“Emilia Pérez”, Mayıs’ta Cannes Film Festivali’nde ilk gösteriminden bu yana, 2024’ün üzerinde çok konuşulan filmi oldu. Elbette ki filmin kazandığı Jüri Büyük Ödülü ve 4 kadın oyuncusuna birden verilen En İyi Kadın Oyuncu ödülü gündemi belirleyen ana faktörlerin başında gelse de yine de farklı görüşler ortaya çıktı. Bu arada Cannes tarihinde ilk kez bir filmin bu kadar çok ödüle layık görüldüğünün de altını çizmek lazım.

Emilia Pérez-MUBİ

Yönetmen: Jacques Audiard.

Oyuncular: Zoe Saldana, Karla Sofia Gascon, Selena Gomez, Adriana Paz, Paul Ramirez.  

Emilia Perez-1

Filmin müzikal ana yapısını dram ve komediyle kusursuz harmanlayan yönetmen Jacques Audiard'ın alışılmadık ve tuhaf hikaye anlatıcısı olduğu zaten bilinir. Sinematografisinde sıra dışı karakterler çoktur. Örneğin bir alkoliğin oğlu sahtekâr olur ve bir direniş kahramanıymış gibi davranır (Sahte Kahraman-Un héros trés discret, 1996), sağır bir ofis çalışanı, rehabilitasyondaki bir genç suçluya aşık olur (Dudaklarımı Oku-Sur mes lévres, 2001), bar fedaisi çift bacağı kesilmiş bir katil balina eğitmenini baştan çıkarır (Toz ve Kemik-de rouille et d’os- 2012), kenarda bir kamu konut kompleksinde kapıcı olarak çalışan Tamilli bir mülteci, mahalleyi terörize eden çeteye savaş sanatının gerçekte ne olduğunu gösterir (Dhepaan , 2015). Liste böylece uzayıp gider. Yine de Emilia Pérez ondan olan beklentileri aştı demek abartı olmaz.

Birçok kıvrımı ve dönüşü ifşa etmeden, bilmeniz gereken tek şey, müzikal anlatımı sinemanın birçok türleriyle harmanlayan bir film olduğu.  Müzikal yapıyı dram, aşk, kefaret, ihanet, politika ve bir mafya hesaplaşması olarak tamamlıyor. Bu farklı yapılar asla ekleme gibi durmuyor. Geçişler ustaca, izlemesi çok ama çok keyifli. Müzikal yapıyı bir kenara bırakacak olsak altta yatan öykü yürek yakacak kadar acılı. Kartel savaşları ortasında onca kayıp evladı arayan anneler ve eşler var, hukukun satın alındığı bir ülke gerçeği var. Şarkılı anlatım her şeyi yumuşatıyor, büyüleyici bir atmosfere taşıyor. Şarkıların her birisi tematik bütünlüğü tamamlıyor.

Emilia Perez1

Olayların geçtiği ana kara parçası Meksika olarak karşımıza gelmesi de tesadüf değil. Türler arası geçişleri layıkıyla yansıtabilecek karmaşık, kaotik, renkli bir ülke.

Çalıştığı hukuk firmasındaki patronları tarafından sömürüldüğüne inanan, hırslı Meksikalı Avukat Rita (Zoe Saldana) kariyerinden çok mutsuzdur. Kendisine saygısı kalmamıştır. Suçlu mafya liderlerini aklamaktan bıkmıştır. Yalan dolan dolu savunmaları kendi kendisine olan inancını yitirtmiş, mutsuz bir hayata mahkum etmiştir. Telefonla bir randevuya davet edilir. Kafasına çuval geçirilerek, birileri tarafından sokak ortasında kaçırılır. Gözleri kapalı, gece vakti vahşilik ve huzursuzluk saçan ultra-maço bir figürün karşısına götürülür. Karşısında Manitas del Monte (erkek kılığında Karla Sofia Gascon) yaşayan en önemli uyuşturucu karteli patronu vardır. Rita’ya içinde hissettiği ve artık baş edemediği kadınsı duyguları bir dönüşüm operasyonuyla gerçek bir bedene dönüştürmek istediğini ve bunu da uzun süredir planladığını söyler. Teklifi nettir; Rita’ya hayatının geri kalanını garanti altına alacak yüklü bir ödeme karşılığı tüm organizasyonu yönetecektir. Ortadan kaybolmasını, ameliyatın yapılacağı yeri, doktoru, karısı ve çocuklarının İsviçre’ye yerleştirilmesini ve tüm para trafiğini yönetecektir. Artık Rita için dönüş yoktur. Teklifi duyması kabul etmesiyle eş anlamlıdır. İlk işi operasyonu üstlenecek cerrahı bulmaktır. Arayışları Tel Aviv’te Doktor Wasserman’da noktalanır. Doktoru ameliyatın teknik kısmından çok ruhsal yanı ilgilendirir: “cinsiyet değişimi tamam da, ruh eşlik edecek midir?”. Öykünün geri kalanını buradan itibaren izleyenlere bırakıyorum.

Emilia Perez2

Cannes tarihinde ilk kez bir filmin 4 kadın oyuncusu birden, en iyi kadın oyuncu ödülüne layık görüldü: Zoe Saldana, Karla Sofia Gascon, Selena Gomez ve Adriana Paz. Her birinin hayranlık uyandıran performansı arasından ilk trans birey olarak ödül alan Sofia Gascon’u kenara ayırıyorum. Her mimiği, bakışı, her beden hareketi öykünün ruhunu o kadar güzel yakalıyor ki… Onsuz bu film bu kadar etkileyici olamazdı.

Zoe Saldana ise zarif fiziğine eşlik eden oyunculuğuyla, müzikaliteyi ve dramı olağan üstü bir performansla birleştiriyor. Şarkılarını da üstelik kendisi seslendiriyor. Zaten tüm şarkılar kadın boyuncular tarafından seslendirilmiş. Çocuk şarkıcı olarak hayatımıza giren Selena Gomez ise şarkıcılığı yanında artık ciddiye alınması gereken bir oyuncu olduğunu kanıtlıyor.  

Emilia Perez

Cannes’da en iyi film müziği ödülünü kazanan Camille ve Clément Ducol ikilisi, temanın ruhunu yansıtan şarkıları müzikalite ve söz olarak muazzam bestelemişler. 2 yıl sürmüş yaratıcı süreçleri. Sinemasal bir opera olarak tasarlamışlar. Karakter içinde bulunduğu durumu ve duygularını şarkılarla aktarıyor.   

Bu yılın çok tartışılan çok sevilen bir filmi oldu Emilia Pérez. Ben sevenler sınıfında yer alıyorum. Sahi bir soru hala açıkta: “ruhsal değişim ameliyata eşlik ediyor mu?”

Emilia Perez3