Gökte süzülen uçaklara bakmaya
korkardım. O koca çelik gövdenin
havada asılı hali, tüylerimi diken
diken ederdi. “Asla binemem” derdim.
Günün birinde deli cesareti geldi,
Amerika'ya gitmeye kalkıştım.
Çok korktuğuma binecek, İstanbul-
Miami arasında, kesintisiz 13 saat yolculuk
edecektim.
İş ciddiye binip de biletler alındığında,
dudaklarım altlı, üstlü uçuk doldu.
Seyahat gününü hatırlıyorum da; koluma
girmiş dostlarımın arasında yürümedim,
uçağın merdivenlerinde ayaklarımı
sürüdüm.
Kalkış anında kesilen nefesim, havadaki
her sarsıntıda daha bir daraldı.
Kemerimi 13 saat boyunca hiç
çözmedim!
Uzun uçuşlara özel terlikleri giymek şöyle
dursun, ayağımdaki botları hiç çıkarmadım.
Hangi akla hizmet bilmiyorum. O sağlıksız
ruh haliyle; “düşecek olursak, yalınayak
kalmayayım” diye düşündüm herhalde.!
Oğlum o zaman altı yaşındaydı... O'na
da kötü örnek olmayayım diye kendimi
sıktım da sıktım. Korku çığlıklarımı hep
içimden attım.
Miami'ye indiğimizde havaalanı görevlisi
yeşil- sarı suratımı gördüğünde endişeyle,
“sen iyi misin” diye sordu. Nasıl diyecektim
elin adamına; “birader ne sen sor, ne ben
söyleyeyim.”
Bu ilk deneyimime sonraları niceleri
eklendi... Uçaktan hala korkuyorum ama
hala biniyorum. Gariptir; korktuğum kadar
büyük de zevk alıyorum. İniş sonrasındaki o
büyük mutlulukla sanki tazelenip,
yenileniyorum. Çözümü ben kendimce
buldum, korkumun üzerin bodozlama gittim.
Ama bir uzmanın kapısını çalsaymışım
bana şunları diyecekmiş:
Uçağa binmeden önce, bitki çayı gibi
seni rahatlatacak bir şeyler iç.
Yanına kitap, dergi al.
Elektronik aletlerini uçak moduna alarak
oyun oyna, fotoğraflara bak, videolar izle. Bu
yolculuğunu daha kolay hale getirecektir. İlk
uçuşunu kısa mesafeye yap. Türbülansın az
olduğu bir rota belirle.
Çarpıntın, baş
dönmen, karın ağrın
olabilir.
Endişelenme. Uçuş
korkunu uçak
persoleni ile de
paylaş.