İstihbarat gelmiş...
Hangi konuda olacak?
19 Mayıs'ta Anıtkabir'e
IŞİD saldıracakmış...

Geldiği söylenen istihbaratı,
Yandaşlarda yayınlatsalar,
Kimseyi inandıramayacaklar.
O yüzden başkasına sızdırmışlar.

İşin özü şudur;
Atatürk ve Anıtkabir,
KaçakSaray'dan daha çok,
Daha içten ziyaretçi alıyor.
Her geçen yıl artıyor.
Özellikle de belli günler,
Anıtkabir dolup taşıyor...

Sanki Silvan'dakini,
Sanki Ankara, İstanbul,
Ve daha başka illerdeki,
IŞİD çetecilerinin,
Katliamlarını engellemiş,
Katilleri bulabilmiş gibi,
19 Mayıs'ı ortaya attılar...

Anımsayın söylediklerini.
Ne diyorlardı?
“Her istihbarata inanmayın,
Her söze kanmayın,
Her yazılana bakmayın...”

Aynen de öyle...
Tam 19 Mayıs gelmişken,
Tam da yurdum insanı,
Atasıyla buluşacakken,
Ver el altından bilgiyi,
Sarsın milleti bomba korkusu...

Göreceksiniz ki,
Yalanlayan tek bir yetkili,
Tek bir bakan, başbakan,
Ya da benzeri olmayacak.
Hem yazdırmış olacaklar,
Hem de fısıltıyı yayarak,
Milleti uyutacaklar...

Yerler mi?
Yemezler...
Bu 19 Mayıs daha coşkulu,
Daha anlamlı geçecek.
Birileri sarayında ürkse de...

Peki, şimdi ne yapacağız?
O sorunun yanıtını da,
Sarı saçlı, mavi gözlü,
O dev adamdan okuyalım:
“Efendiler, bu durum karşısında tek bir karar vardı.
O da millî hakimiyete dayanan kayıtsız şartsız, bağımsız yeni bir Türk Devleti kurmak... Samsun’da, Anadolu topraklarına ayak basar basmaz uygulanmasına başladığımız karar, bu karar olmuştur...
Türk’ün haysiyeti, gururu ve kabiliyeti çok yüksek ve büyüktür.
Böyle bir millet esir yaşamaktansa, mahvolsun daha iyidir.
Öyleyse ya istiklâl ya ölüm!”