Açık söyleyeyim tam 15 yıldır her seçimden sonra halkım tarafından ihanete uğramışlığı, yenilmenin verdiği hüznü ta ciğerimde hissederdim.
Bu kez hiç öyle olmadı.
Tüm Türkiye biliyor ki aslında Hayır kazandı.
Gözümüzün içine baka baka yine seçim sonuçları manipüle edildi.
Bunu bekliyor muyduk? Ne yazık ki evet... Tek çekincemiz buydu zaten.
Çünkü yapılan tüm kamuoyu araştırmaları ve anketler gösteriyordu ki Hayır oyları kesinlikle öndeydi.
Ama karşımızda yenilgiyi asla kabul etmeyecek, zafere giden yolda her tür oyunu mübah sayacak bir zihniyet de vardı.
Dedik ki bakalım bu kez nasıl ve neler yapacaklar?
Biz oylarımızı çalarlar diye sandıklarımıza dört koldan sahip çıkmaya çalışırken bu kez hiç beklemediğimiz bir yerden vurulduk: YSK!
Dere geçerken at değiştirildi.
Oylar açılmaya başladıktan ve gidişat Hayır yönünde görünürken birdenbire akıl almaz bir karar çıkartıp, mühürsüz oyları da kabul edeceklerini söylediler.
O an hepimiz anladık ki bu iş dürüst ve adil bir şekilde sonlanmayacaktı.
Öyle de oldu.
***
Peki. Öyle olsun...
Siz de biz de biliyoruz ki bu seçim aslında Hayır oyları önde sonuçlandı.
2002'den beri oy kaybı yaşanmayan İstanbul-Ankara elden gitti.
Ve Trabzon hariç tüm büyükşehirler de öyle...
Atı alanın Üsküdar'ı geçtiği Üsküdar'dan bile Hayır çıktı.
Aradaki fark sadece 1 milyon 400 bin oya yakındı.
Bu rakamı doğru kabul ettik diyelim, o zaman hani şu başım ağrıyor, başka şehirdeyim işim var gelemem, grip oldum ateşim çıktı vs deyip sandığa gitmeyenler var ya, işte bu sonuç hepinizin utancı olsun.
Kızaracak yüzünüz varsa biraz utanın.
İhanetinizin, vatan hainliğinizin ve ahmaklığınızın cezasını bu ülke çok çekecek.
Ama bir süre...
Nedense içim çok ferah benim.
Bu ülke insanı ile ilgili pek umudum kalmamıştı açıkçası. Artık var.
O kadar da uzun boylu değil, dedi bu halk.
İki kişiden biri 'seni Başkan olarak görmek istemiyoruz' dedi.
İki kişiden biri parlamenter sistemden vazgeçmek istemiyoruz dedi.
İki kişeden biri, kafasında fesle sarıkla dolaşan Osmanlı meraklılarına saçmalamayın, soytarılık yapmayın dedi.
Bu ülkede aklı başında, ülkesini seven, barış ve huzur içinde yaşamak isteyen, Cumhuriyet rejiminden asla vazgeçmek istemeyen, ülke yönetiminin bir ailenin eline bırakılmasına razı gelmeyecek insanların sayısı çoğunlukta.
Biz çoğunluğuz.
Bunu aklınıza sokun.
Bırakın şu cenaze evinden çıkmış yüz ifadenizi.
2019'a kadar bu derenin altından çok su akar.
Taşlar, insanlar, parti başkanları, şartlar daha çok değişir.
Anayasa bir kez değiştiyse, bir kez daha değişir.
Su akar yolunu bulur.
Ve iyilik hep kazanır.
Sakin... Ve umutla kalın.