Her dağ kendi destanını saklar koynunda,

Her orman kendi uğultusunu...

Bizim dağlarımızda Mustafa Kemal’in destanı,

Ormanlarımızda kuvvacıların uğultusu vardır...

19 Mayıs; ulusların ulusları sömürdüğü emperyalizme karşı, ulusça açtığımız savaşın başlangıç tarihidir.

Birinci Dünya Savaşı’nda müttefikleriyle birlikte yenik çıkan Osmanlı İmparatorluğu’nun, ülkenin işgaline sessiz kalışı, padişah ve hükümetin kişisel çıkarları uğruna ülkeyi gözden çıkarma ihaneti 19 Mayıs’ı yaratan etkenler olmuştur."

İhanete, karanlığa, zulme ve işgale yüreğiyle, yürekleriyle direnecekler olacaktı bu güzelim topraklarda.

**

Baskıya, yürekleriyle karşı gelenlerin simgesi olarak bir 19 Mayıs günü ulusun bağımsızlığını ve ulusal ant “Misakı Milli” ile belirlenmiş olan ülkenin bütünlüğünü kurtarmak için Samsun’a çıkacaktı 38 yaşındaki Ordu Müfettişi Mustafa Kemal.

Çünkü Falih Rıfkı Atay’ın tanımıyla; “Vatanları sarayları veya konaklarının kapı eşiğinden başlayanlar, iki büklüm, diz üstü teslim olmuşlardı.”

**

Yeryüzünde emperyalizme karşı ilk ulusal kurtuluş savaşını başlatan Türkiye'nin 1919’larda açtığı özgürlük ve bağımsızlık bayrağının yükseklere, daha yükseklere çekilme kavgasının verilmesinin üzerinden yıllar geçti.

19 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal’in başlattığı Ulusal Kurtuluş Savaşı, yeryüzündeki tüm ezilen ve mazlum uluslara önder oldu.

**

Genç Türkiye Cumhuriyeti’nin 97. yılının yaşandığı bir süreçte ise Falih Rıfkı Atay’ın 19 Mayıs 1942’de yazdıklarını - bir kez daha- anımsamak gerekiyordu;

“19 Mayıs’ta iki şey düşünmekten geri kalmayınız.

Ne’den kurtulduk, nasıl kurtulduk?

Bu iki sualin cevabında bütün gelecek zaman vazifelerinin sırları saklıdır.

Bir millet nasıl gözü kapalı, elleri bağlı, mezar ağzına kadar sürüklenip gelir ve ölüm pençesi ciğerine işledikten sonra dahi nasıl kendini kurtarabilir. 19 Mayıs’tan önceki ve sonraki günlerin tarihi bize bunları öğretmiştir”

**

Mustafa Kemal’in, Mustafa Kemaller’in bu topraklar üzerinde yediveren gülleri gibi fışkıracağı, beyaz türkülerin söyleneceği, özgürlük ve bağımsızlık günlerinin yaşanacağı günler için ise Falih Rıfkı Atay’ın şu sözlerini de unutmamamız gerekiyor.

“Çünkü gene imtihan günleri gelip çatabilir; gök kara bulutlarla alçalıp ufuklar gözden kaybolabilir..."