmak boynumuzun borcu. Köy Enstitülerinin cinsiyetçi uygulamalara karşı duran eşitlikçi eğitim politikası, eğitimle üretimi aynı sürecin parçaları olarak gören bu politikanın mimarları dönemin Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel ile İlköğretim Genel Müdürü İsmail Hakkı Tonguç’un oluşturduğu eğitim politikası dünyada pek çok eğitimciye ve çağdaş eğitim kurumuna ilham kaynağı oldu.

O günlerden bu yana, ülkemizin eğitim politikasında ileriye değil geriye doğru pek çok adım atıldı. Önümüzdeki dönemde, eğitim politikamızın çağdaş bir anlayışla yeniden ele alınması ve muhalefet partilerinin seçimlere kadar ev ödevlerini iyi yapmaları gerekiyor. CHP’li başkanların yönettiği bazı yerel yönetimlerin bu doğrultuda ciddi adınlar attığını görüyoruz. İzmir, bu iller arasında öncü bir rol üstleniyor. Ve doğal olarak bu önemli günü çeşitli etkinliklerle kutluyor. Dün, Bayraklı Belediyesi “Cumhuriyet’in Tabanı Köy Enstitüleri” başlıklı bir panel düzenledi. Bugün de Prof. Dr. Adnan Akyarlı’nın başkanlığındaki İzmir Kent Konseyi, Konseyin merkez ofisinde -saat 16.00’da- “82. Yılında Köy Enstitüleri Deneyimi Işığında Eğitim Sistemimizin Bugünü ve Geleceği” başlıklı bir panel gerçekleştirecek. Yeni Kuşak Köy Enstitüleri Derneği Bornova Şubesi Başkanı Nusret Doğan Albayrak’ın moderatörlüğünde, araştırmacı yazar Zeki Sarıhan, akademisyen Aysun Gezen, eğitimci Mustafa Özdemir ve Naci Korkmaz’ın konuşmacı olarak katılacağı panele İzmirlilerin ilgi göstereceğinden kuşkum yok, ama ben gene de hatırlatayım dedim.

Tarım ve eğitim alanlarında önemli atılımlara imza atan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Seferihisar’daki başkanlık günlerinden başlayarak, her fırsatta Köy Enstitülerinin önemini vurguluyor. “Köy Enstitüleri ruhunu İzmir’den başlamak üzere yeniden dünyaya getireceğiz. Köy Enstitülerini zamanımızın gereksinmelerine göre yeniden yapılandırarak, onların işlevlerini ete kemiğe büründüreceğiz” diyen Başkan Soyer’in, İzmir Tarım Üniversitesi ve ona bağlı tarım okullarıyla bu ruhu yeniden yeşertmek istediğini biliyoruz. Soyer, ilk uygulamanın Urla Bademler’de 40 dönümlük araziye kurulacak “Tarım Lisesi” olacağını müjdeliyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Köy Enstitülerinin kuruluş yıldönümü nedeniyle Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde düzenlediği “Köy Enstitüleri Kitap ve Efemera Sergisi”ni bu vesileyle anımsatmak isterim. Cumhuriyet’in ilk dönemine ilişkin kitaplar ve efemeraların yer aldığı sergi, 18 Nisan-15 Mayıs tarihleri arasında açık olacak.

Kurulduğu yıl olan 1940’dan 1946-47 dönemine kadar 7.000 köyde okullar açan, 8.500’den fazla eğitmen ve 210.000’den fazla öğrenci yetiştiren Köy Enstitüleri’nin 1950 yılında DP iktidarı tarafından kapatılması, ülkemizde halkçı ve demokratik eğitim sürecine ölümcül bir darbe vurmuştu. Enstitülerin müfredatında sanatın çok önemli bir yeri vardı. Enstitülerde verilen derslerin yüzde 50’sini kültür dersleri, diğer yüzde 50’yi ise teknik dersler oluşturuyordu. Öğrenciler sanatın tüm disiplinleri ile tanışmakla kalmıyor, mutlaka bir enstrüman çalmayı da öğreniyordu. Evrensel bir sanat anlayışını öğrencilere tanıtmayı, öğrencilerini sanat kültürü ile donatmayı hedefleyen bu politikanın sonucu olarak öğrenciler içinden çok değerli sanatçılar çıktı. Fakir Baykurt’tan Mehmet Başaran’a, Mahmut Makal’dan Talip Apaydın’a, Dursun Akçam’dan Ümit Kaftancıoğlu’na, Emin Özdemir’den Adnan Binyazar’a sayısız sanatçı yetiştiren bu kurumun sanata verdiği değeri, ülkemizin eğitim politikasına yeni bir yön vermesi gereken siyasetçilerin kavramış olmalarını dileyelim.

İzmir’in yanı sıra İstanbul, Eskişehir gibi kentlerimizde de etkinlikler var. Eskişehir’de bugün Tepebaşı Belediyesi’nin Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği işbirliği ile düzenlediği bir film gösterimi ve panel var. İstanbul’da ise Haliç Kongre Merkezi’nde Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun katılacağı bir kutlama ve kitap lansmanı var. Kemal Kocabaş’ın hazırladığı “Köy Enstitüleri” kitabı, bu alanda bugüne dek yapılmış en kapsamlı çalışma. Birkaç yıl önce “Yücel’in Çiçekleri” adlı güzel bir belgesele imza atan, İBB Yayınlar Koordinatörü Cengiz Özkarabekir’i ve kitaba katkıda bulunan tüm araştırmacı-yazarları kutluyorum. Kitabın önsözünde, kendisinin de bir köylü çocuğu olduğunu söyleyen İmamoğlu, Köy Enstitülerinden ilham alarak ‘Kent Enstitüleri’ kavramını oluşturmak ve uygulamak istediğini belirtiyor. Aydınlanmanın ışığını köylere ve kentlerde yaymak için çaba gösteren tüm başkanlara ve kadrolarına kolay gelsin…