Bir yanda takımlarımızın Avrupa macerası, diğer yanda “En güçlü benim” transfer şovları… Tabii ki bütün bunların önüne geçen 2024 Paris Olimpiyat oyunları var… İnanın sizler gibi ben de “Sapla samanı karıştırmamak” için, bazen 24 saat TV ekranlarına kendimi hapsediyorum…

Süper Ligin kıdemlileri Fenerbahçe, Trabzonspor, Beşiktaş bir yandan yeni sezona yurtiçi ve yurt dışı kamplarında “Şampiyonluk hayali” ile çalışırken, yöneticileri de başta teknik adam ve ses getiren transferleriyle adeta birbirleriyle yarışa girdiler…

Galatasaray’ın mevcut hocası ile pek umut veren mesajlar göndermeği basının organlarında sıkça vurgulandı! En büyük rakibi Fenerbahçe ise işi başta sıkı tutup dünya çapında bir teknik adam olan Mourinho’yu “şampiyonluk parolası” ile işin başına getirdi. Dolayısı ile yaptığı ve yapacağı bazı ünlü transferlerle olumlu mesajlar verdi. İlk sinyal de Lugano’ yu eleyerek tur atlaması oldu…

Trabzonspor ise sessiz ve derinden giderek farklı skorlar sergiledi…

Öte yandan 2024 Paris Olimpiyat Oyunlarında Filenin Sultanlarının Hollanda’yı 2 set geriden gelerek yenmesi, ardından okçularımızın ilk madalyayı almaları milletçe silkinip tüm sporlarımıza sahip çıkmamıza vesile oldu..

Evet, şimdi artık “sapla samanı” karıştırmadan tribünlerde ve TV. Ekranları başına geçip spor heyecanı ve keyfini alma zamanı… Sanırım, biz bunu pek yaşayamayanlardanız!

Özür dileyerek söyleyeyim ki, gerek kulüpler bazında, gerekse siyaset arenasında “düşman kardeşler” gibi hep “Kuyu kazmakla” uğraştık!

Bakın, Andrew Sobel & Jerold Panas’ ın yazdığı “Güçlü Sorular” kitabından zaman zaman alıntılar yaparak paylaşmam başarılarımızda hepimize yardımcı olacak sözlerdi…

“İyi ilişkiler kurun, yeni işler kazanın ve insanları etkileyin” diyen AS& JP’ nin şu sözünü de “Sapla samanı” karıştırmamak için özellikle tekrar not almanız için tekrarlıyorum:

“Dibe vurmak istemiyorsanız, çukur kazmayın”

Doğru söze ne denilir ki!

Evet ağır olacak ama, yılların spor yazarı olarak bazı kulüplerimizin hep geriden gelenin önüne kuyu kazdıklarına şahit oldum; sizler de şahit olmadınız mı?

Aynı yanlışlık bugün maalesef siyaset sahnemizde sıkça görülmüyor mu?


 

İşte iktidar ve muhalefetin gözümüzün içine baka baka kazdıkları çukurlar!

Tabii ki, bu çukurlar siyasetimizi dibe vurmakla kalmıyor; tüm işçi, emekli, öğretenlerimiz, memurlarımızla fakir, fukara ve yoksulların bu çukurlardan gelen “imdat” sesleri ile yüreklerimizi dağlıyor!

Bu konuda bana gelen mesajlar ise söylemek istediğim güzel şeylerin önüne geçiyor!

Gelecek yazım için de “İnşallah, maşallah,” demek kalıyor!

Aslına bakarsanız, girdiğimiz Ağustos aynının yüceliğinden, kutlayacağımız Zafer Bayramından bahsedemedim.

Maalesef diyerek noktayı koyuyorum.

Selam ve sevgilerimle …