Önce şu üç anekdot Kurtuluş Savaşı’na "Yunan Tiyatrosu", "Mustafa Kemal Paşa’ya da
"Ulu Mikrop" diyen alçaklara gelsin!: "Kapı büyük bir gürültüyle açıldı, çıldırmış gibi bir teğmenle emir subayı yuvarlanırcasına içeri daldılar. Teğmen 'generalim...'diye inledi. 'Süvariler... Binlerce süvari…'
‘Ne diyor bu?’
Emir Subayı açıkladı;
"Türk Süvari Kolordusu, cephe gerimize sızmış efendim."
Trikupis ve Kurmay Başkanı dehşet içinde ayağa fırladılar’’
‘’Paşalar ve karargahları sabah erkenden Kocatepe’ye gelmişlerdi.
İkincisi…
Yunan savunma sisteminin adım adım çöküşünü seyrediyorlardı.
Yalnız Çiğiltepe karşısındaki 57.Tümen bir türlü ilerleyememişti.
Mustafa Kemal Paşa çok sevdiği komutanı Albay Reşat Bey’i teşvik için bizzat aradı. ’Sorun mu var’ diye sordu, ‘’Yarım saat sonra ulaşacağım efendim. Söz veriyorum’’ yanıtını aldı.
Yarım saat dolmuş, Çiğiltepe düşmemişti. Paşa, yeniden Albay’ıyla görüşmek istedi.
Emir Subayı Reşat Bey’in intihar ettiğini, bir de not bıraktığı iletti. Notta mı ne yazıyordu?:
‘’Yarım saat içinde size o mevziyii alma sözü verdiğim halde sözümü yapamamış olduğumdan dolayı yaşayamam!
Son anekdot; ‘’3.Alay Komutanı Yarbay Ferit gözlerine inanamadı. Binlerce Yunanlının içinde kalan 23 erden 17’si, şehit yüzbaşılarının ve arkadaşlarının cesetleriyle birlikte geri gelmişti.
O korkunç kalabalığın içinden nasıl kurtulup geldiklerini anımsayamıyorlardı. Gelmişlerdi işte!
Yarbay hepsini öptü, ödül olarak her birine çay şekeri parçası verdi. Verecek başka bir şey yoktu!’’
Emperyalizm böyle ezilmişti, Anadolu macerası böyle sona erdirilmişti ey müfteriler, ey hainler!
***
Kurtuluş Savaşı destanını yazan tek ozan Nazım Baba 56 yıl önce 30 Ağustos’ta Budapeşte'de ‘’Bizim Radyo’’ya ne demiş?: "30 Ağustos; bizim Türkler’in en büyük bayramlarından biri ve zannediyorum ki yalnız bizim değil insanlığın bayramlarından biri. Çünkü, 30 Ağustos’ta, ilk defa biz Türkler insanlığa sömürgeciliğe karşı ve emperyalizme karşı muzaffer olabilmenin yollarından birini gösterdik. Bu da sömürgeciliğe karşı silah elde çarpışmakla olur. Ve sömürgeciliğin her şeye rağmen yıkılmaya mahkum olduğunu gösteren milletlerden biri de benim milletimdir. Bunun için cidden bu bayram büyük bayramdır. Ve bir daha tekrar ediyorum. Yalnız Türk milletinin bayramı değil, insanlığın da bayramlarından biridir!’’ Ya Gandhi..Gandhi ne demeç vermişti?: ‘’Haydi beni de bir daha tutuklayın İngilizler! Ama tutuklayarak ve öldürmekle iş bitmiyor. İşte öldü sanılan Türkler cenaze törenleri için hazırlanan tabutlarını katillerinin başlarına geçirdiler!’’
Sonra... Sonrası Cahit Külebi’den; ‘’Kattı Kemal Paşa'nın ordusu sürdü gitti, Yetiştikçe vurdu düşmana. Hayın düşman sarhoş gibi sallana sallana On beş günde İzmiri dar buldu, Ölen kurtuldu, sağ kalan teslim oldu. Kaçtı gemiler. ‘’Alnı sargılı, kolu sargılı, boynu sargılı, Ahmetler, Bekirler, Aliler, Mahmutlar, Kâzımlar, İsmailler Peşlerinden yettiler, Diz çöküp Kordonboyuna, Ta yürekten çekip tetiği Gemilere yaylım ateş ettiler. Bu ne inançtı ki, Gazi Paşa! Atının teri kurumadan Sürüp gittin yeni yeni savaşların peşinde.’’
‘’Atatürk önderliğindeki Türk ulusunun, emperyalizmi yerli ve yabancı işbirlikçileri ile Anadolu yaylasına gömdüğü tarihtir 30 Ağustos 1922…’’ Tarihçi-Yazar Sinan Meydan Dostumuz bu tümceyle tanımlar "Büyük Zafer"i. Kurtuluş Savaşı dünyanın da haklı gördüğü en kutsal savaşlardandır. Bir enkazdan yepyeni çağdaş bir devlet kurulmasına yol açmıştır. Vee, elbette, çağdaş ileri ve güzel olan her şeyimizi borçlu olduğumuz Kemal’in Askerleri, gazilerimiz
asla unutulmayacaktır!.. Turgut Özakman’nın Çılgın Türkleri’in ‘’sonsöz’’ünde yazdığı gibi;
‘’Cumhuriyeti yıkmak için çabalayanların, alçakların, müfterilerin uydurdukları yalanlarla dolanlarla dolu sahte tarihe de inanmayın, yalanın yoldaşı da olmayın!’’
Atatürk’ün sözüyle noktayı koyalım: ‘’Bu eser milletimin hürriyet ve istiklal fikrinin ölmez abidesidir!Bu eseri meydana getiren bir milletin bir evladı, bir ordunun Başkumandanı olduğumdan ilelebet mesut ve bahtiyarım!’’