Merakla beklenen asgari ücret “işçinin görüşü” olmaksızın açıklandı. Beklentilerin çok altında kalan asgari ücretin rotasını Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve işveren temsilcileri büyük ölçüde belirledi.

Eğitimde, sağlıkta, temel hizmetlere ulaşmada dibe vuran yurttaşa, şimdi de dibin dibine vuran asgari ücretliler eklendi. Emekliler zaten perişan ve 3 Ocak’ta belli olacak yeni zamlardan artık kimsenin umudu kalmadı. Bu gelişmelere her zam döneminde müdahale eden Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ise bu kez müdahale etmediği gibi açıklamaları herkesi şaşırttı. 22 bin liralık asgari ücreti, katıldığı parti toplantısında, “İşveren daha fazla vermek istiyorsa versin, onların önünü kesen yok. Bizler "Sen niye bu kadar verdin?" demiyoruz. Biz tabanı belirliyoruz. Daha fazla vereceksen, ver. Elini tutan yok, cebine müdahale eden "dedi. Erdoğan’ın geçinemeyen pazardan çürük mal almak için akşam saatlerini bekleyenlere ise bir önerisi oldu: 

“Faizle izah edilmeyecek keyfi fiyatlandırma alışkanlıkları elbette bizim işimizi kolaylaştırmıyor zorlaştırıyor. Serbest piyasa ekonomisini başıbozukluk olarak algılayan ve bunu olabildiğince istismar eden bir kesim var. Ama bunların da üstesinden geleceğiz. Esasen bu konuda en etkili yöntem milletimizin fahiş fiyat artışı yapan ürünleri ve hizmetleri boykot etmeleridir. Satılmayan ürünün, kullanılmayan hizmetin, alıcısı olmayan mamulün fiyatının bir önemi de kalmayacaktır.”

17 milyonun 7 milyonu asgaride

TÜİK verilerine göre Türkiye'de ücret ve yevmiyeyle çalışan özel sektör işçileri toplamı 17 milyon 433 bin kişi olarak yer alıyor. Sosyal Güvenlik Kurumu'na bildirilen prime esas kazançlara göre Türkiye'de yaklaşık 7 milyon kişi asgari ücretle çalışıyor. Cumhurbaşkanı’nın büyük kentlerde 50-60 bin lira alanlar var dediği kitlenin ise çok az bir grup olduğunu söylemek yanlış olmaz.

Bizi Avrupa ile kıyaslamaya kalkanlar var. Sosyal devlet olma konusunda Avrupa’nın çok uzağındayız. Bu rakamlarla ülkemizdeki sosyal barışı korumanın da zor olduğunu her gün yaşadığımız haberlerde görüyoruz. Ev sahibi kiracı kavgaları ölümle bile sonuçlanıyor ülkemizde. Eğitime, sağlığa erişimin karşılığı ise “Paran kadar eğitim, paran kadar sağlık.”

Asgari ücretin açıklandığı gün yaşadığımız İzmir’de AK Parti binalarına gelen telefonların haddi hesabı yok.  Ama iktidarın bu tepkilerin de unutulacağına inançları sürüyor sanırım. Suriye’de yaşananlara güvenen bir iktidardan da söz etmek yanlış olmayacaktır. Bu nedenle iktidardakiler haklı olarak yakınan insanlara bakma, dikkate alma gibi bir derdi yok.