Hâkim, “Tayin edilir miyim acaba" diye bir soru aklına geldiği anda, önündeki bütün davalarda bağımsızlığını ve tarafsızlığını kaybeder. İki evladını üniversitede okutan bir hâkim olduğunuzu düşünün, çocuklarınız sizinle lojmanda oturuyor. Verdiğiniz karar nedeniyle aniden başka bir yere tayin edilme endişesi taşıyorsanız, birilerini rahatsız edebilecek olan doğru kararları gönül rahatlığıyla verebilir misiniz? Hâkimlerin, kararları beğenilmediği için tayin edildiğine dair söylentiler hukuk camiasında yaygındır. Bir kısım Hâkimler Savcılar Kurulu (HSK) kararlarının, ilgilisinin itirazı üzerine düzeltilmesinden yola çıkarak bir tahmin yürütülebilen bu konuda, gerçeğin tam olarak ne olduğu değil, neyin gerçek olarak algılandığı daha önemlidir. Zira toplum ve hukuk camiası söylentileri gerçekmiş gibi algılamaktadır.
Her şeye rağmen dürüst ve tarafsız kalabilen vicdanlı hakimler başlarına bir şey gelebileceğini düşündükleri durumlarda, kendilerini korumaya alırlar. Zaman içinde davanın önemi azalsın ve taraflar sulh olsunlar, kararı sonra gelen hâkim versin ve benzeri düşünceler ile karar vermeyi geciktirirler. Keşif yapmak, bilirkişi görüşü ve ek görüş almak, tezkere yazarak soru sormak, beyanlarını yazılı olarak sunmaları için taraflara süre vermek gibi çeşitli sebeplerle duruşmaları başka bir güne bırakırlar ve davalar uzar gider. Böyle durumlarda hâkimler yanlı karar vermeseler bile kendi lehlerine hareket ederek tarafsızlıklarını yitirirler.
BASKI KURUYORLAR
Adalet Bakanı’nın başkanı olması ve 13 üyesinin tamamını ataması sebebi ile iktidardaki siyasileri, HSK vasıtasıyla hâkim ve savcılar üzerindeki mutlak yetkilere sahiptir. Bu durum karşısında hâkim teminatına ve hukuk güvencesine sahip olmayan hâkim ve savcılarımızın endişeli olması kaçınılmazdır. Öte yandan türlü yöntemlerle bu endişeden yararlanmak isteyen kesimlerin hakimler üzerinde baskı kurmak istemesi, baskı kurduğu ve bunda başarılı olduğu da tabii bir gerçekliktir.
HSK geçenlerde 3 bin 500 civarında hâkim ve savcının terfisine karar verdi, 400 civarında hâkimin derecesini yükseltti. Yaklaşan yaz kararnamesi döneminde HSK, bunların tamamını yeni ve daha önemli görevlere atayacak, ayrıca sayıları 21 bine yaklaşan hâkim ve savcıların yaklaşık dörtte birini yeni yerlere tayin edecek. Binlerce terfi ve tayin kararının tamamı, elbette isabetli olamaz. Ceza davalarında beraat kararlarının çok olmasından yola çıkarak HSK’nin binlerce idari kararının da benzer oranlarda hatalı olacağını, yüzde 10'unun hatalı olacağı kabul edilse bile yüzlerce kararın hatalı olduğunu öngörebiliriz.
HSK’nin kararları sadece ilgili hâkim ve savcıyı değil hepimizi çok yakından ilgilendirir. Nitekim en son terfi ettirilen hakimlerin 2023 seçimlerinde görev verilmek üzere seçilmiş taraflı kimseler olabileceği yönünde spekülasyonlar yapılmakta. Hakimlerimize koşulsuz güven sağlamamız, spekülasyonları elimizin tersi ile itebilmemizin asgari şartı HSK'nin terfi ve tayin kararları dahil yargının idaresine ilişkin bütün kararlarının yargı denetimine tabii olması, eksik, hatalı ve art niyetli kararlarının tespit edilerek iptal edilebilmesidir.
Daha İyi Yargı Derneği, HSK'nin kararlarının tamamının yargı denetimine açılmasını, sadece ilgililer değil isteyen herkesin masraf etmeden, risk almadan dava açabilmesini, bu davaları görmek için uzman Adalet Yüksek Mahkemesi kurulmasını önermektedir. Sonraki yazımda bu mahkemeyi anlatacağım.