"Nature Medicine" adlı bilim dergisinde yayımlanan bir araştırmaya göre, 2024'te otopsiyle incelenen insan beyinlerindeki MİKROPLASTİK yoğunluğunun yaklaşık yüzde 50 daha fazla olduğu, demans (Bunama) teşhisi konmuş 12 hastanın beyni incelenirken, bu hastaların normal beyinlere kıyasla 3 ila 5 kat daha fazla MİKROPLASTİK bulunduğu tespit edildi.

Bilim insanlarının ortaya koyduğu korkunç gerçeği düşünürseniz başlıktaki üretim miktarı insanoğlunun kendine ne kadar zarar verdiği görülüyor. Yani para için, zenginleşmek için, gücü elde tutmak için insanların, hayvanların, bitkilerin hiç ama hiçbir önemi yok. Akla gelen şu oluyor; ölen ölür kalan sağlar bizimdir. 25 yıldır çevre yazıları yazıp TV, radyo programları yapan bir kişi olarak plastiğin zararlarını defalarca gündeme getirdim. Duyması gereken umursamıyor, dikkate alanlar ise ise bir elin parmakları kadar az. Neden mi? Türkiye, plastik üretiminde Avrupa'da ikinci, dünyada yedinci büyük üretici olmuş. Verimli topraklara bina dikme yani beton kullanımında dünyada birinciyiz, yanlış sulama konusunda, tarımdan uzaklaşmada öndeyiz. Maşallah birincilikleri hiçbir ülkeye bırakmıyoruz. Konumuza dönecek olursak. Bilim insanları plastik şişeler, lastikler ve sentetik giysiler gibi pek çok üründen kaynaklanan mikroplastiklerin hava, su ve gıda yoluyla insan vücuduna girdiğini belirtirken, beynin diğer organlara kıyasla mikroplastiklere daha duyarlı olduğunun tespit etmişler.

Mikropilastikler Beğinde Birikiyor

MİKROPLASTİKLER ALZHEİMER’A YOL AÇIYOR

Hayvanlar üzerinde yapılan deneylerde 3 hafta boyunca mikroplastikli su içirilen farelerin beyinlerinde değişiklikler ve bilişsel bozukluklar gözlemlendiği, bu değişimlerin Alzheimer başlangıcına benzerlik gösterdiği ifade ediliyor. Alzheimer hastalığı Başlangıç evresinde yalnızca basit unutkanlıklarla kendini belli eder ve zaman geçtikçe hastanın yakın geçmişte yaşadığı olayları unutmasına, aile fertleri ile yakın çevresini tanıyamamasına kadar ilerleyebilir. Hastalığın daha ileri evrelerinde ise hastalar temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanarak bakıma muhtaç duruma gelir. “Plastik ürünler neden az tüketilmeli?” sorusuna verilebilecek onlarca yanıt var. En basitinden dünya atmosferi, canlıları, ekosistemi büyük zarar görüyor. Bilim adamlarının uyarılarını kulak verdiğinizde plastiklerin hayatımızdan tamamen çıkması gerekiyor. Belki farkında değiliz ancak her gün 2.000 (İki bin) çöp kamyonuna eş değer oranda plastik atık göllere, nehirlere, denizlere ve okyanuslara atılıyor. Plastik atıkların doğaya verdiği zararlar her geçen gün artıyor. Plastikler, kâğıt ve pamuk gibi organik materyaller gibi çözülmese de mikroplastiklere parçalanabilir ve çıplak gözle görülemeyen ancak içtiğimiz suda, tükettiğimiz besinlerde bulunabilen mikroplastikler insanlara, canlılara ve ekosisteme birçok farklı açıdan zarar veriyor. 

Mikroplastikler Çok Tehlikeli

YAŞAMINIZI ÖNESİYORSANIZ

Günlük alışkanlıklarda ve yapılan seçimlerde küçük farklılıklar, büyük ve değerli faydalar sağlayabilir. İşte plastik kullanımını azaltmak için hayata geçirilebilecek basit ve bir o kadar da etkili öneriler. Damacana ve pet şişe kullanımından vazgeçilmeli, tek kullanımlık plastik bardakları kullanmayın, bulaşık ve çamaşır deterjanları büyük ambalajlarda satın alınmalı, 
cam saklama kapları tercih edilmeli, hijyen ve güzellik ürünlerinin içeriklerine bakılmalı, sentetik kıyafetlerden uzak durulmalı, alışverişte bez çanta kullanılmalı, tek kullanımlık plastik ürünleri tercih etmeyin, geri dönüşüme önem verilmeli, karbon ayak izinin azaltılmasını, yeni plastik üretiminden daha az enerji harcanmasını, çöp yığınlarının oluşumunun önlenmesini ve kaynakların korunmasını sağlayan geri dönüşümün gücü keşfedilmeli. Atıklar, türlerine özel ayrılan geri dönüşüm kutularına atılarak çevrenin korunması adına önemli bir adım atılabilir. Türkiye’de de plastik kirliliği alarm veriyor; Akdeniz’den alınan derin deniz örneklerinin yüzde 92,8’inde plastik var, Akdeniz Havzası'nda her 4 metrekareye 1 plastik atık düşüyor. Denizlerin karşı karşıya olduğu bu tehdit karşısında bir şeyler yapmanın zamanı geldi. Denizlerimiz için büyük tehdit oluşturan bu plastik mikro taneciklerin üretimi ve satışına getirilecek yasaklar, denizlere karışan plastiklerin azaltılmasında çok önemli bir adım olacaktır. Desteğinizi bekliyoruz”. Greenpeace Akdeniz Ofisinin gönderdiği bu önemli duyuruyu sizlerle paylaşmak istedim. Sizlerde internet üzerinden “Greenpeace Plasik” yazarak daha temiz ve sağlıklı bir dünya için adım atabilirsiniz. 

Pasifik Okyanusu

PLASTİK ATIKLARDAN 7’NCİ KITA OLUŞTU

Dünyamız biliyorsunuz 6 kıtadan oluşuyor. Ancak bilim adamları Pasifik Okyanusu’nda plastik atıkların oluşturduğu 3 milyon 400 bin kilometrekarelik alana “Plastik Kıta” adını koydular. 8 milyon ton ağırlığında. Bu alan neredeyse 5 tane Türkiye'nin yüzölçümüne eşdeğerdir. Araştırmacılar, “Bu plastiklerin yarısından çoğu suyun yoğunluğundan azdır ve yüzmektedir, bu yüzen plastikler için belki bir umut var ama asıl korkunç olan ise mikroplastikler” diyorlar. Mikroplastikleri toplamanın bir yolu yok ve tüm sistemlere karışmış durumdalar. Sadece okyanuslarda değil her yer de var. Yoğunluğu az olan plastikler sürekli sürüklenmekte ve yer değiştiriyor. Kıtayı oluşturan plastiklerin büyük çoğunluğu sert polietilenler, polipropilenler ve terk edilmiş olta takımlarından (özellikle ağlar ve ipler) meydana gelmektedir. Antroposen Çağı, adını küresel ısınmayla birlikte en gözle görünür sonuçlarından biri olan, Pasifik Okyanusu'nun ortasındaki devasa atık yığınından alıyor. Sözlük anlamıyla Antroposen Çağı, insanoğlunun dünyaya olan etkisinin en üst düzeylere çıktığı sanayi devriminden bugüne olan süreç ve devam edecek bu duruma ‘İnsan Çağı’ deniyor. Yapılan bir araştırmada, 1.050 adet geri kazanılmış plastik tepsiden 6 kişilik bir oturma grubu elde edilebilir, 2,5 litrelik bir plastik şişe geri kazanılırsa 6 saatlik elektrik enerjisi tasarrufu sağlanır, 25 adet 2 litrelik içecek şişesi geri kazanılsa bu maddeden bir plastik süveter elde edilebilir, 35 adet 2,5 litrelik kullanılmış pet şişesinden bir uyku tulumu yapılabilir. Plastik ürünlerin geri dönüşümü sayesinde Türkiye'de yılda 10,5 milyar kilovatsaat enerji ve 17 milyar litre su tasarrufu  ve 1 milyar 900 milyon kilo karbon gazı önlenebilir.

Haftanın Fotoğrafı

Balonların parçalanmasıyla hem deniz kirleniyor hem de balıklar o plastik parçalarını yiyip beklide ölüyor. Bazı kişiler para kazanacak diye bu işe neden göz yumuluyor.

Fotoğraf: A. A. Akansu