Neden spor yok?
Hele futbol... Fener yok cim-bom yok… Kartal sesi yok?
Neden siyaset yok, teslime hazır zemine gelmiş İzmir?
Neden sanayi yok?
Hani ticaret; tacir, esnaf yok?
Koca köy...
İçinde kocaman bir “Truva atı var” farkında değil ya ondan…
Ya da Mustafa Denizli’nin Türk Dili ve Edebiyatı'na kattığı;
Hani kimsenin üzerine alınmadığı ağır kapak;
İçimizdeki İrlandalılar…”
….
Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Genel Başkanı geldi, gezdi, açtı, alkışladı, gitti.
Bir kısım kaynaklar patladı…
Bir kaynak şöyle dedi;
Bu açılışlar yalan…”
Çıkış kaynağı AKP'li gazeteci… Tepki gayet normal…
İkinci kaynak;
“Bu açılışlar yalan”
İkinci çıkış kaynağı bir önceki belediye başkanından beslenen,
Kaynağını kaybettiği için ne yapacağını şaşırmış, hala intikamını alamamış bir grup…
Üçüncü kaynak şöyle söyledi;
“Bu açılışlar yalan”
Muhtemelen kendi istediği aday başkan olamayanlardan…
Dördüncü kaynak şöyle dedi;
“Bu açılışlar yalan”
Bu da malum bir medya grubunun yorumu…

Resimde de görüldüğü gibi;
İzmir’in sözde solcusu,
Kendini sosyal demokrat diye tanımlayan gazete yorumcusu,
Ve dahildir ki kendi belediye başkanını, dili sürçtü diye asan gömen CHP'lisi…
Toplaşıp, malum medya grubunun ve genel iktidarın ekmeğine yağ sürmeyi başarabiliyorsa
Ve aslında küfür ettiği yönetime farkına varmadan destek oluyorsa…
Truva atının içi dolmuş taşmış bile…
Bu tevzirat makineleri, bu Truva atı mürettebatı bu kente ihanet etmeye devam ediyor.
Bu kesin de…
Arada CHP’nin tümüne küfür ediyor, etmeye devam ediyor…
Peki öne alınması düşünülen yerel seçimler geldiğinde;
Kalkıp sandukalardan aday çıkartırlarsa ne olacak?
CHP’ye ellerinde kazma kürekle saldıran bu CHP’lilerin durumu ne olacak?
Önce beynin şampiyon olacak…
Parti içi muhalefet yaparken, kendi ayağına sıkan ben başka grup görmedim…
Bu mantıkla bu CHP’nin işi Allah’a kalmıştır…
Altına, üstüne, üyesine sahip çıkamayan,
Kendi belediye başkanını kollayamayan il yönetimi olursa bu olur…
Kendi zararları kendilerine… Benim üzüldüğüm kentin hali…
Hem partilerine hem kente zarar veren Truva atı mürettebatı,
Her gün küfür ettikleri “Onlar”a teslim edecekler kenti…
Rahatlayacaklar…
Ya da futbolda olduğu gibi,
Taaa amatör kümeye kadar yolun var…
Vah İzmir’e…

***

“Kemal Baysak’a büyük onur”

seckin-kemal-baysakBak şimdi…
Kemal Baysak DYP’li idi.
Karşıyaka’nın en nezih, asil ve babacan başkanlarından biriydi…
Sonradan sağcısı solcusu herkesin Kemal abisi, Kemal babası oldu…
Karşıyaka Belediye Meclisi, caddenin adını Kemal Baysak Bulvarı koydu.
Büyük alkışlıyorum…
Kemal Baysak bunu hak edenlerin en başında geliyordu.
Hem meclise hem belediye başkanına aferin.
Yalnız bu haberi “Kemal Baysak’a büyük onur” diye verene de bir çift lafım var.
Üç metre asfalt Kemal Baysak’ı onurlandırmaz kardeşim.
Kemal Baysak adı, o asfaltı büyütür, ağırlaştırır, unutulmaz kılar…
Bir onur durumu varsa Kemal Baysak’ın isminin oraya verilmesidir.
Yani asıl onur Kemal Baysak gibi bir ismin Karşıyaka’ya mal olmasıdır…
Çok yaşa Baysak Başkan…
***

“Yalan söylüyorsun”

Yazmamak için direniyorum ama olmayacak…
Karşıyaka’da cumartesi günü yapan açılışta, ön girişte stat protestosu yapan grup vardı.
Gazete şöyle yazdı;
Kemal Kılıçdaroğlu’nu protestoculardan kaçırıp, miting alanına arka kapıdan aldılar”
Yuh…
Yalanın, kinin, öfkenin gözleri nasıl kör ettiğini daha iyi gördüm.
Ya da malum medyanın nasıl çalıştığını, işine geldiği gibi insanları nasıl kandırdığını…
Çünkü toplantı ve miting alanları, OHAL kararları gereği polisin istediği gibi düzenleniyor.
Protokol müdürlükleri; polise ya da genel başkanın koruma müdürlüğüne danışarak, korumaların onayı ve isteğiyle günler öncesinden kurulumlarını yapıyorlar.
Önlem değil, aslında proje baştan beri böyleydi…
Genel başkan, izdihama sebep olmasın diye daha müsait olan arka yoldan alınacaktı.
Hatta, zincirli protokol yolu dahi düzenlendi.
Gidin birine bi sorun be kardeşim.
Yok kibirin mi var? Bakaydın koridor kimin için kuruldu diye…
Valilik OHAL durumlarında nasıl miting yapılacağını, satır satır yazıyor zaten.
Eskiden bu kadar sıkı değildi.
Ancak dikkat ederseniz artık bütün toplantılarda, yaya girişleri oluşturuluyor.
Herkes tek tek aranıyor ve alanın tamamı demir bariyerle çevriliyor.
Kapı girişleri dahi emniyete bildiriliyor…
Kim attıysa, sağlam atmış…
Burada biri yanlış yerdeyse, o da protesto yapan grup…
İstihbaratı zayıfmış demek...

….

Ağzımı doldura doldura söyleyeyim…
Sen gazeteci değilsin; yalancı, yalağın tekisin…
Yalancı gazeteci…
Utan… Çünkü senin adına meslektaşın olarak ben utanıyorum…
Çünkü yalan söylüyorsun…
Acısı… Yalan yazıyorsun…

***

DELİ ZİYA: Bak bi de lafını yapmış ; “Bütün kadınlar güzeldir” diyor... Esnaf da buna “Sürümden kazanma” diyor oğlum… Yemez…