Eskiden;
- Kayınvalidene sulanabilir misin?
- Kayınpederinden çocuk yapabilir misin?
- Teyzene nikah düşer mi?
- Annenin diz kapağından tahrik olursan bu günah mıdır?
- 7 yaşındaki çocukla evlenmek caiz midir?
... gibi konularda halkımız çok cahildi.
İnsanlar 'hala, dayı' demeden birbirine dalıyordu.
Evlilik için boşu boşuna 18 yaş falan bekleniyordu.
Ama sonra çok şükür ki bütçesi bakanlıkların ve MİT'in beş katına çıkarılan, eline harcaması için en son 10.5 milyar lira verilen Diyanet İşleri Başkanlığı işi ele aldı da tüm bu cahiliyeden kurtulduk.
Yattılar kalktılar bize hangi akrabalarımızla cima edebiliriz onu anlattılar.
Ha bir de çocuklarda evlilik meselesinin yanlış bilindiğini!
Artık halkımız biliyor, 15 yaşında çocuk mu olur allasen?! 10 yaşında mı ergenliğe girdi, evlendir gitsin!
***
Neyse bu 'akrabalardan kim kiminle yatabilir' meselesi iyice belletildikten sonra şimdi sıra yine çok ama çok önemli bir konuya geldi.
Hatta konu öyle önemli ki bence 10.5 milyarlık bütçe bu işi çözemez.
Artırılsın.
Çünkü karşımızda savaşmamız gereken çok güçlü düşmanlar var.
Kim onlar?
Sayıyorum:
He-Man, Voltran, Ninja Kaplumbağalar, Bugs Bunny ve -sıkı durun- Temel Reis!!!
Evet alkol satışlarından elde edilen vergilerle bütçesi günden güne artırılan Diyanet İ.B. alkol satılan yerlerden alışveriş yapmak haramdır açıklamasından sonra şimdi daha önemli ve büyük bir meseleye parmak bastı.
Çizgi filmlere savaş açtı!
Sebep; bu çizgi filmlerin "dini ve milli duygulara aykırı olduğunun" tespit edilmesi.
Ne o öyle kahramanlar hep kötülere karşı savaşıyor ve sonunda her zaman iyiler kazanıyor!
Ay, utanmadan bir de filmin sonunda iyilere, kötüleri yendikleri için ödül veriliyor. Olacak iş değil!
Hele o Voltran yok mu?
'Tek başına bir gücün yok belki ama eğer bir araya gelip güçlerinizi birleştirirseniz kötülere karşı her zaman zafer kazanabilirsiniz' gibi saçma sapan şeylerle çocukların kafasını dolduruyor.
***
Oysa yıllardır bu ülke insanına ve çocuklarına, kötülerin iyiler karşısında kazanmak için deneyecekleri her yolun mübah olduğu ve önünde sonunda mutlaka kötülerin galip geleceği öğretiliyordu.
İşte bir anda fark edildi ki bu ulvi amaca taş koyan ve ismi 'çizgi film kahramanları' olan bir takım zırtapozlar çocuklarımızı içten içe zehirliyordu.
Temel Reis bunların başında geliyordu.
Hemen derdest edilmeliydi. Nasıl olsa bütçemiz sağlamdı.
***
Diyoruz ki başımıza daha ne gibi saçmalıklar gelecek, ama hep daha fazlası geliyor işte...
Yani gerçekten kelimenin tam anlamıyla bize bu yaşatılanlar 'deli saçması'.
Demek Heidi falan desen 'bırak o küçük o.....yu, dedesinin yanında utanmadan mini elbiseyle geziyordu' diyecekler.
Ensar'da ve daha birçok Kuran kursunda tecavüze, şiddete uğrayan çocuklar için ağızlarından tek kelime çıkmaz ama...
Üstünü kapatırlar hatta... Bir kerelik olay der, geçiştirirler.
Sonra oturdukları yerden para kazanmaktan sıkılır, böyle kendilerince çok önemli(!) sorunlar icat ederler.