Çocukken babamla yaptığımız uçurtmaları çok severdim. Pikniğe gidildiğinde benim görevim altıgen uçurtmamı özgürlüğüne kavuşturmaktı. Tahta çubuklarından tutup uçurtmayı en üst noktaya kaldırır, verilen işaretle ellerimi bırakır, babamın iplerinden tutarak koşmasını izlerdim. İçi havayla dolan renkli hayalim rüzgarın da etkisiyle gökyüzüne yükselirdi. Babam uçurtma bulutlara yaklaştığında ipi bana verirdi. O gün bugündür uçurtmayı düşürmemeye çalışıyorum. Ama bazen düşüyor...

Hatalarımızı görmek, yenilenmek ve değişmek zordur… Fark ederek başlayan ve üzerinde ısrarla durup kendimizi zorlayarak girdiğimiz acılı bir süreçten sonra ancak kimi olumsuz yanlarımızı geride bırakarak devam ederiz yaşama. Yoksa aksayan ve eksik yönlerimiz bizi takip eder ömrümüz boyunca…

***

Öyle ki, bağı çözülen bir ayakkabı gibidir kötü huylar… Üzerine basıp düşmeniz an meselesidir… Düşersiniz de… Hem de sıklıkla… Her düşüşünüzde bazen bir iş, bazen bir dost, bir arkadaş ya da bir kardeş kaybedebilirsiniz ve belki bir gün kendinizi…

Siz hiç kanatarak bir restorasyona soktunuz mu içinizdeki sizi? Boğuşurken acıyla içinizden yeni bir siz çıkardınız mı? Yeniden daha güzel bir hayata “merhaba” dediniz mi hiç?

Zordur değişmek… Ama yeni siz gelecek için umut verir, yeni hayal kurdurur, yaşama sevincinizi artırır…

Bu yönde verilecek karar yeni bir başlangıcı gösterir… Aynı verdiği kararın ardından daha uzun yaşama şansına sahip olan kartallar gibi… 70 yaşına kadar yaşayan en uzun ömürlü kuş türü olan kartallar, 40’lı yaşlara geldiklerinde zor bir karar vermek zorundadırlar. Çünkü kartalın yaşı 40'a vardığında pençeleri sertleşir, esnekliğini yitirir ve bu nedenle de beslenmesini sağladığı avlarını kavrayıp tutamaz duruma gelir. Gagası uzar ve göğsüne doğru kıvrılır. Kanatları yaşlanır ve ağırlaşır. Tüyleri kartlaşır ve kalınlaşır. Artık kartalın uçması iyice zorlaşmıştır.

Böylece bir seçim yapmak zorunda kalır…

Ya ölümü seçecektir ya da yeniden doğuşun acılı ve zorlu sürecini göğüsleyecektir.

Siz hiç böyle bir sürece tanıklık ettiniz mi? Ne kadar kanattınız içinizdeki sizi ve sonucu ne oldu?
Kartal yaşama devam kararı verdiğinde bu yeniden doğuş süreci 150 gün kadar sürer. Önce bir dağın tepesine uçar ve orada bir kaya duvarda, artık uçmasına gerek olmayan bir yerde, yuvasında kalır. Bu uygun yeri bulduktan sonra kartal, gagasını sert bir şekilde kayaya vurmaya başlar. En sonunda kartalın gagası yerinden sökülür ve düşer. Kartal bir süre yeni gagasının çıkmasını bekler. Gagası çıktıktan sonra bu yeni gaga ile pençelerini yerinden söker çıkarır. Yeni pençeleri çıkınca kartal bu kez eski kartlaşmış tüylerini yolmaya başlar. 5 ay sonra kartal, kendisine uzun süreli bir yaşam bağışlayan meşhur yeniden doğuş uçuşunu yapmaya hazır duruma gelir.

Siz hiç yenden doğduğunuzu hissettiniz mi? Ve hatırlayabiliyor musunuz bu ne kadar önceydi?

***
Zafer uçuşunu sürdürmek için eski alışkanlıklarımızdan ve anılarımızdan kurtulmak zorundayız. Geçmişten sıyrılarak deneyimlerimizle yeniden doğuşun getireceği olağanüstü sonuçlarından tam olarak yararlanabiliriz. Bazen değişim yolunda kararlarımız acı da verse, unutmamalıyız ki bize yeniden doğuşun kapılarını açacaktır...

En başta söylediğim uçurtma aslında kişinin kendisidir. Uçmasını sağlayan rüzgar, farkındalığı ve deneyimleridir. Annelerimiz uçurtmayı taşıyan ve onun yolunu kaybetmemesi sağlayan ipken, baba her zaman güvenli, sağlam bir tutuş ve dayanak noktasıdır. Her düşüşte yerden kaldırma gayretinde olandır... Yeni bir deneyim için ipi size bırakandır.

Size bu yolculukta yardım edenleri unutmayın.