Türkiye’de seçimler yapılırken en büyük sorunlardan birisi de mevcut iktidarın karşısında muhalefetin sesini nasıl duyurabileceği meselesiydi.
Çünkü, devlete ait sayısız televizyon kanalı, bütün büyük gazeteler iktidarın yayında kümeleşti.
Türkiye’nin ana muhalefeti CHP ise kendi görüşlerine yakın sayısız gazetecinin de sektör dışına iletilmesiyle birlikte medya alanında kendisine nasıl bir alan açacağı konusunda çeşitli denemelere imza attı.
Halen Maltepe Belediye Başkanı olan Ali Kılıç’ın yıllar önce CHP’li belediyelerin kaynaklarını nasıl kullandığına tanık olmuştum. Almanya’dan uydu yayını yapan bazı televizyon kanallarına belediyelerden finansman sağlıyordu. TV’nin sahibi olduğunu beyan edip gönderdiği kişilerle öylesine astronomik paralar istiyordi ki bunları gördüm.
Daralan bunalan gazeteciler
Ülkemizde birçok gazeteci sanatçı, iktidardan yararlanmak adına Cumhurbaşkanlığı davetlerinde boy gösterirken, muhalefette kalan gazetecilerin çok büyük bölümü zorlukların pençesine itildi. Cesur davrananların uğradığı soruşturma, kovuşturma, yargılama ve hapislik gibi alışılmamış uygulamalar bugün neredeyse sıradanlaştı.
24 Temmuz’un yıldönümünde Halk TV ile var olan anlaşmasını bozan CHP’de özellikle üyelerden bu tabandaki seçmenden ve üyelerden gelen tepkileri ölçmeye çalışıyorum.
Bu anlaşmanın bozulmasının faturasını Eren Erdem’e kesmek isteyenleri de bir yandan izliyorum. CHP’de böylesi bir kararı Eren Erdem’in tek başına alıp uygulama şansı olmamasına rağmen Eren Erdem’e dünden beri küfür edenler ve ettirenler, aşağılayanlar dikkat çekiyor. Böylesi bir karar ancak Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun izniyle olabilir. Bu yüzden Erdem’e edilen küfürler ancak Kemal beye küfür edememenin bir yansımasıdır diye düşünüyorum.
Bildiğiniz patron televizyonu
Halk TV belediyelerden sağladığı kaynakları bundan sonra sağlayamaz ise ne olur. Adını ilk kez duyduğum Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Bengü Şap Babaeker sözleşme iptalini yorumlarken, “Bu neden oldu? Öncelikle tüm Halk TV izleyicilerinden özür dileyerek başlamak istiyorum. Çünkü her gün yeni zamlarla güne uyandığımız bir dönemde , vergi zam yağmurunun yaşandığı bir dönemde, bir milletvekilin ceza evinde olduğu bir dönemde, bir olayı anmak için toplananların polis şiddetine maruz kaldığı bir dönemde biz kamuoyunu bu sorunla meşgul ettiğimiz için, sizin sorunlarınızı anlatmamız gereken bir dönemde bunları konuştuğumuz özür diliyorum herkesten'' dedi.
Babaeker’in açıklaması ülkenin olumsuzluklarını ifade ederken “Biz de muhalefetiz” demeye çalışıyor. Bunu anlamak mümkün ama muhalefet partisinin iç dengelerine dalıp, oradan Genel Başkan’a uzanan bir hakaret sürecini yönetmenin doğru olduğunu düşünebilir misiniz?
Kemal Kılıçdaroğlu’nun mutlaka genel başkanlıktan gideceğine inananlardanım. Bugün olmazsa birkaç ay sonra gidecek. Ama bu süreci gazeteciler değil, CHP’nin üyeleri ve o partiye oy verenlerin tepkileri belirleyecek.
Gazetecinin CHP içerisinde bir tarafın adamı olması ise kesinlikle kabul edilemez ve doğru sonuçlar vermez.
Bir de Halk TV’yi alan İş adamı Cafer Mahiroğlu’na bakalım. Hangi siyasal mücadeleden, hangi gazetecilik geçmişinden geliyor özgeçmişinde bulamadım. Mahiroğlu bildiğiniz patron.
Medyada para kazanmak istiyorsa CHP sermayesine değil, kendi parasına güvenmesi şart. “Çayın taşı ile çayın kuşunu vurmak” böylesi bir patron için doğru değil. Kendisi Türkiye’de doğmuş ama 30 yılı aşkın süredir yurt dışında yaşıyor.
Uzun süre konfeksiyon sektöründe çalıştıktan sonra, konfeksiyon markasını satın alarak kendi işini kurdu. 1991 yılında Armondi tekstil şirketini alan Mahiroğlu, Top Shop, New Look, Dorotthy, Perkins, Tesco, Evans gibi bir çok markanın üreticiliğini yapıyor. Cafer Mahiroğlu, 2007'de mali krize giren İngiltereli Select'i satın aldı. 350'ye yakın mağazası bulunuyor. İngiltere'nin en zengin 100 insanı arasında bulunuyor ve sıklıkla maddi sıkıntılar yaşayan ve batmak üzere olan markaları satın alıyor. 2008'de de Markofoni adlı online alışveriş sitesini satın aldı. Uluslararası dergi Forbes'in Türkiye versiyonu 2016 yılı Kasım sayısında Cafer Mahiroğlu'nun hikayesini kapak yaptı.
İşte böylesi bir patronu bırakın CHP’nin parası olmadan aldığı TV kanalına yatırım yapsın. Yapmıyorsa da kendi çöplüğüne dönsün. Muhalefet partisini dizayn etmek veya ettirmekten vazgeçsin.
Bizler ne çektiysek basında böylesi hamleler sonrasında yaşadık. Asil Nadir’in boğazından geçen veya geçecek önemli bir alacağımı tahsil edememenin nedeni de tam da bu türlü bir sürecin işlemesiyle oldu. Halk TV’de Serhan Asker’i izleyemeyenler üzülmesin. Asker kendisine yeni bir kanal ve yeni belediyeler bulur merak etmeyin.