Medya dünyasındaki şakşakçıları yıllardır ‘Hülya Avşar çok zeki bir kadın, neyin gündem olacağını çok iyi bilir, lafı ortaya atar bekler” der durur. Bu rüzgarı arkasına alan kadın da saçmalar da saçmalar... Uzatılan her mikrofona boy boylar soy soylar...
Ağzından çıkanı pek ala da kulağı duyar... İpe sapa gelmez sözlerinin hep arkasında durur. Gözleri gururla parlarken, saçlarını savurur, bir kaşı kalkarken, hırsla genişleyen burun kanatlarına eşlik eden gerilmiş dudaklarından, ‘söylediklerimin arkasındayım” cümlesi dökülür.
Hafta içinde magazin ve sosyal medyanın diline bir kere daha düştü.
Mehmet Aslantuğ ile yaptığı televizyon sohbetinde “Ben şeyciyim... Erkek çalışsın, kadın evde çocuklarını kendi büyütsün, yemeğini yapsın, kocasını karşılasın. Evde de kadın baskın, dışarıda erkek, erkek egemenliği diyorum, erkek üstünlüğü, baskısı demiyorum. Erkek egemenliği güzel bir duygu geliyor bana" dedi.
Şaşkınlıktan gözbebekleri büyüyen Aslantuğ zarafeti elden bırakmadan, "Tam bu değil galiba. Bu biraz sertleşmiş hali. Üretime girmesi lazım kadının. Muasır medeniyet seviyesi başka türlü olmuyor var ya Ata'nın işaret ettiği... Kadın evinde üretimden çekilip bütün istikbalini bir adamın vicdanına, aşkına, samimiyetine, günün sonunda bir gün aklının karışmasına yanılgılarına bırakmamalı" dedi.
Eğer sırf bazı çevrelere sevimli görünüp, reyting almayan işlerine devam etmek adına sarfedilmişse bu cümleler, Avşar’ın durumu daha da acıklı... Kızından da mı utanmadı acaba? Ya da eve döndüğünde Zehra’ya ‘şakacıktan annecim şakacıktan mı’ dedi.